ERHÜRMAN: MECLİS BAŞKANI NEDEN KORUMA ALMA İHTİYACI HİSSETTİ?
Her hafta, ‘Son Siyasal Gelişmeler’ başlığı altında konuşmak zorunda kaldıklarını vurgulayan Erhürman, bir hafta içinde yapılanların ve yapılmayanların, adını koyabilecekleri noktanın çok ötesine geçmiş durumda olduğunu kaydetti. Meclis başkanının, bu memlekette kimsenin bilmediği birtakım icraatlarının olduğuna dikkat çeken Erhürman, Meclis başkanının neden korumaya ihtiyaç duyduğunu sordu. “Bu Meclis’in başkanlarının koruma talep etme gibi bir teamülü mü var?” diyen Erhürman, Meclis başkanının kendini tehdit altında mı hissettiğini sordu. Bu memlekette başbakanların ve cumhurbaşkanlarının korumalarının olduğunu ifade eden Erhürman, “Meclis başkanı kendini tehlikede mi görüyor? Neden koruma alma ihtiyacı hissetti? Polis Genel Müdürlüğü (PGM) neden bu ihtiyacı giderme zorunluluğu hissetti?” diye sordu.
“MARİFET DOĞRU OLANI YAPMAKTIR. PROTOKOL İMZALAYIP DA TAM TERSİNİ YAPMAMAKTIR”
Her gün polis eksikliğinden bahsedilirken ve memlekette çok ciddi bir ekonomik sıkıntı varken, korumaya neden ihtiyaç duyulduğu sorusunu yineleyen Erhürman, Meclis başkanının, Meclis’teki görevli bütün polisleri değiştirmesini eleştirdi. Meclis başkanının tüm bunları açıklaması gerektiğine dikkat çeken Erhürman, “5’inci turda, cep telefonları dedikodularıyla seçilmiş bir Meclis başkanıdır. Buradan bize yanıt vermesi gerekiyor” diye konuştu. Geçen Meclis oturumunda, Sayın Ünal Üstel’e toplu iş sözleşmesiyle ilgili hükümleri söylediklerini hatırlatan Erhürman, “Sayın Üstel İçişleri Bakanıyken eylemler yapıldı ve bu eylemlerin arkasından sendikaları bakanlığa çağırdı. Şu anda protokolde olan hüküm de değiştirmek istediğiniz hükmün aynısıdır. O değişikliği yaptıktan sonra, söz konusu aynı hükmü protokole yazdınız. Sendikalar haklı talepler getirdiğinde marifet doğru olanı yapmaktır. Ondan sonra protokol imzalayıp da tam tersini yapmamaktır” diye konuştu.
“KTSO’YU TARTIŞMALARIN İÇİNE DAHİL ETMEK İSTEMEDİM”
Protokole koyulan hükümlerle toplu sözleşme hakkının ortadan kaldırıldığını vurgulayan Erhürman, Kıbrıs Türk Sanayi Odası’nın (KTSO) genel kurulundaki olaylarla ilgili de konuştu. Sanayi Odası’nı tartışmaların içine dahil etmek istemediğinin altını çizen Erhürman, kendi konuşmasını kesip salondan ayrıldığının altını çizdi. Orada yaşananlarda KTSO’nun hiçbir dahlinin olmadığını kaydeden Erhürman, Ersin Tatar’ın bir işi olduğunu önce konuşmak istediğini söylediğini dile getirdi. Ardından da oturumu yöneten kişinin, önce konuşması için Ersin Tatar’ı davet ettiğini belirten Erhürman, önce konuşmak istemesine rağmen daha sonra Ersin Tatar’ın önce konuşmayı reddettiğini vurguladı. Erhürman, “Sonra ben kürsüye çıktım ve KTSO’nun divanının yönettiği kurulda konuşmaya başladım” dedi.
“SANAYİ ODASININ KONGRESİNDE ÇİÇEKLERDEN, BÖCEKLERDEN KONUŞACAK DEĞİLDİM”
Divanın kendisine hiçbir uyarıda bulunmadığının altını çizen Erhürman, “Yerinde oturan Ersin Tatar ve Sayın Üstel, konuşmama müdahale ettiler. Sanayi Odası’nın kongresinde memleketin ekonomik durumunu ve protokolü konuşuyordum. Sanayi odasının kongresinde çiçeklerden, böceklerden konuşacak değildim. Bana yapılan müdahalede, ‘burası Türkiye’yi eleştirmenin yeri değildir’ dendi. İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması’nın sadece mali yükümleri üzerinde eleştiriler yapıyordum. Bunun orada konuşulmaması gerektiğine divan değil, o iki arkadaş karar verme noktasında gördü kendini. Tatar, ‘Uzatma biz de konuşacağız’ dedi. Bu haddini aşan tahammülsüz tavrı, bir kez daha kınıyorum” diye konuştu.
“YAPTIKLARINIZ BİNİ AŞTI VE YAPMAYA DA DEVAM EDİYORSUNUZ”
UBP adına yapılan açıklamada da aynı şeylerin olduğunu kaydeden Erhürman, “Bilmeden, görmeden Sayın Tatar ile Türkiye’yi özdeşleştirerek her zaman uygulanan taktiği yapmaya çalışıyorlar. Eğer UBP olarak sahip çıkıyorsanız, kimin kime saldırdığını da bileceksiniz. Bunun üzerinden açıklama yapacaksınız” dedi. “Getirdiğiniz yasa tasarılarıyla bu ekonomik sıkıntının içinde, eleştirilerimizden vazgeçeceğimizi mi düşünürsünüz?” diye soran Erhürman, tartışmaları engellemek için demokrasinin katledilmeye çalışılmasını eleştirdi. Haddini aşan, tahammülsüz davranışları kınadığının altını çizen Erhürman, Ünal Üstel başkanlığındaki hükümetin gayri meşru olduğunu yineledi. Analitik düşünmenin önemine işaret eden Erhürman, “Tüketilmiş şeyler üzerinden kaybedilen itibarı geri kazanacağını zanneden varsa, yanılıyor” dedi. Erhürman, “Yaptıklarınız bini aştı ve yapmaya da devam ediyorsunuz. Suçlular ve güçlüler aynı noktada bulaşmaya devam ediyor. CTP’ye mesnetsiz iddialarla saldırmaya devam ediyorsunuz. Yaptıklarınız savunulabilir bir tarafı yok, saldırıya geçtiniz. ‘En iyi savunma, saldırıdır’ zannediyorsunuz. Kaybedilen itibarı kimse toplayamaz” diye konuştu.