İnsanlar hayatlarını genellikle emeklilikten önce ve sonra diye ikiye ayırır. Çoğunluğun emeklilik hayallerini bir sahil kasabasında sakin bir hayat süsler.
‘‘Ancak emeklilik asla bir köşeye çekilmek değildir. 2017 yılında 105 yaşında hayatını kaybeden ve o güne kadar günde 18 saat çalışmaya devam eden Japon Dr. Shigeaki Hinohara'nın ölmeden önce uzun yaşamak için hazırladığı reçetede ‘mümkün olduğunca geç emekli ol' öğüdüne ilk sırada yer vermiştir'' diyen Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, emeklilik dönemini sağlıklı geçirme yollarını şöyle anlattı.
Emekliliğin psikolojik etkileri
Her şeyden önce şunu kabul etmeniz gerekir ki; çalışmak hayatınızda bir amaçtır ve bir düzen rutini oluşturmanızı sağlar. Sabah erken kalkmak için neden sunar. Hepimiz güne başlamak için bir nedene ihtiyaç duyarız. Hayatta bir amaca tutunmak her zaman bilişsel kabiliyetlerinizi de yüksek seviyede tutar. Bir rutinin ve amaç duygusunun kaybı, emeklilikten sonra depresyon belirtileri yaşamanıza neden olabilir. Emeklilik sonrası depresyon oldukça yaygın bir durumdur. Emekliliğin depresyon dışında zihinsel sağlık üzerinde başka etkileri de vardır. Mali endişeler, başkalarına bağımlı olma korkusu ve hareketsiz yaşam beraberinde kaygıyı artırabildiği gibi anksiyeteye de sebep olabilir.
Beyne zararları
Anadolu'da yaygın bir deyim vardır “unumu eledim eleğimi astım” diye… Birçok insan belirli bir yaşa kadar çalıştıktan sonra artık köşeye çekilip dinlenme ve meydanı gençlere bırakma vaktinin geldiğini düşünür. Ancak bilim bunun büyük bir yanılsama olduğunu yapılan araştırmalarla ortaya koymaktadır. Buna yine Anadolu'daki bir başka deyimle cevap vermek çok doğru olur; “İşleyen demir ışıldar”. Beyniniz ve bedeniniz hareket halinde olduğu sürece daha etkin ve etkili çalışmaya devam eder. Kısacası, uzun süre dinlenmek paslanmaktır. Araştırmalar, emekliliği daha kötü sağlık ve bilişsel işlevdeki düşüşle ilişkilendirir. Ayrıca birçok araştırmaya göre emeklilik sonrası Alzheimer gibi demans türleri gelişme riski gösteriyor. Beynin işleme hızındaki düşüş; hafızayı, düşünme hızını, sözel yetenekleri ve diğer bilişsel yetenekleri olumsuz etkiliyor. Bilgiyi işleme hızınız ne kadar uzun sürerse o bilgiyi unutma ve kafaların karışması o kadar olasıdır.
İşte araştırma sonuçları
Bilimsel araştırmalara göre;
■ Erken emekli olan kişilerin daha uzun süre çalışanlara göre bunama riski daha yüksektir.
■ Aktif olan beyinler daha fazla bağlantıya ve daha düşük bilişsel gerileme riskine sahip olma eğilimindedir.
■ Beyni sürekli meşgul tutmak, kaslarımızı formda tutmaktan farklı değildir. Beyin hücreleri kullanılmazsa işlevini kaybeder.
■ Devam eden beyin sağlığı için emekliliğe geçiş sürecinde sosyal ilişkileri güçlendirmek çok önemlidir.
■ Gönüllülük veya ücretli çalışma fiziksel ve zihinsel sağlığı olumlu etkiler.
■ Katılımcıları 30 yılı aşkın bir süre izleyen İngiliz araştırmacılar, sözel hafızanın (sözcükleri ve dili içeren diğer soyutlamaları hatırlama yeteneğinin) katılımcılar emekli olduktan sonra yaklaşık yüzde 40 daha hızlı azaldığını bulmuştur.
Bir amacınız ve rutininiz olsun
Hayatınızın rutine bağlanması pek çok kişinin kulağına pek de sevimli gelmez. Ancak potansiyel olarak emeklilikte rutin iyidir. Emekli olduktan sonra da hayatınızın belirli bir saatte kalkmak, bir şeyler yapmak, belirli bir saate yatmak gibi rutinlerini devam ettirmek sirkadiyen ritmin (biyolojik saat) korunması açısından oldukça fayda sağlayacaktır. Özetle emeklilikten sonra da kendinize bir amaç ve rutin belirleyin. Bu durumu kalıcı bir tatil olarak düşünmek yerine kalan hayatınızın miladı olarak görüp kendinize yeni uğraşılar, hobiler edinmek, çalışma hayatınızda olduğu gibi bir mesai düzeni oluşturmak, sosyal hayatınızı aktif kılacak görevler içerisinde var olmaya çalışmak beyin sağlığınız açısından oldukça önemlidir. Emekli olduktan sonra kendinize evde tam zamanlı çalışabileceğiniz projeler ve alternatif iş imkanları yaratabilirsiniz.