Dünyanın en yardımsever beş ülkesi

Dünyanın en yardımsever ülkeleri olarak belirlenen yerlerde insanları yardımlaşma amacıyla para bağışına ve gönüllü işler için zaman ayırmaya iten etkenler neler?

Hiç tanımadığınız insanlara yardım eli uzatmak iyi bir davranıştan öte bir şeydir.

Gallup araştırma şirketinin yaptığı bir çalışma, insanların başkalarına yardım etme isteğinin pozitif ekonomik faktörlerin göstergesi olduğunu ortaya koyuyor.

140 ülkede 145 bin kişi ile yaptığı araştırmada Gallup, katılımcılara son zamanlarda herhangi bir yardım kuruluşuna bağış yapıp yapmadığını, gönüllü çalışmada bulunup bulunmadığını veya ihtiyacı olan bir yabancıya yardım edip etmediğini sordu.

Sonuçlar 2016 Küresel Sivil Katılım Raporu'nda toplandı. Bu veriler 7,4 milyar olan dünya nüfusuna uyarlandığında her ay 1,4 milyar insanın yardım kuruluşlarına para bağışında bulunduğu, 1 milyar insanın gönüllü çalışmalara katıldığı, 2,2 milyar insanın ise yabancılara yardım ettiği görüldü.

Yardımseverlik konusunda en fazla puan alan beş ülkede insanları bu konuda neyin motive ettiğini ve bu davranışın toplumu nasıl etkilediğini anlamaya çalıştık.

Myanmar halkının çoğu yardım etme konusundaki bütün sorulara 'evet' yanıtı vererek liste başında yer aldı.

Burada güçlü Budist gelenek yardımseverlik ve cömertlikte önemli rol oynuyor. Budistler yaptıkları hayırlı işlerin bir daha dünyaya geldiklerinde kendilerine artı puan olarak döneceğini ve daha iyi bir yaşam sürmelerini sağlayacağına inanıyor.

Gıda ve para yardımının çoğu rahipler ve manastırlar için yapılıyor. Son dönemlerde Batı kültürüyle temasın artması sonucu yetimhanelere de daha fazla yardım yapılmaya başlanmış.

2015'te InterNations tarafından yapılan başka bir ankette, halkının yabancılara karşı nazik davranışlarıyla Myanmar dünyanın en dostane ülkesi seçilmişti.

Gallup listesinde ikinci sırada yer alan ABD'de yardımseverliğin pek dini kaynaklı olmadığı görülüyor.

Büyük şehirde, banliyöde ve kırsal bölgelerde yardım farklı biçimler alabiliyor. Washington DC'de çok sayıda STK ve hayır kurumları bulunuyor. Daha küçük bölgelerde bile yardım eylemleri zorunlu davranış gibi görülüyor.

Bu özellik kuşaktan kuşağa geçiyor. Bazıları insanların birbirine yardım etmesi geleneğini medeniyeti ayakta tutan şey olarak görüyor.

ABD'ye yerleşmiş yabancılar da Amerikalıların yardımseverlik ve cömertliğini olağanüstü buluyor.

Kimsenin dezavantajlı konumundan dolayı başarı şansından mahrum olmaması, herkese eşit şans tanınması Avustralya kültürünün önemli bir özelliği.

Özellikle Melbourne'de yardımseverlik, hem bölgesel hem de küresel etkinliklere katkıda bulunma ruhu oldukça gelişkin. 2003'te erkeklere özgü sağlık sorunlarına dikkat çekmek amacıyla başlatılan ve Kasım ayında erkeklerin bıyık bırakmasını teşvik eden Movember Vakfı dünya çapında bir hareket haline geldi.

2004'te Endonezya'da tsunami felaketi yaşandığında 20 milyon nüfuslu Avustralya'dan 42 milyon dolar bağış yapılmıştı.

2009'da çok sayıda evin yandığı ve can kaybının olduğu orman yangınlarında da büyük bir yardım kampanyası yürütülmüştü.

Avustralya karşılıklı güven duygusunun ve sosyal güvencenin gelişkin olduğu bir ülke. İşsizlik yardımı ve iyi bir sağlık sistemi insanların kendisini güvende hissetmesini sağlıyor.

Küçük bir ada ülkesi olan Yeni Zelanda halkının komşularıyla dayanışma geleneği eskilere dayanıyor.

Kırsal bölgelerin hakim olduğu ülkede herkeste birbirini tanıyor olma hissi hakim. Toplumdaşlık duygusunun da yardımseverlik özelliğinde belirleyici olduğuna inanılıyor.

The Free Store (Bedava Dükkan) gibi girişimler restoran ve fırınlarda satılmayan malzemeyi toplayarak alım gücü olmayanlara bedava dağıtıyor.

2011'de yüzlerce insanın ölümüne, binlercesinin yaralanmasına neden olan Christchurch depreminin de ülkedeki yardım duygusunu güçlendirdiği söyleniyor.

Yeni Zelanda halkı ülkenin doğal güzelliklerinden doyasıya yararlanabiliyor. Ülkenin her noktasından deniz kıyısına en fazla uzaklık 130 km.

Gallup'un araştırmasında şu sonuçlar ortaya çıktı: