Fransız sivil toplum örgütü 'Opération mer propre', korona virüsüyle mücadelede kullanılan koruyucu ekipman atığının giderek arttığı konusunda uyarıda bulundu. Örgütün Facebook sayfasında, Antibes kıyılarından toplanan eldiven ve maske atıklarının görüntüleri paylaşıldı.
Fransız sivil toplum örgütü ‘Opération mer propre’ (Temiz Deniz Operasyonu) denizden çok sayıda maske ve eldiven çıkardı. Fransız rivierasını temizlemeye çalışan örgüt, Antibes yakınlarında çektikleri videoda denizlerdeki ‘yeni korona virüsü kirliliğini’ görüntüledi.
Sokağa çıkma kısıtlamalarının kademeli olarak kaldırıldığı Avrupa’da halk da plajlara akın ediyor ama çevreciler kullanılan temizlik malzemelerinin denizlere atılmasıyla plastik kirliliğinin de giderek arttığını söylüyor.
‘YENİ TÜR KİRLİLİĞİN BAŞLANGICI’
Son olarak Fransa’nın Akdeniz kıyılarında çekilen su altı görüntüleri de problemin boyutlarını gözler önüne serdi. Antibes’de kıyılardaki çöpleri temizlemeye çalışan Operation mer propre adlı sivil toplum örgütünün kurucularından Laurent Lonbard, bir dalışta beş maske ve dört eldiven buldu. Lonbard Facebook’ta paylaştığı görüntülerle birlikte “Bu maskeler, kısa süredir buradalar ve milyarlarcası daha olacak. Dikkat edin derim, bu yeni bir tür kirlilik” diye yazdı. Lombard, çektiği videoyu Facebook’tan “Uzun zamandır kullandığımız ve şimdi milyarlarca kullanılacak olan bu eldivenler yeni tür bir kirliliğin başlangıcı, dikkat etmeliyiz” mesajıyla paylaştı.
TEMİZLİK GÖREVLİLERİNDEN ÇAĞRI
Fransa’nın sokağa çıkma yasaklarını gevşetmesinden üç gün sonra 14 Mayıs’ta başkent Paris’teki temizlik görevlileri sosyal medyada paylaştıkları mesajda, kaldırımlarda çok sayıda atık biriktiğini söylemişti.
Güney bölgesi Alpers-Maritimes milletvekili Eric Pauget, maskelerin halka açık alanlarda etrafa atılmasına yönelik cezanın artırılması için kanun teklifinde bulundu. LCI internet sitesinin haberine göre teklif yasalaşırsa mevcut 68 euro’luk ceza 300 euro’ya çıkacak.
DOĞADA ÇÖZÜNMEYEN MATERYALLERDEN YAPILIYOR
Toplanmayan atıklar rüzgarlar ve yağmurlarla kanalizasyona girip, okyanuslara ve sulara karışıyor. Salgın ortamında, kullanılmış maskeleri ve eldivenleri sokağa atmak, sadece sağlık açısından riskli değil. Bu koruyucu malzemelerin birçoğu geri dönüştürülemeyen ve doğada çözünemeyen materyallerden yapılıyor. Ameliyat maskelerinde polipropilen gibi kolay çözülmeyen, plastik malzemeler kullanılıyor.
ABD Ticaret Bakanlığı’na bağlı Ulusal Okyanus ve Atmosferik Hizmetleri’ne göre (NOAA) plastik, deniz ekosistemleri üzerinde feci bir etki yaratıyor. Her yıl en az 8 milyon ton plastik okyanuslara karışıyor. Uluslararası Doğa Koruma Birliği adlı kuruluşa göre denize giden atıkların yüzde 80’i plastik.
Plastik atıklar parçalanıp, mikro plastik adı verilen ve okyanuslardan temizlenmesi artık mümkün olmayan küçük partiküllere dönüşüyor. Birçok balık türü, bunları yem sanıp, yiyor.
‘DENİZ YAŞAMI İÇİN ZARARLI’
Plastik eldivenlerin parlak renkleri nedeniyle, deniz kuşları, kaplumbağalar ve diğer deniz memelileri bunları yiyecekle karıştırabiliyor ve bu da ciddi yaralanmalara ve ölümlere yol açabiliyor. Greenpeace, ABD’den John Hocevar CNN’e yaptığı açıklamada, kişisel koruyucu malzemelerin deniz yaşamı için özellikle zararlı olduğunu söylüyor. Hocevar, “Eldivenler, plastik torbalar gibi deniz kaplumbağalarına deniz anası ya da diğer yiyecekler gibi görünebiliyor. Maskelerdeki ipler, balıkların takılmasına neden olabilir” diyor.
‘NASIL KURTULACAKLARI KONUSUNDA TAVSİYE VERMELİYİZ’
Uzmanlar, plastikte ve koruyucu malzeme kullanımında kirliliği yaratanın aslında kullanımın kendisi değil, bunları ne şekilde attığımız olduğuna dikkat çekiyor. Euronews’a konuşan Plymouth Üniversitesi Deniz Biyolojisi uzmanı Richad Thompson, “Hükümetler her vatandaştan maske takıp, dolaşmasını istiyor ama bu kirlilik yaratmak zorunda değil. Kriz ve yarattığı büyük baskıyla, herkese koruyucu malzeme verilmeli. Ama aynı zamanda, bu ürünler sokaklarda kullanılacaksa, insanlara bunlardan nasıl kurtulacakları konusunda da tavsiyeler sunmalıyız” diyor.
Thompson, ürünlerin tasarlanmasındaki değişikliklerin de önemli bir yarar sağlayabileceği görüşünde. Örneğin Çin’den ithal edilen maskelerde uzmanlara göre kat kat, birçok farklı malzeme var ve bu durum geri dönüşümü zorlaştırıyor.
Ürünlerin aynı polimer türünden yapılmasıyla, bunların daha kolay takip edilebileceği ve kapalı çöp kutularında toplandıktan sonra, dezefekte edilip, geri dönüştürülebileceği söyleniyor. Ancak kısa vadede anlamlı bir fark yaratabilecek bir çözüm ufukta görünmüyor.