KKTC’de ortalık alafıcırık toz duman. Herşey allem gallem Masura diyorlar. Da, herşeyin allem gallem olduğu yer sadece KKTC’mi? Özelde Kuzey Avrupa’ya genelde Ortadoğu bölgesine bir göz atarsak, yaşananların yanısıra yaşanacak olanları da görebiliriz. Rusya – Ukrayna savaşı bölgeyi barut fıçısına döndürürken, Rusya, Ukrayna'da kurduğu mülteci merkezlerinde, aralarında çocukların da olduğu ailelerinden kopartılan çok sayıda Ukraynalıyı zorla tutuyor. Daily Mail'in haberine göre, Rusya esir aldıklarını canlı kalkan olarak kullanıyor. Savaş nedeniyle 22 buğday yüklü Türkiye’ye ait gemi Odesaa limanında beklerken, 2 askeri Nakliye uçağının da Kiev’de kaldığı ve Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın bir günlük ateş kes ilan edilerek uçakların havalanması için Ukrayna Savunma Bakanından ricada bulunduğu söyleniyor.
FİNLANDİYA VE İSVEÇ’E ŞİMDİLİK HAYIR
Finlandiya ve İsveç Rusya’nın, Ukrayna’ya saldırmasından dolayı, kendilerini güvence altına almak için 2 ay öncesine kadar NATO üyeliğini düşünmüyoruz dedikleri NATO’ya şimdi girmek istiyorlar. Türkiye özellikle İsveç’in, PKK’ya destek vermesinden duyduğu rahatsızlık nedeniyle buna karşı olduğunu dile getiriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbeci Kenan Evren ile NATO Avrupa Yüksek Müttefik Komutanı Bernard Rogers ile darbe sonrasında, 6 Ekim 1980'de kamuoyunda Rogers planı olarak anılan mutabakat çerçevesinde 1 numaralı kararla, neredeyse taahhütyerine getirilmeden ve hiçbirşey alınmadan Yunanistan'ın NATO askeri kanadına dönmesi konusundaki Türk vetosunun kalkmasına benzer bir karar almayacağını açıkladı.
İSRAİL SURİYE’YE SALDIRABİLİR
Geçtim, Ukrayna’dan kaçan çok sayıda Yahudi, İsrail’e göç etmiş durumda. İsrail bunları yerleştirmek durumunda. Bu nedenle Filistinlileri yerlerinden kovup, yeni yerleşim yerleri açmak istiyor. Ayrıca gözünü Suriye topraklarına da çevirmiş durumda. İşgal ettiği Golan tepelerini yasal hale getirmeye çalışırken, Rusya ile anlaşarak, Suriye’ye girişeceği hava harekatına karışmamasını sağladı. Geçtiğimiz hafta içerisinde İsrail’in, Suriye’ye yönelik hava saldrıısında da ne S 400’ler, nede Rus uçakları İsrail Uçaklarına karşı havalandı. İsrail’in Mayıs ayı sonuna doğru Suriye’ye harekat düzenleyeceği öne sürülüyor. Esad bu nedenle, İran’ın yolunu tutarak, daha önce İdlib gözlem noktaları kurulurken Batı Halep kırsalında Türk askeri konvoylarına saldıran ve el-Eis bölgesinde askerlerimizi şehit eden milislerin yanısıra Irak’taki Haşdi Şabi ve Lübnan ile Suriye’deki Hizbullah gibi İran yanlısı güçlerden destek istedi. Yani, İsrail saldırırsa bölge allem gallem mansura olacak. Ve bizde nasibimizi alacağız.
DOĞU AKDENİZDE SULAR ISINABİLİR
Rusya’ya uygulanan ambargo nedeniyle Avrupa gaz ve akaryakıt sıkıntısı çekmeye başladı. Bu nedenle gözler Doğu Akdeniz’e çevrildi. Güney ABD'nin Noble ve Exxon Mobil şirketlerinin yanı sıra İtalyan ENI ve Fransız Total şirketleri ruhsat verirken, İtalyan Eni şirketinin sondaja başlayacağı, Exxon Mobil’in de tekrar sismik araştırma yapacağı açıklandı. Buna karşın Türkiye’de Petrol Platformu alacağı söyleniyor. Yani bir anlaşma sağlanmazsa buralarda sular yine ısınabilir.
ERDOĞAN İLK KEZ KAYBEDEBİLİRİZ DEDİ
Tüm bu olaylar yaşanırken, 2023’de yapılması düşünülen Türkiye seçimleri de konuşulmaya başlandı. Anketler, Erdoğan’ın ve AKP’nin düşüşte olduğunu gösterirken, Erdoğan’ın da bir dost sohetinde, 'TBMM’de çoğunluğu kıl payı kaybediyoruz ama Cumhurbaşkanlığını kazanma ihtimalimiz var dediği öne sürüldü. Bu açıklama Erdoğan’ın ilk kez kaybediyoruz dediği ve olumsuz bir tablo çizdiği için çok önem arzetti. Hatta olumsuz tablonun Erdoğan’ı çok rahatsız ettiği ve anketler üzerinden çalışma yaparak, karşısına aday olarak çıkacak isimler için ne gibi çalışmalar yapılacağına yönelik bilgi alışverişinde bulunulduğuna vurgu yapıldığı ileri sürüldü. Örneğin, Kılıçdaroğlu aday olursa, hangi partinin tabanı ona verir veya ne yapılırsa oy vermezler. Veya Mansur Yavaş veya Ekrem İmamoğlu aday olursa nelerin yapılması halinde Erdoğan nasıl kazanır çalışmalarının yapıldığı çalışmalarının yapıldığı ileri sürülüyor.
SADAT’IN İNANILMASI GÜÇ HEDEFİ
2023 Seçimi konuşulurken, 8 Şubat 2012 tarihinde, emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nden emekli 23 subay ve astsubay tarafından, Erdoğan’ın emri ile kurulduğu öne sürülen ve askeri eğitim aldığı ileri sürülen, Arapçada "seyitler" denilen ‘SADAT’ isimli kuruluş yada şirket de konuşulmaya başlandı. Sedat Peker’in de defalarca sözünü ettiği ve Parasal finans kaynağının devlet olduğu öne sürülen Sadat’ın, biraz abartılı ve inanması güç 4 amacı olduğu belirtiliyor. Türkiye’nin ismini, Asrika olarak değiştirmeyi düşündüğü öne sürülen ‘SADAT’’ın Türkiye’yi eyaletlere ayırmayı, Başkent’i istanbul yapacağı, Dili ise Arapça olacak değiştirme hesapları yaptığı öne sürülüyor.
İSMİ SURİYE’DE VE LİBYA OLAYLARINDA DA GEÇİYOR
SADAT’ın, Uluslararası alanda, Silahlı Kuvvetlerin ve İç Güvenlik Güçlerinin organizasyonu amacıyla, stratejik danışmanlık, özel savunma ve güvenlik eğitimleri ile donatım alanlarında hizmet verdiği belirtiliyor. Ayrıca İslam Ülkeleri arasında savunma ve savunma sanayi işbirliği ortamı oluşturmak ve İslam Dünyasının kendine yeterli bir askeri güç olarak da Dünya Süper Güçleri arasındaki hak ettiği yeri almasına yardımcı olma hedefinde olduğuna vurgu yapılıyor. Geçmişte bazı olaylara adı karışan ve korku imparatorluğu yarattığı öne sürülen SADAT’ın radikal din örgütlerinden El Nusra ve İŞID’e de eğitim verdiği öne sürülüyor. El Nusra, Suriye savaşı esnasında ismini ‘Özgür Suriye’ ordusu olarak değiştirdi. Libya’da Türkiye’nin İHA ve SİHA eğitimini SADAT’ın verdiği öne sürülüyor.
ERDOĞAN KAYBEDERSE !...
Sadede gelirsem Afganlıların bir süre önce askeri giyisiler içerisinde Türkiye gelmeleri beni korkutuyor. 2023 seçimleri ile ilgili bazı güçlerin olduğunun öne sürülmesi beni çok korkutuyor. KKTC’de son zamanlarda yaşanan hükümeti bozmalar. Sonra yeniden oluşturmalar ödümü kopartıyor. Erdoğan kaybederse denilerek Afganlılardan, bir ordudan ve SADAT gibi örgütlerden söz edilmesi kalbimin ritmini değiştirecek kadar korkutuyor. Ama en çok bölgedeki gelişmeler ödümü kopartıyor.