Ülkemde yaşananlardan cidden her geçen gün endişe duymaktayım.
Bunca yıl toplumsal hiçbir problemi çözememiş. Ne dıştan gelen modellerle ne de içten ürettiğimiz ekonomik modellerle halkımızı esenliğe ulaştıramadık.
Tek başarılan köşe dönen kadroları artırmak, kendi ve yandaşlarına çıkar sağlayacak, belirlenen sermaye temsilcilerine kıyak geçecek hükümetleri iş başında tutmak olmuştur. Tabi bu onların suç değil onların oralarda tutunmasının sağlayan seçmen olmuştur.
Ağustos ayına sayılı günle var Temmuz ayının ilk haftasında yazdığım gibi hükümet ve yargının önünde iki cevap bekleyen ciddi sorun vardı.
Birincisi 27 kahraman milletvekilinin sabaha kadar nöbet tutarak mecliste yasalaştırdığı ‘’koordinasyon ofisi’’yasasının Cumhurbaşkanlığınca Anayasaya aykırılık nedeniyle yargıya aktardığı yasanın mahkeme kararı.
İkincisi da PORT-İSBİ’nin tatil günlerinden istifade edip, ülkeye giriş onayının kimin tarafından verildiği anlaşılmayan tesis parçalarının CMC maden bölgesine indirilmesi.
Birinci onu Ağustos ayının ilk haftasında çözülecek. Anayasa mahkemesinin terazisi hangi tarafa eğilecek göreceğiz. Karar ne olursa olsun gençlerin direnişinin devam edeceğine inanıyorum.
İkinci konu için kesin hükümet kulağının üzerine yatacaktır.Zaten hep bu tip konularda öyle olmuyor mu?Denizler karaya dönüştü,sahiplendi hiçbir hükümetten tıs çıktı mı.Hepsinden tıs tıs tıs..
Nerdeyse 15 günü tamamladık Türkiye’deki ‘’Kalkışma’’hareketini yaşayalı.
15 gün içinde Türkiye’de neler olmadı ki;15 üniversite kapatıldı.87 yurt kapatıldı.934 özel okul kapatıldı. Kara Kuvvetleri Komutanlığında 87 general, 726 subay, 256 astsubay, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda 32 amiral, 59subay, 63 astsubay, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda 30 general, 314 subay, 117 astsubay olmak üzere toplam bin 684 asker, Türk Silahlı Kuvvetleri'nden çıkarıldı. 3 haber ajansı, 16 televizyon, 23 radyo, 45 gazete, 15 dergi, 29 yayın evi ve dağıtım kanalı kapatıldı. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile cemaatle ilintili okulları, hastaneleri, sendika, vakıf ve dernekleri kapattı.
Tutuklananların sayısı her gün artmakta.
Askeri liselerin kapatılması gündemde.
Bütün bunlar Türkiye’de yaşanırken e gariptir ki Türkiye’nin alt yönetimi diye bilinen ve bizde ne varsa sizde de olacaktır diyen Başbakan Türkiye Başbakanı olmasına rağmen. KKTC’de yaprak kıpırdamıyor.
Hem TC Cumhurbaşkanı hem de TC. Başbakanını ziyaret eden Başbakan Hüseyin Özgürgün bir açıklama yapıyor.’’KKTC’de FETO ile ilgili en küçük ihbar bile değerlendiriliyor, ancak şu ana dek somut bir örgütsel faaliyet tespiti bize ulaşmış değil.’’
İşte en ciddi ENDİŞEM bu açıklamanın arkasında saklıdır.
Hepimiz biliyoruz ki KKTC’de her alanda, firmalar, Üniversiteler, oteller, kumarhaneler, gece kulüpleri, Bankalar TC sermayesidir.
Basın bile büyük ölçüde bunların sponsorluğu ile ayakta durmaktadır.
Üniversitelerimizde gün geçmez ki TC’li taraflar arası olay çıkmasın. Bırakın Hala Sultan külliyesini hemen hemen her Üniversitemizde cami yapıldı veya yapılmaktadır.
En önemlisi 15 Temmuz gecesi Türkiye’de camilerden eş zamanlı olarak kutulan sela ayni saatte KKTC camilerinden de okutulmuştur(Talimatı kimin verdiği konusu hala cevapsız)
Hala daha başbakan Özgürgün bize ulaçmış bir hiçbir şey yok diyorsa
ENDİŞELİYİM hem de çok çok çok…