Eğitim Dünyası Forumu’nda konuşan eğitim sekreteri Gillian Keegan’a göre, yapay zeka, not verme ve ders planları hazırlama gibi işleri üstlenebilir ve bu da öğretmenlerin “öğretme” görevlerine yoğunlaşmalarını sağlayabilir.
Yapay zekanın getirebileceği “dönüştürücü değişim” hakkında konuşan Keegan, bunu elektronik hesap makineleri ve Google gibi geçmişteki yeniliklere benzetti.
Yapay zekaya olumlu bir bakış açısıyla yaklaşan Keegan, “Yapay zeka, bir öğretmenin günlük işini dönüştürme gücüne sahip olabilir. Ders planları derlemek ve işaretlemek gibi ağır yüklerin çoğunu ortadan kaldırabilir. Bu, öğretmenlerin yapay zekanın yapamadığı ve kişisel olarak öğrettiği tek şeyi yapmasına olanak tanır.” dedi.
KARŞI ÇIKAN DA ÇOK, DESTEKLEYEN DE…
Halihazırda yapay zekayı kullanan okullar ve üniversiteler mevcut, eğitim sektörü teknolojiye uyum sağlamak için çabalıyor, bazıları yapay zekayı yasaklamak isterken bazıları da onun benimsenmesini istiyor.
Londra’nın güneydoğusundaki Dulwich’te özel bir okul olan Alleyn’s, sınıfta değerlendirme ve tartışmaya hazırlanmak için evde araştırma yapılan “ters yüz edilmiş öğrenme”yi tanıttı.
New York şehri eğitim departmanı, tüm okullarında yapay zekanın kullanımını yasaklarken Cambridge Üniversitesi’nde eğitimden sorumlu rektör yardımcısı Profesör Bhaskar Vira, bunun mantıklı olmadığını söyledi. Vira, öğrenci gazetesi Varsity’ye, eğitimcilerin yapay zekayı öğrenmeyi, öğretmeyi ve sınavlarda kullanılmasına izin vermeleri gerektiğini söyledi.
Microsoft’un kurucu ortağı Bill Gates de kısa bir süre önce “önümüzdeki beş ila on yıl içinde yapay zeka güdümlü yazılımların nihayet insanların öğretme ve öğrenme biçiminde devrim yaratma vaadini yerine getireceğini” vurgulamıştı.