En büyük hedefim polis muhabiri olmaktı

Ekranın sevilen dizisi ‘Dayan Yüreğim’de İnci Şanal karakteriyle izlediğimiz Didem İnselel bugünlerde sinema filmi heyecanı yaşıyor.

Ekranın sevilen dizisi ‘Dayan Yüreğim'de İnci Şanal karakteriyle izlediğimiz Didem İnselel bugünlerde sinema filmi heyecanı yaşıyor. 24 Mart günü vizyona girecek olan, Fahriye Evcen ve Murat Yıldırım'ın başrolünü oynadığı ‘Sonsuz Aşk' adlı filmde tıpkı dizideki gibi Ege Aydan'la karı koca rolünü canlandıran oyuncuyla mesleğini, projelerini ve ölümün kıyısından döndüğü hastalığını konuştuk.

– ‘Dayan Yüreğim' dizinde İnci Şanal karakterini canlandırıyorsunuz. Oradaki rolünüzden bahseder misiniz?
İnci Şanal karakteri benim için çok önemli çünkü 15 yıldan beri bana hiç kötü karakter teklif edilmedi. Farklı bir rol canlandıracağım için bu teklife hemen evet dedim. Dünyaya bir de kötü kadın gözünden bakmak istedim. Dünya kötülerin üzerine kurulu ve kötülerin sayısı ne yazık ki daha fazla.
– İnci rolü sizi zorladı mı?
Evet. İnci'yi oynarken zorlanıyorum çünkü içimdeki kötüyü bulup çıkarmak kolay olmadı. Kötü insan, kötülük yaparken kendini haklı görüyor. Ben de önce İnci'ye inandım. İnci, Ege Aydan'ın canlandırdığı Ekrem Şanal'la evli. Berk Atan'ın canlandırdığı Atıf Şanal da oğlu.

 
 

Reyting yarışı çok yıpratıcı

– Dizinin yanı sıra Ege Aydan'la yeni filminizde de karı koca rolündesiniz…
Doğru söylüyorsunuz. Fahriye Evcen ve Murat Yıldırım'ın oynadığı ‘Sonsuz Aşk' filminde Ege Aydan'la yine karı koca rolündeyiz. Hem televizyonda hem de sinemada karı koca olduk. Ege (Aydan), 10 yıldır tanıdığım, yüreği çocuk kalmış bir arkadaşımdır. Bu nedenle çekimler çok eğlenceli geçiyor.
– Diziler arasındaki rekabetti nasıl yorumluyorsunuz?
Reyting yarışı çok yıpratıcı ama oyuncu rolünden sorumludur, diğer işler ise yapım şirketine aittir.

 

Sahne tozunu yutunca oyuncu olmaya karar verdim

– Geçmişe dönük baktığınızda, oyunculuk hikayeniz nasıl başladı?
Liseden sonra radyo televizyon okudum. En büyük hedefim polis muhabiri olmaktı. 90'lı yıllarda ‘Ateş Hattı', ‘Kanal D Haber Merkezi', ‘Sıcağı Sıcağına' projelerinde ve Reha Muhtar'la çalıştım.
– Reha Muhtar'la çalışmak zor olmadı mı?
Gerçekten çok zordu çünkü haberin hemen gelmesini ve eksiksiz olmasını isterdi. Sonra reklam yapım şirketlerinde çalıştım, derken reklam filmlerinde oynadım. Sahne tozunu yutunca da oyuncu olmaya karar verdim. Şahika Tekand'dan dört yıl oyunculuk dersleri aldım.

 

Şan Tiyatrosu'nun kulisinde tanıştık

– Adile Naşit'le de tanışmışsınız. Bunun hikayesini anlatır mısınız?
1983 yılında annem ve babam boşandı. Annem beni avutmak için sinemaya ve tiyatroya götürürdü. Bir gün Şan Tiyatrosu'na gittik ve gösteri sonrası Adile Naşit'i kuliste ziyaret ettik. Elini öptüm, o da beni öptü. O gün kabakulaktım ama onun yanında çok neşelendim. Çocukluktan beri neşemi ve umudumu hiç kaybetmedim.

Sıradan bir mahalle kadınını canlandırmak istiyorum

– Bundan sonrası için canlandırmayı çok istediğiniz bir rol var mı?
Var; sıradan bir mahalle kadını. Biraz hafif meşrep biraz alaturka… Fahriye Abla'nın kopyası olan bir kadını oynamak istiyorum.

 

Tiyatroya ciğercinin kedisi gibi uzaktan baktım

– İlk diziniz hangisiydi?
‘Camdan Pabuçlar' dizisiyle başladım oyunculuğa; ardından da ‘Kavak Yelleri'ndeki Gönül Kara karakteriyle herkes beni tanıdı.
– Tiyatro hakkında ne düşünüyorsunuz?
Tiyatroyu çok sevsem de yıllardır ciğercinin kedisi gibi uzaktan baktım hep.

Hastane odalarını evimdeki yatak odama çevirdim

– Umudunuzu yaşadığınız ciddi sağlık problemine rağmen kaybetmediniz…
Feokromositoma diye bir hastalık geldi ve beni buldu. Teşhisi bile ancak üç senede konulabildi. Böbrek üstü bezimde tümör tespit edildi ve bu tam bir kabustu. Ölüm riski yüzde 98'di ama umudumu hiç kaybetmedim. Uzunca süre hastanelerde yattım. Hastane odalarını evimdeki yatak odama çevirdim, moralimi bozmadım. Tam o dönemde hastane dizisi ‘Sen de Gitme'de Doktor Neşe rolünü oynadım. Senaristler hastalığımı diziye yansıttılar ve insanlar ilk kez bu hastalıkla tanıştı. Sonunda da iyileştim…