Birçok ülkenin en önemli önceliği sanırım eğitimdir. Nedense dünya Mersin’e giderken, biz tersine tersine gitmeye devam ediyoruz. Eğitim denince bazı kişilerin o da nedir? Acaba yenir mi? İçilir mi? Diye düşündüğünü bakışlarından anlarım.
Yeni bir eğitim yılına girilirken Eğitim Bakanlığı, Öğretmen Sendikası ve bakanlığa bağlı okulların ‘Beraber yürüdük bu yollarda, beraber ıslanacağız yağan yağmurda’ şarkısını hep birlikte söylemesini beklerken birisinin ene diğerinin göne çektiğini görmekteyiz.
Şimdi eğri oturalım ama doğru konuşalım. Bir ülke düşünün. O ülkede eğitime ayrılan paranın %75’inin özel okullara ve özel üniversitelere verildiğini var sayın. Yok, yahu o kadar da olmaz dediğinizi duyar gibi oluyorum.
Ama maalesef bizim ülkede bu durum böyle. Eğitime ayrılan paranın %75’i golifa gibi özel okullar ile özel üniversitelere verilirken geriye kalan %25’in az da olsa bir kısmı bakan tarafından kendi seçim bölgesine harcanmak için ayrılır. Geri kalan kısmı ise öğretmen ve eğitim bakanlığı çalışanlarının maaşı olarak verilir.
Çocuklarımıza daha güzel bir eğitim olanağı sağlamak istersek mutlak surette bu yapının değiştirilmesi gerektiğini bilmem söylemekte fayda varmı? Çünkü her geçen gün kayıp bir gün olarak tarihe geçerken, geç yağan yağmurların, kurumuş çiçeklere hayat vermeyeceğini de söylemem gerek.
Düşünün bir okulun ihtiyacı olan ihtiyaç maddeleri o okula alınmaz ve idare edin denilerek bir kenarda seyre dalınır. Örneğin 1 yılda bir okula 36 tuvalet kağıdı. 2 süpürge, 2 mop, 2 sap, 1 bidon sıvı sabun, 2 cam sileceği sıvısı verilir. O okulun teksir kağıdı, fotokopi kağıdı ihtiyacı var. Var ama para SOS verince mecburen velilerin cebine saldırılır. Bu durumda da veli hani devlet okulları parasızdır diye isyan ve tepkiler kitabından pasajlar okur.
Evet, öğretmenin para toplaması yasal değil. Müdürün para toplama yetkisi yok. Yok, ama yasal olmamasına rağmen para toplanıyor. Hatta öğrenci velisine parayı vermezsen çocuğunu okula kayıt yapmam bile diyebiliyorlar. Bakan bu durumu biliyor ama buna göz yumuyor.
4 yaş grubunun sanırım daha çok bakıma ve dolayısıyla paraya ihtiyacı var. Tuvalete götüreceksiniz. Daha çok yakınlık göstereceksiniz. İşte bu nedenle öğretmen yardımcıları var. Ama bunların bir kısmının Sosyal Sigorta yatırımları varken çoğu bundan mahrum bırakılıyor.
63 öğretmen yardımcısından 13’ünün sosyal sigortası var. Bunun haricinde Hepsi kaçak çalışır. Bakan da bunu bilmesine karşın bu duruma göz yumar. Şener Hoca, hafızam beni yanıltmıyorsa, Aziz Gürpınar’a bu durumu içeren liste vermişti. Doğrucu Davut. Eğri oturur ama doğru konuşur denilen Aziz Gürpınar listeyi alınca ne yaptı dersiniz? Bence kocaman bir hiç. Eeee insanı yaşatan hayaller, öldüren ise gerçeklerdir. Bizde Doğrucu Davut dedik ama gerçeği görünce kahrımızdan çatlayıp mevta olduk.
21. Yüzyılda KKTC’de faaliyet gösteren Alasya ilk okulunda elektrik yok. Evet, Alasya İlk okulunda elektrik yok. Çocuklar elektrik olmayan bir okulda eğitim görüyor. Tam Aziz Nesinlik bir durum.
Bakan ansızın hükmü karakuşi bir kararla seçim bölgesinde 2 yere 4 barakadan mamül dershanelik yaptı. Belediyeden, şehircilikten İzin alınmış değil. Ben yaptım oldu modelinde yapılan dershaneler çocukların başına yıkılırsa bu pirincin taşını nasıl ayıklayacağını çok merak ederim. Ama KKTC’de bir Pardon ile olay geçiştirildiği için bakan da bunun arkasına sığınabilir diye düşünenlerdenim.
67 öğretmen eksikliği var deniyor. Bu eksiklik nedeni ile sadece 14 öğretmen atanıyor. Neden diye sorunca para yok deniyor. Makam arabalarına para bulan hükümetin eğitime para bulmamasına kızmayın. Çünkü burası KKTC For Ever.
*****
Yazık halen elektriksiz İlkokulumuz var !...
2016 – 2017 ders yılı yine sorunlu başladı. Birçok okulda eksiklikler tamamlanmazken, Alasya İlkokulunda da elektriğin olmadığı öğrenildi.
Elektriği olmayan ve birçok eksiği bulunan Alasya İlkokulunda küçük çocukların ders yapmakta zorlandıkları öğrenildi.
Bunun yanısıra Eğitim Bakanlığının Girne Bölgesinde plansız, projesiz ve yetkili kurumlardan izin alınmadan 4 barakadan ibaret dershanelik yaptığı öğrenildi.
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil yaptığı açıklamada, maalesef bu yılda eğitim sorunlarla başladı. Öğretmen eksikliği var. 67 öğretmene ihtiyaç duyulurken sadece 14 öğretmen atandı. Bu durum da eğitimde sorun yarattı dedi.
Şener Elcil açıklamasına devamla, bazı okullarda öğretmen fazlalığı varken, bazı okullarda öğretmen eksikliğinin olması da çok manidardır. Bu öğretmenler nedendir bilinmez oralardan alınıp eksik yerlere gönderilmiyor. Ama en acı olanı Alasya ilk okulunda elektrik yok. Bu çağda bir okulun elektriksiz olabileceğini düşünebilirmisiniz ifadesinde bulundu.
Sayın Bakan kendi bölgesi olan Girne’de 4 barakadan müteşekkil dershanelik yaptırdı. Ancak Bu okullar yetkili kurumlardan izin alınmadan yapıldı. Yani izinsiz. Plansız ve projesiz yapıldı diyen Elcil, maazallah bu binalar yıkılırsa çocukların hali ne olur düşünebilirmisiniz? Aslında bakan kötü bir insan değil. Ama etrafındakiler onu yanlış kararlar ile yönlendiriyor. Bu nedenle kötü bir yönetim sergiliyor dedi.
****
UBP Parti Meclisi ‘Kazan Kaldırdı’
Hükümetin büyük ortağı UBP’de sorun ve tartışmalar giderek büyüyor. UBP Parti Meclisinin dün akşam toplanarak, parti yöneticilerinden radikal kararlar almasını istediği öne sürülüyor.
UBP Parti Meclisi dünkü toplantısında dün akşamki toplantısında 4 bakanın değiştirilmesinin yanısıra, hükümet ortağı Serdar Denktaş’ın bazı tutumlarından rahatsız olduklarını dile getirdikleri sızan bilgiler arasında bulunuyor.
UBP çevresinden güvenilir bir kaynaktan elde edilen bilgide, Parti Meclisinin mutlak değiştirilmesini istedikleri bakanlar arasında en ön sırada Tarım Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun bulunduğu öne sürülüyor.
Nazım Çavuşoğlu’nun yerine Dursun Oğuz’u getirmek isteyen Parti Meclisi üyelerinin bu değişimin mutlak surette yapılması talebinde bulunduğu ileri sürülüyor.