Cumhurbaşkanı ve Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Derviş Eroğlu, önümüzdeki dönemde Kıbrıs konusunda bir anlaşmanın yapılması gerektiğini belirtti.
Eroğlu, “Artık 1-2 yıldan fazla bu iş uzamamalı. Rum liderliği de anlaşma niyetindeyse, aşırı taleplerini bir kanara bıraksın” dedi.
Seçim bürosundan yapılan açıklamaya göre, Eroğlu dün Kalkanlı, Yeşilyurt, Gaziveren, Doğancı ve Yayla’yı ziyaret etti. Eroğlu’na ziyaretleri sırasında UBP Güzelyurt Milletvekilleri Kemal Dürüst ve Ali Pilli, Güzelyurt Belediye Başkanı Mahmut Özçınar, DP-UG Güzelyurt İlçe Başkanı Türkay Tokel, eski milletvekili Ahmet Çaluda ve bölge örgüt başkanları eşlik etti.
19 Nisan’da gerçekleştirilecek seçimlere UBP ve DP-UG’nin destek beyanıyla aday olduğunu ifade eden Eroğlu, “Halkımızın hakkının, hukukunun korunduğu bir sonuca gitme görevimi tamamlarım düşüncesiyle aday oldum. Görüyorum ki halk yanımızda, bizimle ve inşallah yeni dönemde Kıbrıs konusunu bir sonuca bağlayacağız” dedi.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ortaklık devleti olduğunu ancak Kıbrıs Türk halkının bu cumhuriyetten dışlandığını anlatan Eroğlu “Barış Gücü gelecek diye 4 Mart 1964’te BM Güvenlik Konseyi muhatap olarak Rumları aldı. Alınan karar için de ‘geçici’dediler. Halen daha bu geçici karar devam ediyor. Üstelik bir de AB’ye girdiler” diye konuştu.
“TALAT BEY NEDEN ÇÖZEMEDİ?”
“Yıllardır içindeyim. Müzakere masasında tecrübe de önemlidir. Ben çok da sabırlıyım. Sabırlı olmasam herhalde çatlardım. Çatlatmak için çok uğraştılar. Hâlâ da uğraşıyorlar. Talat bey diyor ki, ‘5 yıl kaybettik, 5 yıl daha kaybetmeyelim.’ 5 yıl da kendisi cumhurbaşkanlığı yaptı. Kendisi Hristofyas ile müzakere etti. Komünist bir partinin lideri. Yıllarca iki parti başkanı olarak bir araya geldiler ve bu toplantılarda aldıkları kararlarla Kıbrıs sorununu kafalarına göre çözdüler. Ama gün geldi her ikisi de cumhurbaşkanı oldu. Niye çözmediler? Talat Bey 5 yıl cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturdu ve çözemedi. Çünkü Rum tarafının aşırı istekleri var. Niyetleri çok farklı. Rum halkının havası farklı. Ama Talat’a göre uzlaşmaz olan Eroğlu. Oraya takıldılar, kaldılar.”
Bir anlaşma olana kadar Kıbrıs Türk halkının KKTC’nin çatısı altında özgürce yaşayacağını belirten Eroğlu, çözüm bağlamında da eşit statüde iki kurucu devletin kuracağı ortaklığın arayışında olduğunu kaydetti.
Masada KKTC’nin varlığı nedeniyle elinin güçlü olduğunu da anımsatan Cumhurbaşkanı, “Eğer devletimiz olmasaydı masada ben, azınlık hakları talep eden bir toplum lideri olurdum” dedi.
Halkın bu seçimde kendi liderini seçeceğine vurgu yapan Eroğlu, “Lider dediğin güvenilir olmalıdır. Tecrübeli, sabırlı ve ne istediğini bilen biri olmalıdır” diye konuştu.
Karşılıklı geçişlerin başladığı 2003’te Ledra Palace kapısını kendisinin açtığını hatırlatan Eroğlu, “Türk askerinin varlığında, bu topraklarda ne kan akıyor ne tüfek patlıyor. O yüzden çok şükür ki Türkiye gibi bir anavatanımız var. Bölgedeki ülkelere bakın. Filistin’e bakın. Etrafında bir sürü Arap ülkesi var ama hiçbiri kılını kıpırdatmıyor” dedi.