Başbakan Tufan Erhürman, Kıbrıs etrafındaki doğal kaynaklar konusunda faaliyet gösteren uluslararası şirketlerin faaliyetlerinin hukukun ve meşruiyetin sınırlarının dışına taşmış durumda olduğunu söyledi.
Erhürman, Kıbrıs Türk tarafının, Kıbrıs’ta çözüm için doğan fırsat pencerelerinin bir daha sert biçimde kapanmasını istemediğini vurguladı.
Erhürman, Kıbrıs’ta çözümün bölgeye örnek olacağına işaret ederek, çözüm çağrısını İstanbul’dan yineledi; ada etrafındaki doğal kaynaklar konusunda da “Önümüzde ya bir gerginlik vesilesi ya da önemli bir fırsat penceresi var” dedi.
ERHÜRMAN İKİNCİ GÜNÜN ONURSAL AÇILIŞ
KONUŞMASINI YAPTI
Başbakan Erhürman, Uluslararası İşbirliği Platformu’nun (UİP), Türkiye Cumhurbaşkanlığı himayelerinde düzenlediği ve dün başlayan 9'uncu Boğaziçi Zirvesi'nin ikinci gününün onursal açılış konuşmasını yaptı.
Başbakan Tufan Erhürman, konuşmasına İstanbul’da meydan gelen helikopter kazasında şehit olan askerleri saygıyla anarak ve yaralı askere acil şifalar dileyerek başladı.
Erhürman, dünyada bugün yaşananların, zirvenin başlıklarının önemini ortaya koyduğunu belirterek, dünyanın zenginliklerinin adil paylaşımının önemini vurguladı.
SÜRDÜRÜLEBİLİR BARIŞ…
Başbakan Erhürman, “Ne zaman ki zenginlikler adil paylaşılır o zaman barış sürdürülebilir olur ama ne zaman ki adil paylaşım gerçekleşmez, herkes için değil de sadece imtiyazlı gruplar için olur, o zaman barışın sürdürülmesi de mümkün olmaz” diye konuştu.
MEDENİYET KAYBI
Başbakan Tufan Erhürman, Meksika sınırında yaşananların, paylaşım arzusu göstermemenin tek tek insanların hayatında da genel olarak dünyanın tamamında da insanları nereye taşıyacağını gösterdiğini kaydetti.
Türkiye’de 3 milyon mülteci varken, bir yandan Meksika sınırında yaşananlara dikkat çeken Erhürman, diplomasinin dilindeki kabalaşmanın herkes için kalkınmanın becerilememesi ve barışa ulaşılamamasının medeniyet kaybı olduğunu kaydederek, bundan duyduğu endişeyi dile getirdi.
“Yaşadıklarımız bir medeniyet kaybıdır” diyen Erhürman, 1. Dünya Savaşı’nın sonuçlarının, nedenlerini hatırlatması gerektiği gibi, bugün yaşananların da soru işaretleriyle değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Erhürman, “Eğer zenginlikler adil paylaşılırsa ortaya barış çıkar, eğer adil paylaşım olmazsa zenginlik maalesef gerginlik sebebinden başka bir şey değildir. Gerginlik kimseye kazandırmaz, hepimize kaybettirir” diye konuştu.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kıbrıslı Türkler ve Rumlar tarafından kuruluşunu ve sonrasındaki süreci anlatan Başbakan Erhürman, 1963’te cumhuriyetin dağıldığını ve o günden bu yana Kıbrıslı Türklerle Rumların adada ne varsa paylaşma konusunda ortak anlayışa ulaşılamadığı için gösterilen çabaların hiç birinden sonuç alınamadığını kaydetti.
Erhürman, açılan çok önemli fırsat pencerelerinin de değerlendirilemediğini, bunlardan en önemlisinin 2004’te AB’ye üyelik fırsatı olduğunu belirterek, eğer o süreç doğru yönetilseydi bugün hidrokarbon konusunda bir gerginlik olarak yaşanan zenginliğin, adil biçimde adada yaşayan herkes için ortak bir zenginlik haline gelebileceğini anlattı.
“SÜREÇ DOĞRU YÖNETİLEMEDİ, ÖNEMLİ BİR MOTİVASYON KAYNAĞI KAYBEDİLDİ”
“Ama o süreç doğru yönetilemedi ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi bütün Kıbrıs adına AB’ye üye oldu ve çok önemli bir motivasyon kaynağı kaybedildi” diyen Erhürman, bugün de Kıbrıs etrafındaki doğal kaynaklar konusunda Kıbrıs Türk halkının varlığının, iradesinin yok sayıldığını, tek yanlı girişimler yapıldığını, uluslararası şirketlere ruhsatların da tek yanlı verildiğini, ikili anlaşmaların tek yanlı yapıldığını anlattı.
Başbakan Tufan Erhürman, Kıbrıs Türk tarafının bunlara sessiz kalmadığını, gerginlik çıkaran taraf da olmadığını ama buradaki yanlışlığı, çarpıklığı, uluslararası hukuka uygun olmadığını uluslararası toplum nezdinde ve BM Güvenlik Konseyi’ne yazılan mektuplarla ısrarla kayda geçirdiklerini vurguladı.
“İKİ ALTERNATİF SUNDUK KARŞILIK BULMADIK”
Başbakan Erhürman, Kıbrıs etrafındaki zenginliklerin gerginlik konusu olmaktan çıkarılması ve adil paylaşım için Kıbrıs Rum tarafına iki öneri sunduklarını, bunlardan birini Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm bulununcaya kadar bu konudaki faaliyetlerin askıya alınması; bu olmayacaksa da Kıbrıs’taki durumun doğasına uygun şekilde iki toplumdan oluşacak ortak bir komite kurularak bu çalışmaları yürütmesi, bu kaynaklardan elde edilecek gelirin de kapsamlı çözümde doğacak ihtiyaçlarda kullanılması olduğunu söyledi.
Erhürman, faaliyetler askıya alınsaydı her iki tarafın da “Kıbrıs sorununu çözelim ki kaynağı adil biçimde paylaşalım” motivasyonuna sahip olacağını; ikinci alternatif kabul edilseydi de çözümün gerektireceği kaynakların nereden sağlanacağı endişesinin ortadan kalkacağını vurguladı.
“Ama bu alternatif önerilerimiz karşılık bulmadı ve ne kadar girişim yaptıysak hepsi bir biçimde reddedildi” diyen Erhürman, 9. Boğaziçi Zirvesi’nin ana temasına işaret etti ve sürdürülebilir barış ve herkes için kalkınmanın önemini vurguladı.
Erhürman, Kıbrıs Türk tarafının bu gelişmeler üzerine 2011’de Türkiye’yle kıta sahanlığı anlaşması imzalayarak, TPAO’nun bölgede araştırma yapma konusunda ruhsatlandırıldığını hatırlattı.
HUKUKUN DIŞINA TAŞTILAR
Bir yandan da barış arayışlarını sürdürdüklerini ve dünyaya mesaj verdiklerini belirten Başbakan Tufan Erhürman, ada etrafında ruhsatlandırılmış şirketlerin bir takım faaliyetlerde bulunduğunu ama ruhsatlandırmanın, Kıbrıs Türk tarafının iradesi yok sayılarak yapıldığı için hukuken sakat olduğunu söyledi.
“Uluslararası şirketlerin faaliyetleri de hukukun ve meşruiyetin sınırlarının dışına taşmış durumdadır” diyen Başbakan Erhürman, Kıbrıs Türk tarafından beklenen, eğer Rum lider Anastasiadis’in dediği gibi doğal zenginliklerden kaynaklanan haklarının çözümden sonra verilmesine razı olmaksa, bunun adil bir beklenti olmadığını kaydetti.
GERGİNLİK VESİLESİ YA DA FIRSAT PENCERESİ
Erhürman “Gelinen noktada bilmek zorundayız ki önümüzde ya bir gerginlik vesilesi ya da önemli bir fırsat penceresi var” diye konuştu.
Barış dilinden ödün vermeksizin son noktaya kadar herkesin akıl yoluna gelmesi, ada etrafındaki zenginliğin gerginliğe değil adil paylaşıma dönüştürülmesi için çalıştıklarını vurgulayan Başbakan Tufan Erhürman, aklın yolunun sadece Kıbrıslı Türkler ve Rumlar için değil uluslararası şirketler için de bir olduğunu vurguladı.
Erhürman, Kıbrıs’taki fırsat penceresinin doğru kullanılmasının bölge için de emsal teşkil edeceğine dikkat çekti.
Erhürman, Rum lider Nikos Anastasiadis’in Kıbrıs Türk tarafının önerilerine karşın hem kurulacak federasyonda hem de ortak zenginliklerin paylaşımında dillendirdiklerine dikkat çekerek, bunun zihniyetini gösterdiğini vurguladı.
İKİ HALKIN DA İRADESİ KARARLARA YANSIMALI
Anastasiadis’in “İşleyen bir devlet istiyoruz” dediğine de işaret eden Başbakan Erhürman “İşleyen, işlevsel bir devlet iki tarafın iradesinin de kararlara yansıdığı bir devlettir. Bu kuş tek kanatlı uçabilecek bir kuş değil. Kıbrıs’ta iki kurucu unsur vardır. Kıbrıs Rum halkı ne kadar kurucu unsursa Kıbrıs Türk halkı da o kadar kurucu unsurdur. Hidrokarbondan her türlü karara kadar Kıbrıslı Rumlar kadar Kıbrıs Türk halkının iradesi de kararlara muhakkak yansımalıdır. Adaletin de, hukukun da, medeniyetin de gereği budur” dedi.
Erhürman’ın bu sözleri alkışlarla karşılandı.
9. Boğaziçi Zirvesi’nin başlığını son derece ilham verici bulduğunu ifade eden Erhürman, hem Kıbrıs etrafındaki kaynaklarla ilgili soruna hem de dünyadaki pek çok soruna çözüm önerisi olduğunu söyledi.
Erhürman, “Yani zirve bize şu mesajı veriyor: Gelin adanın etrafındaki hidrokarbon kaynaklarını hepiniz için bir kalkınma olanağı için değerlendirin ve Kıbrıs’ta sürdürülebilir bir barış ortamını birlikte yaratın. Mesaj budur, bizim çabamız bu zenginliğin gerginlik olarak yaşanmaması yönündedir” diye konuştu.
Bunun için Kıbrıslı Türklerin ve Rumların adada samimiyetle çözüm isteyen tüm tarafların katkısına, yardımına ihtiyacı olduğunu kaydeden Başbakan Erhürman, “İki halkın ruhsatlandırılmış uluslararası şirketlerin mensubu olduğu devletlerin samimi katkısına ihtiyacı vardır. Eğer samimiysek Kıbrıs’ta bir an önce çözümün bölgeye örnek olacağı konusunda, gelin bu fırsat penceresinin sert biçimde bir daha kapanmasına izin vermeyelim. Gelin bu fırsatı herkes için kalkınma ve sürdürülebilir bir barış ortamının yaratılması fırsatı olarak değerlendirmek için hep birlikte elimizden geleni yapalım…” ifadelerini kullandı.
Başbakan Erhürman’a konuşmasının ardından UİP Boğaziçi Zirvesi Kurucusu Cengiz Özgencil ve eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış tarafından plaket takdim edildi.
Başbakan Erhürman, Pazar günü geldiği İstanbul’daki temaslarını bugün tamamlayacak ve akşam saatlerinde yurda dönecek.