Çekilmez, dayanılmaz, yaşanmaz hale getirdiğimiz gezegenimizde… Dünyamızda yani; Bundan böyle hiçbir doğum günü kutlamasına veya cenaze törenine katılmak geçmiyor içimden! Hatta nişan, düğün gibi mutluluk dolu olduğu sanılan törenleri de boykot etmek istiyorum… Benim elimde olsaydı, böyle bir gezegende doğmak istemezdim! Niye mi? Dünyada ve ülkemizde insanların yüzde kaçı, “ çok mutluyum, içim yaşam sevinci ile dolu” diyebilir? Ya evlilikler? Büyük umutlarla ve beklentilerle evlenen genç insanlar “ dünya evine” mi, yoksa “ dünyasız eve” mi girdiklerini anlayamadan… Evet; hiçbir güzellik yaşayamadan, biter her şey… Bir yığın sorun kalır geride! Üstüne üstlük, bir de çocuklarınız olmuşsa adi sömürü düzeninin hüküm sürdüğü ülkelerde… İş yok, geçinmek için kazanmak zorunda olunan eşitsizliğin simgesi para da olmayınca… … “ doğan çocukların ne suçu var?” tesellisiyle, herkes kadere ve fıtrat denen aldatmacaya boyun eğer! *** Yağmurun yağmadığı, toprağa düşen tohumun çimlenmediği kurak yıllarda, kuşların kuluçkaya yatmadığını biliyor muydunuz? İşte; Yaban hayatında, doğal içgüdü böyle şekillenir! Su ve yem olmayınca kuşlar yumurtlamaz, yabani hayvanlar doğum yapmaz… Nesillerinin tükenmesini göze alarak! Doğacak olan yavrular açlıktan ölecekse, doğmamaları, bu dünyayı tanımamaları daha iyi değil mi? *** Hayvanlar öyle! Ya insanlar? Bizim için “doğal içgüdü” nasıl sonuç verir? Birçoğumuzun sonradan onarılmaz bir pişmanlık duyduğu, o dayanılmaz zevkin sonucunda… … dünyaya getireceğimiz “yeni insanların” sefaletini izlemenin acısı! İşte Afrika! Açlıktan bir deri bir kemik kalmış zavallı bir kadın… Sırtındaki torbada aç bir çocuk… Kucağında, süt olmayan memesini çekiştiren ikincisi! Doğal içgüdü ha! *** Aylan bebeğin, deniz sahiline vuran cesedi dünyayı ayağa kaldırmış! Bu olay üzerine timsah gözyaşı dökenlerin tümünün canı cehenneme… Ve o günlerin en iyi değerlendirmesini, DETAY yazarı sevgili Hare(*) yapmıştı… Çocukların boğularak, açlıktan veya başka nedenlerden öldüğü bu rezil dünyada, ” ilk utanç kimin”? Ve ölecekse çocuklar ve insanlar, nerede ölmeli…? (*) Bkz. Hare Ergen’nin Detaydaki “ İnsanlığa vuran kıyı şeridi” yazısı..!