Kiminle en son nerede ne zaman ayrılacağınızı bilemezsiniz. Banu ile birçok anım olmasına karşın, son kez Lefkoşa kan bankasında karşılaşmıştık. Kapıyı girdiğim anda, gülen yüzü ile tebessüm ediyordu. Kan ihtiyacı olduğu haberi üzerine, kan vermek için hastaneye gitmiştik. O halde bile ince ruhu, mağrur bakışları ile adeta özür diler gibiydi. Sanki “sizi rahatsız ettim, bu duruma düştüğüm için özür dilerim” der gibiydi. Nasıl olduğunu sorduğumda, “zaman zaman çok iyiyim, zaman zaman kötüyüm işte” dedi. “Banu bunları yazmalısın, muhakkak. Bunları kayıt altına al” dedim gülüştük. Aklına yatmıştı. Hatta, “aylar sonra sen iyi olduğun zaman bunlar belki de bir çok kişiye moral olacak. Kaynak olacak” diye de eklemiştim. Olmadı. Dün sabah saatlerinde, Banu’nun aramızdan ayrıldığını öğrendim. Açıkçası ölüm ihtimali hep aklımdaydı. Birol ile her konuştuğumda aklım Bilge ve Batu’ya takıldı. Kötü senaryoyu hiç gündeme getirmek istemedik. Bu senaryoya hiçbirimiz hazır değildik. Günün sonunda ateş düştüğü yeri yakar. Acıyı en çok, çocukları, eşi, kardeşi, annesi ve babası hisseder. Dostları olsak ta bize bir şey düşmez. Hayatımın en zor yazılarından birisini daha yazıyorum. Biraz zorlama, biraz endişeli ve kırılgan. Dokunsalar, seller boşalacak gözlerimden. Bu veda zor oldu, yakışmadı. Banu’ya bunu yakıştıramadım. Kanser ile yapılan mücadele bir kez daha yenilgi ile sonuçlandı. Üstelik bu kez, en sevdiğim insanlardan birisini daha alıp gitti kanser. Üzgünüm. Veda yazılarını yazarken içiniz ezilir, göz pınarlarınız boşalmaya meyillidir ama destek olmanız gerektiğini bilirsiniz. Şu an masamda tam dört telefon bulunuyor. Arka arkaya çalıyorlar. Ama en kötüsü Banu’nun telefonu tam karşımda.. Mavi kapaklı bu telefona cevap vermek, Banu’yu soranlara “onu kaybettik” demek kadar kötüsü yok. Onun kansere yakalandığı haberini Eylül gibi duymuştuk. Ev ana baba günü gibiydi. Köpekbalığı etinden tutun reikiye kadar ne olursa olsun yapılması gerektiğini konuşmuştuk. Olmadı. Bugün onu toprağa vereceğiz. Ailesi, öğrencileri, öksüz kalacak. Biz bir dostumuzu, daha paylaşacak çok fazla şey olan bir insanımızı sonsuzluğa uğurlayacağız. Eksiğiz, yarım kalmış gibiyiz. Bir kez daha bu veda zor olacak. ***** UNUTULMAYACAK ANILAR Şu an hala gülüyorum. Aradan 2 buçuk yıl geçti. Hem dünürcülük, hem nişan bir arada olmuştu. O geceye tek katılan arkadaşım Banu ve Birol’du. Üstelik işin komik yanı, erkek tarafı olarak dünürcülüğe gelen Banu, geceden kız tarafı olarak ayrılmıştı. Arkadaşım olmasına karşın Banu, eşim Defne’nin 3’üncü yeğeni olduğunu orada anlamıştı. Yarın bir dostumu ve bir akrabamı uğurlayacağım ebediyete. Şimdi meleklerin yanında olduğundan eminim. Hayatımıza kattığın her şey için teşekkürler Banu. ***** Göze Çarpanlar Sayın Sibel Siber, TC Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile olan samimiyetiniz gözlerden kaçmadı. 20 Temmuz törenlerinde, uzun uzun yaptığınız sohbetlere ve Gül ile tören sırasındaki o diyalog ortamına keyifle tanık olduk. Kadınlarımızın aktif siyasette olmasının güzelliğini yaşattığınız için teşekkürler. Sayın Mehmet Harmancı, Meteoroloji Dairesi şu sıralar kötü hava koşullarından bahsediyor. Belediyelerin ilk 100 günü dolmadan, eleştirilmesini onaylamıyoruz. Umarım olası yağmura karşı hazırlıklar tamamdır ve hava muhalefetine kurban gitmezsiniz. Sayın Dr.Arif Albayrak, CTP-BG’nin en enerjik yüzü olarak gördüğümüz sizin alternatif eylemlerinizi sonlandırdığınızı görüyoruz. Eşek, balon, takke derken, hükümet partisi vekili olmak sizi de bozdu galiba. Sayın Çamay Çiçekseven, yeni dönemde sizden daha enerjik programlar bekliyoruz. Üstünüze aldığınız her projeyi başarı ile yürüttüğünüz gerçeğinden yola çıkarak “sizden korkulur” diyoruz. Keşke televizyon işine çok daha erken atılmış olsaydınız. Sayın Dr.Kıvanç Buhara, belediye başkanlığınızın ardından tatile çıktığınızı öğrendik. Yurt dışı tatil hedefinize de en kısa zamanda ulaşmanızı temenni ediyoruz. Ukrayna’da savaşın bir an önce son bulması ve gençlik aşklarınızın mekanı Odessa’ya gitmeniz ve okuyucularımıza da oraları aktarmanız arzuluyoruz. Sayın Serdar Denktaş, özellikle resmi törenlerinde sizi pek görmeye alışık değilken, dün, geçirdiğiniz rahatsızlıklara karşın tören alanında yerinizi aldığınızı görmek güzeldi. Bu arada DP-UG ile ilgili, yaşadığınız sorunların sonlandığını ve tek yürek olduğunuzu medyaya da bir şekilde gösterseniz fena olmaz. Hasan Sadıkoğlu, İskele Belediye Başkanı olarak işin başında ipleri ele almak için personele fırça atmaya başlamışsınız. Yolun başında belediyeyi kontrol altına alma çalışmalarınızı takdir ediyoruz. Umarız Halil Orun’dan sonra zorlanmazsınız. Mahmut Özçınar, Güzelyurt’ta festivaliniz tüm telaşınıza karşın başarıyla sonlandı tebrik ederiz. Mankenler ile objektiflerin karşısına poz vermeniz ise büyük beğeni aldı. 20 yaş daha genç olsanız bugünkü mankenlere taş çıkaracağınıza hiç şüphemiz yok. ***** BECERİKSİZLİK Lefkoşa'da surlar içindeki Türk mahallesinde bulunan Alparslan Türkeş'in dünyaya geldiği ev, yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya. Türkeş'in dünyaya geldiği ve 8 yaşına kadar yaşadığı ve ölümünden sonra MHP yetkililerince müze haline getirileceği açıklanan evi her geçen gün daha da harabe haline geliyor. Türkeş gibi bir kişiliğin evinin tamir edilememesi ve çalışmaların başlayamaması büyük bir beceriksizlik örneği olarak karşımıza çıkıyor. ***** FIKRA Uçakta Sinema İki farklı hava yolu yetkilisi uluslararası bir sempozyumda deneyimlerini paylaşırlar. Çay Hava Yolları yetkilisi, Fındık Hava Yolları yetkilisine; - "Rize çıkışlı seferlerde yolcuya kısa film gösterisi sunmaya başlamıştık, bir kaç gün içerisinde vazgeçtik!" - "Niçin?" - "İlk film sonrası ekranda "Son" yazısı çıkar çıkmaz yolcular ayağa kalkarak uçaktan çıkmaya çalışıyordu da ondan!"