Eğitim sistemimizin kanayan yarası: Okul öncesi

Erol SABIR

Okulöncesi eğitim bireyin yaşımında en kritik dönemlerden birisidir. Çocuk bu dönemde paylaşmayı, empati kurmayı öğrenir; bilişsel, bedensel , sosyal duygusal ve özbakım becerileri olarak gelişimini gerçekleştirir. Okulöncesi eğitim gelişmiş toplumlarda, özellikle önem verilen bir alan olmuştur. Ne yazık ki ülkemizinde, eğitim sistemimizin ihmal edilen, yanlızlaştırılan, tabiri caizse kangren bir bacağı durumundadır. Ülkemizde okulöncesi eğitimin, bakanlık bünyesinde dairesi, konuyla ilgli uzman kadrosu, hatta yasası bile bulunmamakta. Ne acıklı değil mi ? Okulöncesi eğitim kurumlarımızda ciddi alt yapı ve materyal eksikliği olduğunu söylememe bile gerek yoktur sanırım.  Bu eğitim kademesindeki okullarımızda görev yapan öğretmenlerimizin çoğuda, Atatürk Öğretmen Akademisi sınıf öğretmenliği bölümü mezunu, daha da kötüsü öğretmenlikle alakasız eğitim alıp, dört yıl geçicilik süresini doldurup öğretmen olan bir hayli öğretmenimizde görev yapıyor.  Mimarlık, mühendislik, radyo-tv, bilgisayar programcılığı mezunu öğretmenlerimiz bile var. Hal böyle olunca okulöncesi eğitim de kalite mi ? Nitelikli eğitim mi? Oda ne ? diye tepki veresimiz gelmiyor değil gerçekten.

Geçen günlerde Temel Eğitim Program Geliştirme Projesi (TEPGP) himayelerinde bir grup eğitimci ve akademisyen yaklaşık 3 yıldır üzerinde çalıştıkları okul öncesi eğitim programını tamamladılar ve öğretmenlere sundular. Emeklerine sağlık, güzel, etkili, olması gerektiği gibi bir öğretim programı. Lakin, bu programın okullarımızda hayat bulabilmesi için gerekli alt yapıda oluşturulması gerekir. Ayrıca okullarımızda ciddi materyal, araç-gereç eksiklikleri giderilmelidir.. Bu yıl birçok okullumuza boya, kalem, plastisin, resim defteri v.s. gibi malzemeler ulaşmış değil. Öğretmenler ailelere yazı gönderip, velilerden para toplamak zorunda bırakıldı. Hatta bu olaylar basında da geniş yer buldu. Okullarımız kendi kaderlerine terk edildi. Yazık gerçekten yazık.....

 Programa tekrar dönecek olursak, dediğim gibi alt yapısı hazırlanırsa güzel bir program. Umarım okul öncesi eğitimin ülkemizdeki durumunu biraz da olsa iyi noktalara taşır. Asıl sormamız gereken soru  Bizim okullarımız bu değişime hazır mı ? Hizmetiçi eğitimlerine gidip dinledğimiz komisyon üyelerinden Fergu Kırlı hocama sevgilerimi iletiyorum. Kendisinin ellerinde öperim,  çok iyi yürekli, bilgili, saygı değer bir kişidir benim gözümde. Diğer komisyon üyelerinden Syn. Selim Özmenek’ide tanıyorum. Diğerleri konusunda pek fikrim yok. Fakat komisyon üyesi Prof.Dr. Elif Üstün hanımefendinin seminerdeki tavırları oldukça rahatsız ediciydi. Kendı arasında fısıldaşan öğretmenleri sürekli azarlaması, sorulara karşı sert çıkışları seminere gölge düşürdü. Bu programı oluşturan sizler, eleştirilere ve sorulara sonuna kadar açık olmalısınız mutlaka. Soru sorulduğunda, suratınızda neden soru soruyorsunuz gibi bir ifade olmamalı. Programın gerçekten etkili olup olmadığını değerlendirmemiz için üzerinden biraz zaman geçmesi, eğitim paydaşlarından dönüt almamız gerekir. Çevremden gördüklerime duyduklarıma göre, güzel etkinlikler planlayıp uygulayan birçok öğretmenimiz var. Ancak, Programla ile ilgili kafa karışıklıklarıda  yok değil. Bazı öğretmen arkadaşlar olayı okadar yanlış anlamış ki neyse. Yine de sizlere iyi çalışmalar. Görüşmek üzere...