Yeni geliştirilen bir beslenme yöntemi, yaşamları kurtarmayı ve gezegenimiz için felaket sonuçlara yol açmadan 10 milyar kişiyi doyurmayı vaat ediyor. Dünyevi sağlık diyeti olarak bilinen bu beslenme türünde et ve süt ürünleri tamamen yasaklanmıyor ve bu diyette kullanılan besinlerin hepsi Türkiye'de bol miktarda bulunuyor.
Bilim insanları önümüzdeki on yıllarda dünya nüfusuna eklenecek milyarların nasıl doyurulacağını bulmaya çalışıyordu. Buldukları yanıt “dünyevi sağlık diyeti”. Bu beslenme yönteminde et ve süt ürünleri tamamen yasaklamıyor. Ancak tabaklarımıza koyduğumuz yiyeceklerde çok çok büyük değişiklik yapmamızı ve pek yemediğimiz gıdalara yönelmemizi gerektiriyor.
NE TÜR DEĞİŞİKLİKLER YAPMAMIZ GEREKİYOR?
Her gün et yiyorsanız, değiştirmeniz gereken ilk şey bu. Kırmızı et olarak haftada bir hamburger ya da ayda bir büyük bir bifteğe denk et yiyebiliyorsunuz ve hepsi bu. Haftada birkaç kez tavuk ya da balık da yiyebilirsiniz, ancak protein ihtiyacınızın geri kalanının bitkilerden gelmesi gerekiyor.
Araştırmacılar fındık, fıstık ve büyük oranda baklagiller yenmesini tavsiye ediyor. Meyve ve sebze oranlarının da büyük oranda artırılması gerekiyor ve yediğimiz her tabağın en az yarısını oluşturmaları öneriliyor. Patates ya da Afrika’da yaygın olarak tüketilen manyok gibi “nişastalı” sebzeler de büyük oranda ıskartaya çıkartılıyor.
BESLENME YÖNTEMİNİN AYRINTILARI NELER?
Bu beslenme yöntemine göre her gün yiyebileceğiniz gıdalar şöyle;
- Fındık, fıstık- Günde 50 gram
- Fasulye, nohut, mercimek ve diğer baklagiller – Günde 75 gram
- Balık – Günde 28 gram
- Yumurta – Günde 13 gram (Haftada bir yumurtadan biraz daha fazlası)
- Et – Günde 14 gram kırmızı et ya da 29 gram tavuk
- Karbonhidrat – ekmek ya da pirinç gibi tam tahıllar günde 232 gram ve günde 50 gram nişastalı sebze
- Süt – 250 gram – (bir bardak süte denk)
- Sebze 300 gram ve meyve 200 gram
Bu beslenme yönteminde 31 gram şeker ve 50 gram sıvı yağa da izin var.
Araştınma ekibinde bulunan Harvard Üniversitesi’nden Prof. Walter Willet, bir çiftlikte büyüyüp günde üç öğün kırmızı et tüketmesine rağmen, şu anda dünyevi sağlık diyetine uygun beslendiğini söylüyor.
Willet, “Müthiş bir çeşitlilik var. Bu yiyecekleri alıp binlerce farklı şekilde bir araya getirebilirsiniz. Burada mahrumiyet diyetinden bahsetmiyoruz. sağlıklı, esnek ve keyif alınabilir bir beslenme bu.” diyor.
GERÇEK OLABİLİR Mİ, YOKSA SADECE HAYAL Mİ?
Plan, dünyanın hemen hemen her köşesinde beslenme yöntemlerinin değiştirilmesini öngörüyor. Avrupa ve Kuzey Amerika’nın et tüketimini büyük oranda azaltması, Doğu Asya’nın balıkta, Afrika’nın ise nişastalı sebzelerde kesinti yapması gerekiyor.
Stockholm Dayanıklılık Merkezi’nden Line Gordon “İnsanlık beslenme sistemini bu ölçüde ve bu hızda hiç değiştirmeyi denemedi. Hayal de olabilir ama hayalin illa ki kötü olması gerekmez. İyi bir dünyanın hayalini kurma zamanı” diyor. Araştırmacılar, insanların beslenme alışkanlıklarını değiştirmesi için alınabilecek birçok önlemden birinin de kırmızı ete daha fazla vergi konulması olabileceğini söylüyor.
BU BESLENME YÖNTEMİNİ KİM GELİŞTİRDİ?
Dünyanın dört bir yanından 37 bilim insanı EAT-Lancet Komisyonu’nda bir araya geldi. Komisyon, tarımdan iklim değişikliği ve beslenmeye farklı konulardaki uzmanlardan oluşuyor ve Lancet dergisinde yayımlanan bulgulara iki yılda ulaşıldı.
NEDEN 10 MİLYAR KİŞİYİ DOYURACAK BİR BESLENME ALIŞKANLIĞI GEREK?
Dünya nüfusu 2011’de 7 milyar oldu ve şu anda 7,7 milyar civarında. Bu sayının 2050’de 10 milyara ulaşması ve daha da artması bekleniyor.
YAŞAMLARI KURTARACAK MI?
Uzmanlar, bu beslenme yöntemini yılda 11 milyon civarında kişinin ölümünü önleyeceğini söylüyor. Bunun, kalp krizi, felç ve bazı kanser türleri gibi sağlıksız beslenme yöntemlerinden kaynaklanan hastalıkların kontrol altına alınmasıyla başarılacağı belirtiliyor.
Şu anda bu hastalıklar gelişmiş ülkelerdeki en büyük ölüm nedenleri.
DÜNYEVİ SAĞLIK DİYETİ GEZEGENİMİZİ KURTARACAK MI?
Araştırmacılar hem daha çok kişiyi doyurmayı hem de aşağıdakileri başarmayı amaçlıyor:
- iklim değişikliğine yol açan sera gazı salımını minimize etmek
- türlerin yok olmasını önlemek
- tarım alanlarının genişlemesine izin vermemek
- ve su tasarrufu yapmak.
Ancak, sadece beslenme yöntemimizi değiştirmek yeterli değil. Bunun için, gıda israfını yarı yarıya azaltmak ve mevcut tarım alanlarındaki gıda üretimini artırmak da gerekiyor.