Ekmek parası ve seks

Oshan SABIRLI

Gözüm fotoğrafa takıldı. O odada kim vardı? Kim yaşıyordu? Hafta sonunda kaç erkeğin koynuna girip çıkmıştı? Saatlik veya gecelik “program” ile kaçtan gitmişti? Yakışıklı mıydı seviştiği adam? Kilolu muydu? Genç miydi? Üstelik seviştiği adam hasta mıydı? AIDS taşıyor olabilir miydi adam? Bel soğuklu olabilir miydi? Korundu mu acaba sevişirken? Adamın elleri saçında gezerken, ne hissetti kadın? Parasını verdiği bir mal gibi gördü mü kadını? Kaç ten değdi o gece tenine? İnsan bedeni üzerinden bu soruları çoğaltmak mümkün. Peki kimdi o resimdeki çocuk? Kendi kızı mı? Ya o düğün fotoğrafındaki aile? Onlar biliyor mu bu kadının bedeninde gezen erkek ellerini? Dolapta ojeler yan yana dizilmiş. Sayıları onlarca, hepsi birilerine beğendirilmek, daha güzel olmak için mi? Bilgisayarın yanı başına iki melek konulmuş. İş oldukça basit aslında, melekler korusun, tanrı affetsin diye belki… Yandaki fotoğraftan bahsediyorum. Mağusa Kaymakamı’nın denetleme yaptığı… Mağusa Kaymakamı Şifa Çolakoğlu’nun kadın olduğu için utandığını hissettim. Kaymakam başı yere sokulmuş, odayı inceliyordu. Kuşkusuz kendi evini, kendi çocuklarını düşündü. Bir kadın olarak yüreğinin yandığını hissettim. Şifa Çolakoğlu ile o geceyi konuşmadım henüz, Ancak bir kez daha beyaz etin, kadın etinin satıldığı o mekanlarda, insanların ruhlarını kaybettiğini düşündüğünü biliyorum. Konuşacak çok şey var. Kaç kez yazdık çizdik dersin? İnanın sayısını bile unuttum. Olay basit aslında. Ekmek parası için bedenlerini satıyorlar. 6 ay, 1 yıl çalışıp terk edecekler KKTC’yi. Bir daha Akdeniz’in bu bölgesine değil uğramak, duymak bile istemeyecekler.   [caption id="attachment_108707" align="alignnone" width="1000"] Mağusa Kaymakamı Şifa Çolakoğlu Gece Kulüplerini Denetlerken...[/caption]