Engellilerin yüzü güldü mü?

Taner ULUTAŞ

Bu sıralar Cenevre ile yatıp, Cenevre ile kalktığımız için içte neler olduğundan veya neler döndüğünden bihaberiz. Dövizin önlenemez yükselişi sonrasında yıkım yaşayan ekonominin getirdiği sıkıntıların yanısıra, iğneden ipliğe herşeye yapılan zamlara sadece kendi aramızda eleştiri getirmekten öte bir şey yapamadığımıza tanık oluyoruz. Cenevre’den yükselecek bir umut bekliyoruz. Ancak beklediğimiz umuttun,  hiç görmeyen birine, gökkuşağını anlatmak kadar zor ve imkânsız olduğunu anlamanın da dayanılmaz hafifliğini yaşıyoruz.

Diyanellos Sigara Fabrikasından bozma Meclisi Mebusan’ın çıkarttığı yasalara,  yasama ve yürütmeden sorumlu hükümetlerin uymamasına alıştık. Anayasa bir defa delinmekle bir şey olmaz diyen Özal, kalksa ve delik deşik edilen bizim Anayasayı görse sanırım bu defa zehirden değil kalpten giderdi. Üstelik Anayasa’nın amir hükmüne rağmen kesilen ve YİM kararı ile ödenmesi emredilen emeklinin maaş kesintilerinin, söz verilmesine karşın hala daha ödenmemesini de görseydi, pılıyı pırtıyı toplar ruhunu bile buralara göndermezdi.

Neyse bugün millet için mühim olan Cenevre’de yaşananlardır. Cenevre dışında yaşananlar, bugün ahali için teferruattır. Meclisin geçtiğimiz yıl 31 Mart’ta onaylanan ve 11 Nisan’da yürürlüğe giren Engellileri Koruma ve Rehabilite ve İstihdam (Değişiklik) yasası engelliler için bir umut olmuştu. Yasa sonrasında iş bekleyen engelliler, bizim siyasilerin attığı çalım ile belleri kırılırken, mühim olan yasada belirtilen zorunluluk sonrasında işe alınması gereken 100’e yakın engellinin işe girmemesi değil. Onlar için mühim olan Cenevre’de ne söylendiğidir. Ve en önemlisi engellileri görmezden gelip ‘Nayır, Nolamaz’ diyenlere alkış tutan gıccaccık ve oğlancığın işe girmesi için yağlama ve grasolama uzmanlarının alkış tutma işini hızlandırmasıdır.

  Engellilerin özel sektörde istihdamını teşvik eden yasayla, özel sektörde istihdam edilen engellilerin sosyal yatırımlarda işverene destek sağlanacağı belirtilmişti. Siyasi erk, ağzından tükürükler saçarak bunu büyük harflerle anlatırken, Mohaç Meydan Muharebesini kazanan bir kumandan edasına bürünmüştü. Ancak günümüzde geldiğimiz noktada engelliye verilen vaatler yerine getirilmeyince, bu kumandanların, Napolyon’un, Woterloo’da İngiliz Welington’a yenildikten sonraki haline benzemesini beklerdim. Ancak bekleyen, hiçbir zaman beklediğini bulamadığı gibi ne yalan söyleyeyim, bende beklediğimi bulamadım.  Ve ne yazık ki, hala daha (Bazı siyasileri tenzih ediyorum) pişmiş kelle gibi sırıtan ve bol kepçe lokantasından vaatler dağıtan siyasilerin etrafta cirit attığını görmekteyim. Ama işin en acı tarafı hala daha ahalinin bu efendilere inanıp, yağlama ve grasolama işlemine devam etmesidir.

Sonuçta çıkartılan yasa ile birçok engelli kamuda istihdam edilecekti. Hatta yasaya göre hafızam beni yanıltmıyorsa geçen yıl içerisinde 110 engellinin istihdam edilmesi gerekirdi. Gerekirdi de yalan dünyanın bir defa ipine takılmışız. Kurtulalım derken hep dolanmışız.

Sonuçta engelliler gününde bol kepçe lokantasından vaatler dağıtan ve milleti bunlarla doyuranların, artık Cenevre’den başlarını kaldırarak bir yol engellileri de görme zamanının geldiğini hatırlatmak istedim.