Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Dr. Fazıl Küçük Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nergüz Bulut Serin, “Üniversite öğrencilerinde Bağlanma Stilleri ve Otomatik Düşünce: Duygusal Zekanin Aracı Rolü” başlıklı bildiriyi, Viyana’da düzenlenen “Uluslararası Eğitimde Yeni Ufuklar Kongresi (International Conference on New Horizons in Education -INTE 2016)”nde sundu.
Bildiriyi, Öğretim Görevlileri Cemaliye Direktör, Anjelika Hüseyinzade Şimşek, Aylin Kaplan Özdal ile birlikte hazırladıklarını söyleyen Serin, bildirinin temel amacının üniversite öğrencilerinde, bağlanma stillerinin olumsuz otomatik düşünce üzerindeki etkisinde duygusal zekâ boyutlarının aracı etkisini incelemek olduğunu belirtti.
“Duygusal zekası yüksek kişiler, duyguları anlama ve anlamlandırmada daha başarılı”
Bağlanmanın, erken çocukluk döneminde gelişen ve yaşam boyu tüm ilişkileri etkileyen bir süreç olarak nitelendirildiğini dile getiren Serin, “Bireyin yaşamını önemli derecede etkileyen bu yapı ile birçok psikolojik sorunun ilişkili olduğu bilinmektedir. Bilişsel davranışçı yaklaşımın temelini oluşturan otomatik düşünceler de bağlanma gibi bireyin kendisi ve diğerlerine ilişkin inançları temelinde ortaya çıkmaktadır” dedi. Serin, duygusal zekası yüksek kişilerin kendilerinin ve diğer kişilerin duygularını anlama ve anlamlandırmada daha başarılı oldukları belirtti.
Araştırma sonuçları incelendiğinde, üniversite öğrencilerinde, güvenli ve korkulu bağlanma ile duygusal zeka boyutları arasında anlamlı bir ilişki olmadığının görüldüğünü ifade eden Serin, güvenli bağlanan bireylerin kendisi ve diğerleri ile ilgili inançlarının olumlu olduğu kaydetti. Serin, uzun süreli ve yakın ilişki kurabilen bu bireylerin, hem kendilerine hem de başkalarına saygı duyduğunu, sosyal destek arayabildiğini, kendilerini açma davranışı sergilerken diğerlerinin de kendilerini açmasından memnuniyet duyduğunu ve daha iyimser bir tutum sergilediklerini vurguladı.
Korkulu bağlanan bireylerin ise, kendi değersizlik duyguları ile baş edebilmek için sosyal ilişkilerden uzak durma eğilimi gösterdiklerini söyleyen Serin, kayıtsız bağlanma ile duygusal zekanın bir alt boyutu olan duyguları “manipüle etme” arasında ilişki bulunurken, kayıtsız bağlanma ile olumsuz otomatik düşünce arasında herhangi bir ilişkinin olmadığının belirlendiğini kaydetti.