BAKÜ 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Azerbaycan'da düzenlenen 3. Bakü Uluslararası İnsani Forumu'nun açılış toplantısında konuştu. Konuşmasına, 20. yüzyılın son çeyreğinde meydana gelen önemli olaylara hatırlatmada bulunarak başlayan Demirel, bu olayların yeni bir dünya düzeni arayışına neden olduğunu, günümüzde bile dünyanın hızlı bir dönüşümden geçtiğini kaydetti. Tarihin akışının ivme kazandığını ve bu ivmenin bölgede en derinden hissedildiğini söyleyen Demirel, siyasi ve ekonomik ağırlık merkezlerinde batıdan doğuya ve kuzeyden güneye doğru bir kayışa tanıklık ettiklerini ifade etti. Hala şekillenmekte olan yeni küresel, siyasi, ekonomik ve güvenlik manzarasının çok sayıda sorunlarla birlikte fırsatlar da sunduğunu ifade eden Demirel, güvenlik ve istikrar açısından yoksulluk, eşitsizlik, çevresel bozulma, azalan kaynaklar, artan nüfus ve buna bağlı sorunlarla ilgili pek çok konunun ele alınması gerektiğini belirtti. Sorunların çözümü için henüz uzun ve zorlu bir yolculuğun başında olduklarını söyleyen Demirel, karşılaşılan zorlukların herhangi bir milletin tek başına çözebileceğinden daha büyük olduğunu anlamak gerektiğini vurgulayarak, "Dünyanın, artan sorunlarla yüzleşmek ve çözmek için daha fazla siyasi iradeyi bir araya getirecek yeni bir taahhüde ihtiyacı var. Birleşmiş Milletler, sadece isimde birleşmiş olmamalıdır. Sözlerimizde ve eylemlerimizde gerçek anlamda birleşmiş olmamız gerekiyor. Ulusal, bölgesel ve uluslararası her düzeyde işbirliği yapılmalıdır. Bu sağlanmazsa, kalıcı barış, refah ve istikrar sağlamamız mümkün olmaz" diye konuştu. Yapılacak mücadelede ekonomik bütünleşmenin de şart olduğunu ifade eden Demirel, ekonomik bütünleşme için de güvenlik ortamının sağlanmasının gerektiğini vurguladı. Ermenistan ve Azerbaycan arasında devam eden Yukarı Karabağ sorununa da değinen Demirel, sorunun, bölgenin gerçek ekonomik potansiyeline erişilmesini engellediğini ifade etti. Yukarı Karabağ sorununun, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü temelinde, adil ve barışçıl bir şekilde acilen çözülmesi gerektiğini vurgulayan Demirel, "Ermenistan'ın, Azerbaycan ve Türkiye ile ilişkilerinin normalleşmesi için gerekli adımları atmasının yararlarını anlaması önemlidir" dedi. Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da, Libya, Mısır ve Suriye'de yaşanan kaos ve kriz ortamlarına, Aden Körfezi'nde yaşanan korsanlık olaylarına da dikkati çeken Demirel, bu sorunların küresel boyutlu olduğunu, bununla baş etmenin en öncelikli yolunun ise insan sermayesine yatırım yapmaktan geçtiğini söyledi. Merkezinde insan unsuru bulunmayan politikalardan kalıcı çözümler beklenilemeyeceği ifade eden Demirel, bu bağlamda Azerbaycan'da uygulanan ve "siyah altının insan sermayesine dönüştürülmesi" olarak adlandırılan politikadan övgü ile bahsetti. Konuşmasında çevre sorunlarından da bahseden Demirel, sürdürülebilir kalkınmanın doğanın yok edilmesi pahasına sağlanmasının doğru olmadığını, çevre bakımından sağlam ve sürdürülebilir çözümler üretilmesi gerektiğini kaydetti. Katıldığı forumun amacının demokrasinin yaygın olarak kabul edilen değerlerine, insan haklarına ve serbest piyasa ekonomisine dayalı yeni bir dünya düzeni aramak olduğunu söyleyen Demirel, konuşmasını şöyle tamamladı: "Küreselleşen dünyada başarılı olabilmek için birlikte çalışmayı, birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz. İnsan unsuru her zaman odak noktamız olarak kalmalı. Sadece barış, özgürlük ve istikrar ortamında gelişebiliriz ve bu ortamı sağlayan yalnızca demokratik toplumlardır. Önümüzde çok sayıda zorluk var. Ama ben cesaretimi yitirmiş değilim. Dünyamızı, daha müreffeh olacağımız ve daha iyi yaşayacağımız bir yer haline getirmek için doğru yolda olduğumuzdan eminim."