Cumhurbaşkanlığı seçim süreci başladıktan sonra, konu ile ilgili bu köşede yazdıklarımdan dolayı haklı çıkmanın mutsuzluğunu yaşıyorum! Veya bunun adına buruk bir sevinç, yaşanmak istenmeyen bir garip mutluluk da diyebilirsiniz! Yazdım; Derviş Beyi rahat bırakın! Aday olmak istemezse zorlamayın, ısrarcı olmayın. Ancak; Zirvede bırakması için teşvik edileceğine, seçimleri açık ara kaybedeceği bilinmesine rağmen, bazı monşerler “ – kazanırız, meydanı boş bırakmayalım” diyerek, Sayın Eroğlu’nu deyim yerinde ise gaza getirdiler! Halkın nabzını tutamayan, Dilin değil, gözlerin neler söylediğini anlamayan politikacılar… … kırk yıldır bu ülkenin politik yaşamında renkli sayfalar açan Sayın Eroğlu’nu derin bir uçurumdan yuvarladılar! Seçimin son haftasında paniğe kapılan bu “ usta politikacılar “ hata üstüne hata yaptılar. Irkçı söylemlerle; seçmenleri, halkı bölmekten çekinmediler! Cumhurbaşkanımız Sayın AKINCI’yıaşağılamak ve itibarsızlaştırmak için, şuursuzca iftiralar attılar. Yazdım; Para dağıtarak seçim kazanılması olası değil… Seçmeni “ para “ beklentisi içine sokarsanız, para alamayanlar küfreder, alanlar yeterli bulmaz! Sonuçta; ne alanlar ne de alamayanlar size oy vermez. Bu tutumları ile; KKTC siyasi tarihine bir kara sayfa daha eklediler! Demokrasinin içine ettiler. Derviş Beyi emekliye sevk ederken, büyük bir pişkinlikle makamlarında oturmaya devam ederlerse… … önümüzdeki ilk genel seçimlerinde; emin olun, aşağıladıkları bu onurlu garibanlar onları da emekli edecektir! Sayın AKINCI büyük umutlarla, büyük beklentilerle seçildi. Halk, devlet kapısında ilgi ve saygı bekliyor. Ödediği vergilerle maaş alan memurlar tarafından aşağılanmak istemiyor! Adalet istiyor, eşitlik istiyor… “ -Devlet halkın hizmetçisidir “ felsefesinin egemen kılınmasın ı istiyor. Sayın Cumhurbaşkanımız AKINCI, “ – böyle gelmiş, böyle gider “ felsefesinin ve hantal, tembel bürokrasinin yıkılması için; ciddi bir kamu reformu için halk ile birlikte yürümelidir! “ – Taraf olacağım “ sözünü verdiği hususları gerçekleştirebilirse… …insanlarımız olaylar “ Akıncı’dan önce ve Akıncı’dan sonra “ tanımlaması ile anılacaktır! Sayın AKINCI’nın işi elbette kolay değil! İçte, kangren olmuş kamu yönetiminin hantal bürokratları ile uğraşacak, dışta ise kokuşmuş Kıbrıs sorununun çözümüne odaklanacak! Bu güne kadar statükodan beslenenler, bu değişime nasıl bir direnç gösterecekler? Seçimin son haftasındaki icraatlarına bakılınca, kolay pes edeceklerini sanmıyorum. Onun içindir ki; Cumhurbaşkanımızın maiyetindekilerin tümü çok dikkatli ve her an teyakkuzda olmalıdırlar! “ – Su uyur, düşman uyumaz, eşkıyanın ne zaman baskın yapacağı belli olmaz “ atasözlerinin her an hatırlanacağı bir dönemden geçilmektedir. Hayırlı, uğurlu, bereketli olsun!