Batı Afrika Kralı Mansa Musa, yaşamış en zengin adam olarak betimleniyor. 1375 yılında üretilen Katalan Atlası’nda, ticaret yollarıyla ilgili bir sayfanın tam ortasında, 14. yüzyılın en zengin adamı olan Musa resmediliyor.
Atlasın yeniden oluşturulmuş bir kopyası, Illonois, Evanston’da yer alan Nortwestern Üniversitesi içindeki Block Museum of Art’ta 26 Ocak’ta açılan sergide gösterime sunuldu. “Altın Kervanı” adlı sergi, Afrika’nın Ortaçağ boyuncaki büyük servetine ve nüfuzuna ışık tutuyor. Harita, 1375 yılında Akdeniz’deki Mallorca Adası’nda üretildi ve sadece tek bir örneği var.
Block Müzesi’ndeki serginin küratörü Kathleen Bickford Berzock, “Açık olarak Mansa Musa’nın ve Batı Afrika’nın altın kaynakları oldukça büyük bir öneme sahip” diyor. Berzock, serginin, Afrika hakkındaki bütün basmakalıp inanışları yıkması amacında olduğunu söylüyor. Ortaçağ dünyasında Afrika’nın önemi akademik tarihçilerce kapsamlı bir şekilde belgelenmiş olsa da, kıta, kamunun gözünde genellikle hummalı bir yer olarak görülüyor. Daha sonra gerçekleşen ve Afrika’nın insanlarını ve kaynaklarını soyan sömürgeci güçlerin istilasıyla önceden bulunan zengin kültür ve tarih ortadan kaldırıldı. Berzock, “Bu, dünya genelindeki takasların ve etkileşimin uzun tarihini anlamamız açısından bugün yaşadığımız dünya hakkında bize çok şey anlatıyor. Ayrıca, insanların Afrika’nın Batı’nın buralara dahil olmasından önceki tarihi, Atlantik köle ticareti gibi şeyler hakkında düşünmesine de yardımcı oluyor” diyor.
Mansa Musa, bu fenomene bir yüz kazandırıyor. Mali İmparatorluğu’nun hükümdarı olan Mansa Musa, zamanında bölgedeki altın üretiminin tümünün kontrolünü elinde tutuyordu ve Mali’nin altınları zamanın en saf ve en çok aranılan altınlarıydı. Koleksiyondaki diğer eserler de benzer bir hikâyeyi anlatıyor. Afrika sadece, basitçe Avrupa’nın oranın hammaddeleri için yağma ettiği bir yer değil. Afrika’nın heykelde, giyim sanatında ve diğer üretim alanlarında zengin bir kültüre sahip olduğunu söylüyor Berzock.
SERGİ 21 TEMMUZ’A KADAR SÜRECEK
Sergide yer alan bir parça olan Nijerya’da bulunmuş oturan bir figürin, bakırdan yapılmıştı ve muhtemelen hammaddesi Avrupa’dandı. Mali Tadmekka’daki metal para kalıpları, hâlâ günün yoğun bir para birimi olan dinardaki altın lekelerini barındırıyor. Berzock, sikke kalıpların keşfinin, o dönemde dinarların kaynağı olarak Tadmekka’ya atıfta bulunan Arapça metinleri doğruladığını dile getiriyor. Ticaret yolları, Batı Afrika’dan Sahra altı bölgelerin derinliklerine ve oradan Uzakdoğu’ya ve Orta Doğu’ya kadar kıvrılıyordu. Sahra’daki Ortaçağ arkeolojik alanlarında Çin porselenleri de bulunmuştu. Ayrıca bozkır fillerinden elde edilen fildişi, Ortaçağ Avrupa sanatında ortaya çıkmıştı. Ve metaller, tekstiller, baharatlar ile daha da fazlası uzun mesafeler boyunca değiş tokuş ediliyordu.
Orta Çağ Afrika’sında icat edilen sanatların bir kısmı günümüzde varlığını sürdürüyor. Yeni Block Museum sergisinde sergilenenler; altın telkâriden yapılmış büyük bikonik boncuklar. Mısır ya da Suriye’den gelen bu boncuklardan birinin 11. yüzyıldan bir örneğinin yanına, Berzock ve meslektaşları Afrika’da yapılmış yaklaşık bin yıllık bir nesnenin ardılı olan 19. ve 20. yüzyıldan kalma altın kaplama bikonik boncuklardan örnekler yerleştirmişti. Serginin, Batılı müzeler ile Fas, Mali ve Nijerya’daki müzeler arasındaki işbirliğinin bir eseri olduğunu söyleyen Bezdock, “Sergide sergilenen nesnelerin çoğu daha önce kendi ülkelerinden hiç ayrılmadılar” diye ekliyor.
Sergi, 21 Temmuz 2019’a kadar Block Museum’da kalacak. 2020 baharında Washington’daki Smithsonian Ulusal Afrika Sanatı Müzesi’ne gelmeden önce 2019 sonbaharında Ontario’nun Aga Khan müzesine gidecek.