Değerli Öğretmenlerimiz;
Bizler sorgulayan, araştıran, hata yapmaktan korkmayan, ancak hatalarından ders çıkarmasını bilen, sorumluluk ve özgüven sahibi bireyler yetiştirmek için çalışıyoruz. Bu amaç için yıllarını öğrencilerine, eğitime adayan, özveriyle çalışan tüm öğretmenlerin önünde saygı ile eğiliyoruz.
24 Kasım, “Harf Devrimini” gerçekleştiren ve Millet Mekteplerini kurarak toplumdaki okur-yazar oranını artırmak için Eğitim Seferberliği başlatan Mustafa Kemal Atatürkün “Baş öğretmen” olduğu gündür.
Bugün, laik, bilimsel, ilerici, eşitlikçi bir eğitim sistemi ve toplum yapısı oluşturmak için mücadele veren başta Baş Öğretmen Mustafa Kemal Atatürk ve tüm eğitimcileri anlama günüdür. Atatürk’ün, öğretmen, statü, saygınlık ve itibarını nasıl hassasiyetle ele aldığını ve bunu neden böyle yaptığını sorgulama günüdür.
Bugünkü siyasetçilerimizin ‘Öğretmenler devlete gelir getirmiyor’,’Maaşı alıyorsan hizmeti de yapacaksın’,‘Ders saatlerini doldurmuyorlar’, ‘Bilgileri güncellenmiyor’, ‘Az çalışan Öğretmenleri Çalıştıracağım’ diyerek basına demeçler vermesi hatta Meclis kürsüsünden ortaya koydukları vizyon ve toplumda oluşturmaya çalıştıkları öğretmen algısı ile Atatürk’ün “Dünyanın her yerinde öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır” diyen yaklaşımını, ‘Vekil maaşları Öğretmen maaşlarını geçmesin’ “Cumhurbaşkanı bile sınıfta öğretmenden sonra gelir” sözlerini hangi amaçla söylediğini ‘Benim asıl anlatılacak yanım Öğretmenliğimdir’ derken ortaya koyduğu vizyon ve öğretmenlik mesleğine bakış açısını karşılaştırmayı ve bunu yorumlamayı da sizlere bırakıyorum.
Eğitim sistemimizde ve okullarımızda çözülmesi gerekli onlarca sorun varken, yaz tatilinde okulların kapalı olmasını fırsat bilerek öğretmen haklarına saldıran, öğretmen statüsünü kamuoyu önünde değersizleştirmeye çalışan zihniyetin, öğretmenlik mesleğine gerçekten saygı duyup duymadığına şüpheyle yaklaşıyoruz. Ülkemizde devlet okullarının altyapısı içler acısıdır, bazıları yıkılma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Öğretmenlerimiz ve okul idarecilerimiz, okullardaki sorunları çözme konusunda insanüstü bir çaba harcamakta, eğitim öğretimi herşeye rağmen sürdürmeye çalışmaktadır.
Biz öğretmenler için ”Atatürk’e Başöğretmen ünvanının verilmesi ve Öğretmenler Günü” olmasının dışında bugün:
- Öğretmenlerin tek yasa altında toplanarak eşitliğin sağlanması için;
- Öğretmenlerin Yasal haklarının verilmesi ve bu haklarının tartıştırılmaması için;
- Laik toplum ve laik eğitim yapısının korunması için;
- Eğitim aracılığı ile toplumun muhafazakar bir yapıya dönüştürülmemesi için;
- Bilimsel, laik, çağdaş değerleri esas alan eğitim anlayışını benimsemiş okulların yapılması için;
- 40 öğrenciyi aşan sınıflarda devam eden eğitimin son bulması için;
- Eğitim sisteminin adalet, hakkaniyet temelinde bilimsel, demokratik, laik, çağdaşlık ilkelerinden sapmadan devlet politikası haline getirilmesi için;
- Eğitimin merkeze alınarak kamu okullarının reel sorunlarının tespit edilip gerçek anlamda çözüm üretebilme iradesinin gösterilmesi için;
- Saray, külliye, camii yapımına değil, bilim üretecek okullara öncelik verilmesi için;
- Eğitimde siyasetin değil ,bilimsel gerçeklerin yol gösterici olması için mücadele günümüzdür.
Bugün, mücadele etme, dayanışma gösterme ve birlik olma günüdür.
Bu anlayışla tüm öğretmenlerimizin ve sendikamızın, eğitimin yeniden kurgulanması, revize edilmesi, gerekirse top yekûn değişmesi için birlikte mücadele etmeye, emek ve katkı koymaya hazır olduğunu, atılacak iyi niyetten yoksun art niyetli adımlarda; Öğretmenlerimiz, çocuklarımız ve eğitim için doğruyu toplumla paylaşacağımızın ve mücadeleden vazgeçmeyeceğimizin bilinmesini isteriz.
Tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutlar, saygılar sunarım.