Erkekler sınıfta kaldı! 8 ülkeden çıkan sonuç şaşırttı!

New York Üniversitesi ve Yale Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, erkeklerin kadınlara oranla maske, mesafe ve hijyen kurallarına daha az uyduğunu ortaya koydu.

Koronavirüs dünya genelinde bir yılı aşkın bir süredir milyonlarca insanın hasta olmasına, 2.5 milyona yakın insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Bilim insanları, virüs ortaya çıktıktan kısa bir süre sonra, Covid-19'a yakalanmada risk faktörlerini ortaya koydu. Bu araştırmalarla birlikte erkeklerin koronavirüse yakalanmada ve hastalığı daha ağır geçirmede risk grubunda olduğu sonucuna varıldı. Erkeklerin kadınlara oranla neden daha savunmasız olduğu konusunda çeşitli araştırmalar yapıldı. Bu durumun biyolojik faktörlerden kaynaklanabileceği gibi daha çok sigara içme, dışarıda daha çok bulunma ile de bağlantılı olduğu vurgulandı. New York Üniversitesi ve Yale Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma da erkeklerin kadınlara oranla maske, mesafe ve hijyen kurallarına daha az uyduğunu ortaya koydu.

Çalışmanın yazarı olan New York Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden Doktora Sonrası Araştırmacısı Irmak Olcaysoy Ökten, kadınların Covid önlemleri alma doğrultusunda erkeklere oranla daha başarılı olduklarını vurguladı. Ökten, "Tüm sonuçlar değerlendirildiğinde, erkekler tıp uzmanlarını daha az dinliyor, kendi sorumluluklarını ve çevrelerine karşı sorumluluklarını daha az göz önünde bulunduruyor ve sağlık geçmişlerini daha fazla göz ardı ediyor" açıklamasında bulundu.

ERKEKLİK VE YENİLMEZLİK KAVRAMI MASKE TAKMANIN ÖNÜNDE BİR ENGEL Mİ?

Daha önce yapılan bazı araştırmalar, 'erkeklik ve yenilmezlik' kavramlarının, virüsten korunmada maske takmanın önüne geçtiğini gözler önüne serdi. Irmak Olcaysoy Ökten, bu kavramların maske takmanın önünde bir engel olup olmadığı sorusuna şu yanıtı verdi: "Geleneksel cinsiyet anlayışında erkekliğin üstünlük, hakimiyet, yenilmezlik gibi kavramlarla bağdaştırıldığını biliyoruz ve bu tür bağdaştırmaların daha önceki sağlık çalışmalarında erkeklerin önlem alma konusunda örneğin, doktora gitme ve aşılanma gibi konularda çekinceli olmalarına neden olduğu gösterilmiştir."

"ÖNLEM ALMADA ÇOK GÜÇLÜ BİR KADIN-ERKEK FARKI GÖZLEMLEDİK"

Ökten, "Yenilmezlik anlayışını benimseyen erkeklerin 'bana bir şey olmaz' mantalitesine sahip olduğunu ve dolayısıyla da özellikle tedbir amaçlı doktora daha az gittiği ve aşılanmaktan çekindiği bulunmuştur. Bizim araştırmamız bir öncü araştırmaydı. Öncelikle bu tarz önlem almada kadın erkek farklarının Covid özelinde olup olmadığına baktık. Çünkü bahsettiğim gibi önceki sağlık pratiklerinde bu tarz farklar görülmüştü. Çalışmayı birkaç metot deneyerek yaptık; öncelikle 800 kişi katılımcılı bir anket çalışması gerçekleştirdik, bu kişiler sosyal mesafe, hijyen ve maske takma gibi önlemler alıp almadıklarını kendi beyanlarıyla dile getirdiler. Kadınlar, tüm bu davranışları erkeklere oranla daha fazla önemsediklerini belirttiler.

Bir de gözlemsel çalışmalar yürüttük; kadınlar ve erkekler arasında maske takma davranışı üzerinde gözlem yaptık. ABD'nin üç farklı bölgesindeki (New York, New Jersey ve Connecticut) yayaları kodladık ve karşılaştırdık. Tüm bu bölgelerde tutarlı olarak yine erkeklerin kadınlara göre maske takma oranının daha düşük olduğunu gözlemledik.

Bir diğer çalışma ise daha geniş ölçekli bir çalışmaydı. Bu çalışmada yaklaşık 15 milyon akıllı telefon sinyalinden alınan GPS koordinatlarından katedilen mesafeleri hesaplayarak ilçe bazında sosyal mesafe oranlarını tespit ettik. Bu çalışmada da erkeklerin daha yoğunlukta yaşadığı ilçelerde hareketin daha yoğun olduğunu yani sosyal mesafenin daha az uygulandığını gördük. Biz tüm bu farklı metotları kullanarak tutarlı olarak önlem almada çok güçlü bir kadın-erkek farkı gözlemlemiş olduk" diye konuştu.

"ÜSTÜNLÜK VE YENİLMEZLİK KAVRAMLARINI BENİMSEYEN ERKEK ÖNLEM ALMIYOR"

Çalışmalarında yenilmezlik kavramını direkt olarak değerlendirmediklerini dile getiren Ökten, "Bizim çalışmamızdan sonra yayınlanan bir başka çalışma, üstünlük ve yenilmezlik kavramlarını daha güçlü olarak benimseyen erkeklerin özellikle Covid-19 özelinde önlem almamayı tercih ettiklerini göstermiş oldu. Yine bu çalışma da önceki çalışmalarla tutarlı ve bu kavramların önlem almada maalesef erkeklerin önünde bir engel olarak ortaya çıkabileceğini gösteriyor" dedi.

KADINLAR HEM KENDİLERİNE HEM DE ÇEVRELERİNE KARŞI DAHA SORUMLU

Kadınların maske takma konusunda erkeklere göre daha ılımlı olmasını neye bağlıyorsunuz sorusuna ise Ökten şu yanıtı verdi: "Anket çalışmamızda kadın ve erkeklerin Covid ile ilgili bilgileri hangi kaynaklardan aldıklarını değerlendirdik. Bu kaynaklar bize bu soruyla ilgili bazı yanıtlar verdi. Üç tane kaynaktan bahsedebiliriz; biri tıp uzmanları. Kadınlar, erkeklere oranla tıp uzmanlarını daha dikkatle dinlediklerini söylediler. Tıp uzmanları da maske takma konusunda uyarılarda bulunduğu için dolayısıyla böyle bir sonucun çıkması, kadınların neden daha fazla önlem aldığı sorusunun cevabını veriyor.

Bir diğer faktör sorumluluk duygusu olarak karşımıza çıkıyor. Kadınlar hem kendilerine karşı hem de çevrelerine karşı daha sorumlu olduklarını belirttiler. Aile bireylerine, yanlarındaki bireylere karşı daha fazla sorumluluk duygusu hissettiklerini ve bunun, maske takma, sosyal mesafe kurallarına uyma gibi önlem alma konularında kararlarını şekillendirdiğini belirttiler.

Üçüncü faktör ise sağlık geçmişine olan dikkat. Kadınlar sağlık geçmişlerini, hangi konularda hassas olabileceklerini daha fazla göz önünde bulunduruyorlar.

Tüm bu sonuçlar değerlendirildiğinde, erkekler tıp uzmanlarını daha az dinliyor, kendi sorumluluklarını ve çevrelerine karşı sorumluluklarını daha az göz önünde bulunduruyor ve sağlık geçmişlerini daha fazla göz ardı ediyor gibi görünüyor. Tüm bu üç davranışın, önlem alma konusunda belirleyici olduğunu söyleyebiliriz."

8 FARKLI ÜLKE = AYNI SONUÇ : ERKEKLER DAHA AZ ÖNLEM ALIYOR

Ökten, "Biz bu çalışmayı ABD genelinde yürüttük ama bizim çalışmamızdan sonra daha geniş çaplı birtakım araştırmalar yapıldı. Bir araştırma, önlem alma konusunda 8 farklı ülkede kadın-erkek farklarını inceledi. Çalışma Avustralya, Avusturya, Fransa, Almanya, İtalya, Yeni Zelanda, İngiltere ve Amerika'da yürütüldü. Bunların hepsi gelişmiş ülkeler. Genel olarak bakacak olursak, toplamda önlem alma açısından bir fark var çünkü bu da vaka sayısıyla doğru orantılı. Vaka sayısının yüksek olduğu ülkelerde daha fazla önlem alınıyor. Bu kontrol edildiğinde ülkeler arasında sabit kalan tek fark; kadın-erkek farkı olmuş. Vaka sayısını gözetmeksizin tüm bu ülkelerde kadınlar, erkeklerden daha fazla önlem almaya önem verdiklerini belirtmiş ve maske, mesafe ve hijyen özelinde önlem aldıklarını göstermiş. Bu farklar hem birinci dalgada hem ikinci dalgada korunmuş, bizim çalışmamızda da bu böyle. Günümüze yaklaştıkça kadın-erkek arasındaki farklarda azalma değil artış olduğunu görüyoruz" şeklinde konuştu.

KADIN VE ERKEK ARASINDAKİ DEMOGRAFİK ŞARTLAR EŞİTLENSE DE...

Irmak Olcaysoy Ökten sözlerine şöyle devam etti: "Erkekler daha az önlem alıyor çünkü erkekler daha çok dışarıda çalışıyor, işleri önlem alma konusunda engel olabilir gibi yargılara varılabilir ancak bu doğru olmayacaktır. Çünkü biz bu konuları göz önünde bulundurduğumuzda ve kadın-erkek gruplarını bu konularda eşitleyip baktığımızda dahi bu farkların olduğunu görüyoruz. Biz yaş, eğitim, gelir seviyesi, iş durumu, sağlık durumu gibi faktörleri istatistiki olarak kontrol ettikten sonra bu çıkarımı yapıyoruz. Tüm bu farkların demografik faktörlerden kaynaklanmıyor olması, bizi 'erkeklik algısı' gibi daha psikolojik, sosyolojik kavramlar üzerinden farkı anlamaya itiyor."

"ERKEKLERE İNCE AYARDA MESAJLAR VERİLMELİ"

Erkeklerin maske takmasını sağlamak için onlara daha ince ayarda sağlık mesajları verilmesi gerektiğini söyleyen Ökten, "İnce ayarda mesajlar, belirli bir grubu hedef alan mesajlar demektir. Burada erkeklerin daha çekinceli olduğunu gördüğümüz için erkeklere uygun erkek grubunu hedef alan mesajlardan bahsedebiliriz. İnce ayar mesajların etkisini araştırmak oldukça uzun vakit alan bir durum. Ama daha önceki sağlık araştırmalarında bu mesajlar incelenmiş; bunun üzerinden çıkarım yaparak tavsiyede bulunabilirim.

Örneğin, erkek gruplarının sporcular, politik liderler gibi rol model aldıkları insanlar tarafından verilen mesajlara daha fazla dikkat ettiği görülmüş. Covid özelinde kısa vadede böyle bir şey söylenebilir. Örneğin, rol modeller tarafından maske takmanın sadece bir sağlık sorunu da değil; bir sorumluluk meselesi olduğunun hatırlatılmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Tek bir kanaldan mesaj vermekten bahsetmiyorum; ama özellikle erkeklere daha hızlı ulaşan kanallardan bu mesajların verilmesi kısa vadede etkili olacaktır diye düşünüyorum.

Uzun vadede ise yapılması gereken şey şu; geleneksel maskülen ideolojide bulunan riskli davranışların yüceltilmesi, yenilmezlik, üstünlük, korkusuzluk, hakimiyet, bireycilik ve kendine yeterlilik gibi kavramların sorgulanması gerekiyor. Hepimiz global bir sağlık sürecinden geçiyoruz, bu olay bizim yaşamımızı birebir tehdit ediyor. Bu tehdidin hatırlatılması lazım ve bu tarz kavramların da tartışılması lazım. Bazı çalışmalarda eğitim seminerlerinde bu kavramların tartışılmasının sağlık alanında önlem alma açısından bazı faydalarının olduğu görülmüş.

Bu seminerlerde, kendi hayatlarında önlem almada engel olarak gördükleri şeylerin ne olduğu kişilere sorgulatılıyor. Örneğin, maske konusunda konuşacak olursak, 'Ben neden maske takmak istemiyorum?' sorusunun kişiye özel farklı cevapları olabilir. Bu engelin sorgulanması ve bu engele özel olarak plan üretilmesi uzun vadede yararlı olabilir diye düşünüyorum" dedi.

"SOSYOLOJİK VE PSİKOLOJİK ETMENLER DE ÇOK ÖNEMLİ"

Ökten, "İstatistiki verilerde, erkeklerin hem virüse yakalanmada hem de ölüm oranlarında daha riskli grupta olduğu gösterilmişti. Burada biyolojik faktörlerin de rolü olabilir ama bizim çalışmamız ve diğer ilgili çalışmalar sosyolojik ve psikolojik etmenlerin de çok önemli olduğunu gözler önüne serdi diye düşünüyorum" diye konuştu.