3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, 15 Kasım 1983’ün, Kıbrıs Türk tarihinin en onurlu, en önemli günlerinden biri olduğunu vurguladı.
3. Cumhurbaşkanı Eroğlu, bir halkın gelebileceği en yüce noktanın devlet kurmak, yaşatmak ve devlet çatısı altında çağdaş demokratik bir idare kurmak olduğunu belirterek, “Biz KKTC’nin ilanı ile bunu büyük ölçüde başardık” dedi.
Kıbrıs sorununun çözümünde Rum uzlaşmazlığına değinen Eroğlu, gerekirse Meclis kararı alarak, referandum yaparak, KKTC ile yola devam etme isteğinin, KKTC’nin dünyada hak ettiği yeri alması talebinin, dünyaya duyurulması gerektiğini söyledi.
3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, KKTC’nin 35’inci kuruluş yıl dönümü nedeniyle mesaj yayımladı.
Eroğlu mesajında, “Rumların üniter devlet arzusu, uluslararası camiayı bizi 1974 öncesine götürme yönünde ikna etme çabaları neticesinde Kıbrıs Türk halkının sesine kulak verilerek bağımsızlık ilan edilmesi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’nin kurulduğunun tüm dünyaya duyurulması varoluş ve özgürlük mücadelemizin bir gereği ve taçlandırılması idi” dedi.
Eroğlu, bu adımla, Kıbrıs’taki egemenlik hakkından, , siyasi eşitlikten, güvenlikten, 20 Temmuz 1974’te başlayan Barış Harekatı ile ortaya çıkan coğrafyadan vazgeçilmeyeceğinin bir kez daha kararlılıkla ilgili tüm kesimlere fiilen gösterildiğine dikkat çekti.
Eroğlu mesajında KKTC’nin ilanıyla ilgili şunları kaydetti:
“Ben, o bağımsızlık ilanına imza atanlardan biri olmayı, bağımsızlık ilan edilen Meclis’te yer almış olmayı daima yaşantımın en önemli anlarından biri olarak niteledim.
KKTC’nin ilanı bizim de en az Rum kadar devlet sahibi olma hakkımız olduğu, kendi kaderimizi tayin hakkımız bulunduğu vurgulanmış oldu. KKTC’nin ilanı ile bir çözümden yana olduğumuzu, ama bunun kendi kendimizi idare etme noktasından gerilememiz, güvenliğimizi, egemenliğimizi, siyasi eşitliğimizi içermeyen bir anlaşmaya evet diyebileceğimiz anlamına gelmediğini herkese göstermiş olduk.
Bir halkın gelebileceği en yüce nokta devlet kurmak, devletini yaşatmak, o devlet çatısı altında demokratik, çağdaş bir idare kurmaktır. Biz KKTC’nin ilanı ile çok büyük ölçüde bunu başardık. Kıbrıs konusunun halledilmesi noktasında Rum uzlaşmazlığı nedeniyle istediğimize ulaşmamış olsak da, ekonomik alanda henüz elde etmemiz gereken başarıları yakalayamasak da başardıklarımız da küçümsenecek şeyler değildir”
Eroğlu, gereken atılımlar yapılarak halkın sorunlarına en kısa sürede çözüm bulunarak daha yüksek refah ve yaşam kalitesi seviyesine ulaşılacağına inandığını kaydetti.
Rum tarafının, Kıbrıs Türk tarafının olmazsa olmazlarına olumlu yaklaşma ve anlaşma niyeti olmadığını ifade eden Eroğlu, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in son basın toplantısında Kıbrıs Türkü’nü azınlık olarak gördüğünü, Türkiye’nin etkin ve filli garantisini içeren bir çözüme ‘evet’ demeyeceğini, Kıbrıs Türkü’nün yönetime etkin katılımına karşı olduğunu net bir şekilde ortaya koyduğunu dile getirdi.
“MERAK EDİYORUM…”
Eroğlu, “Crans Montana’da bir anlaşma istemediğini sergilediği tutumla ortaya koyan, bunu tekrarlamaktan kaçınmayan bir liderle görüşülecek ne kaldı anlamıyorum. Böylesi bir Rum lideri varken Sayın Akıncı hangi çözümü kiminle yapacağının hayalini kuruyor merak ediyorum” dedi.
Eroğlu, bu şartlar altında yapılması gerekenin birlik ve beraberlik içinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne sahip çıkmak, dünyada hak ettiği yeri alması için yeni bir yol izlemek olduğunu vurguladı.
Eroğlu mesajını şöyle sürdürdü:
“Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres de yeni fikirlerden bahsettiğine göre artık böyle gitmeyeceği, Türk tarafının bir Devlet sahibi olduğu gerçeğinin artık kabul edilmesi gerektiği masaya konulmalıdır. Hatta ve hatta bu, masaya oturmanın şartlarından biri olmalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti en yetkili kişileri vasıtasıyla iki devletli çözümü, konfederal çözümü Rum tarafının önüne resmen koyarken KKTC Cumhurbaşkanı’nın sırf içinden çıktığı siyasi akım politika yapma şansını yitirecek diye iki devletli çözümü, konfederasyonu masaya koymaktan kaçınması, tarihi vebali büyük bir hatadır.
Artık yeter. Rum tarafına bizi masada tutup haklarımızı gasp etme oyununda sona geldiğini göstermemiz şarttır. Gerekirse , Meclis kararı alarak , referandum yaparak Rum uzlaşmazlığı karşısında KKTC ile yola devam etmek istediğimizi, KKTC’nin dünyada hak ettiği yeri almasını talep ettiğimizi dünyaya duyurmalıyız Tüm samimiyetimle vurgularım ki, milli mücadelesini başarı ile veren, bugünlere gelmek için büyük bedeller ödeyen halkımızın yararına olan budur.”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 35’nci kuruluş yıldönümünü candan kutladığını ifade eden Eroğlu, hayatta olmayan; Özgürlük ve Varoluş Mücadelesi Lideri Doktor Fazıl Küçük’ü, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı, bugünlere gelmede emeği olan tüm siyasileri, tüm Anavatan Türkiye devlet ve hükümet yetkililerini, şehitleri rahmetle andı; gazilere , mücahitlere, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne minnet ve şükranlarını sundu.
Eroğlu mesajını “Yaşasın devletimiz. Yaşasın özgürlük ve egemenliğimiz” sözleriyle tamamladı.