Emeklilikteki Meşguliyetim Belli Oldu…

Ayşegül Garabli

Bir öğretmenle tanıştım. 10 yıl olmuş emekli olalı. Fakat, çocuklardan kopamamış. Kopamaz da zaten. Öğretmenliği, yüreğinde yaşatanlar, daha doğrusu, tüm hayatlarını ,öğretmen olarak yaşayanlar, bu duygunun ne demek olduğunu, çok iyi anlarlar. Onlar için öğretmenlik, sadece para kazanılacak bir iş değil, hatta meslekten de öte, bir yaşam tarzıdır. Belki öğretmen olarak doğmazlar ama öğretmen olarak, göçüp giderler bu dünyadan. Çocuk sevgisi ve eğitme duygusuyla. Her anı, öğretmen gibi yaşarlar, çünkü, eğitimi okuldan ibaret görmezler. Kamil Bey de öğretmenlikten kopamamış, güzel yürekli biri. Emekli olunca, minik bir kütüphane kurmuş. Bir hayli de bisiklet almış. Bir saat kitap okuyan çocukları, bir saat bisikletle gezme hakkı ile ödüllendiriyor. Kitap okuma saatine göre, bisiklete binme süresi de artıyor. Ödüller sadece bisiklet ile de sınırlı değil. 3 öykü kitabı okuyana kalem , 5 öykü kitabı okuyana, kalem silgi seti, 10 kitap okuyana ise kalem , silgi setinin yanında kalem kutusu da veriyor. Okunan kitabın kalınlığına ve sayısına göre ödül de büyüyor. Okul çantası, kitap, v.s…v.s Önceleri, ödüler için gelen çocuklar, daha sonra kazandıkları okuma alışkanlığından kopamadıkları için geliyorlarmış. Öyle ki;  “hafta sonları, uzun kuyruklar oluşuyor” diyor Kamil Bey. Tabi ki, gelen çocuk sayısı arttıkça, Kamil Bey’in mutluluğu da artıyor. Bu yıl eşi de emekli oluyormuş. O yüzden, ihtiyaçlı çocukların yoğun olduğu ve ayrıca, sokakta yaşamak zorunda kalan çocukların tercih ettiği bir bölgede, daha fazla imkan sağlanacak bir yer açmayı düşünüyorlar. Açacakları bu yerde, kitap okumanın yanı sıra, etüt niteliğinde, çocukların derslerine de yardımcı olmayı hedefliyor bu güzel çift. Ayrıca, çocukların, karınlarını da doyuracakları bu yerde, çocukların, sokaklardan kurtarılması hedefleniyor. Yıllardır, Kamil öğretmenin,yalnızca kendi imkanları ile yürüttüğü bu güzel olayı duyan, bir yayın evi ve bir yemek fabrikası da bu projeye dahil olmak istemiş. “Böylece, çocukların karınlarını da doyurma imkanımız oldu; kaç çocuğu sokaklardan kurtarabilirsek kârdır” diyen çiftin, sevinçleri gözlerinden okunuyor. Ancak, bu projenin kat be kat fazlasını yapabilecek maddi güce sahip kişilerin, “bu işten kazancınız ne?” sorusu, çok kırıyormuş bu çifti. Zira, maddi gücü olup da, sorumluluğu olmayan kişilerin yarattığı toplumsal yarayı sarmaya çalışıyor bu çift. Tek ödülleri ise, çocukların kalbindeki sevgi, gözlerindeki duygu ve bu çocukları topluma kazandırmanın haklı gururu. Kalpteki sevgi. Gözlerdeki duygu. Bir çocuğu, topluma kazandırmanın, haklı gururu. Bundan daha değerli bir ödül var mı? Sanırım benim emeklilikteki meşguliyetim belli oldu…