Cumhurbaşkanı ve bağımsız cumhurbaşkanı adayı Dr. Derviş Eroğlu, Kıbrıs konusunda başlatılan ve devam eden bir süreç bulunduğunu, bunu en geç iki yıl içinde sonuçlandırmak ve bir çözüme ulaşmak için göreve devam etmek istediğini vurguladı.
Eroğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bu önemli aşamada, bölgedeki ve dünyadaki gelişmeleri doğru okuyan, Kıbrıs Türk halkının haklarını savunabilecek, vatandaşlarının haklarını koruyan, güvenliği önemseyen, macera aramayan, kapısı hep halka açık bir Cumhurbaşkanı’na sahip olması gerektiğini söyledi. Derviş Eroğlu “Ben halkımın ne istediğini ve beklediğini iyi biliyorum. Önümüzdeki dönem müzakereler şöyle ya da böyle bir sonuca bağlanacaktır” dedi.
Seçim bürosundan yapılan açıklamaya göre, Derviş Eroğlu seçim çalışmaları çerçevesinde dün sırasıyla Tirmen, Yamaçköy, Çınarlı ve Tatlısu’yu ziyaret etti.
Eroğlu’na ziyaretleri sırasında Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı, DP-UG Genel Sekreteri, Lefkoşa Milletvekili Hasan Taçoy, Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hakan Dinçyürek, UBP Genel Sekreteri ve Gazimağusa Milletvekili Sunat Atun, UBP Gazimağusa Milletvekilleri Hamza Ersan Saner, Dr. Ahmet Kaşif, Erdal Özcenk, DP-UG Gazimağusa Milletvekili Fikri Ataoğlu ve Tatlısu Belediye Başkanı Hayri Orçan eşlik etti.
“KRİTİK GÜNLER BEKLİYOR. TECRÜBELİ BİRİ MASADA OLMALI”
Derviş Eroğlu, temasları sırasında yaptığı konuşmada, 19 Nisan Cumhurbaşkanlığı Seçimi’ne, UBP ve DP-UG’nin ortak adayı olarak katıldığını ifade ederek, önümüzde çok kritik günler olduğuna dikkat çekti.
Özellikle seçimden sonra Rum liderin tekrar masaya geleceği dikkate alınırsa zor ve kritik bir döneme girileceğini belirten Eroğlu “Önemli tartışmaların olacağı bir dönem olacak. Bu yüzden de arkadaşlar da uygun görerek, müzakere masasında tecrübeli birinin oturması gereği üzerinde durdular” diye konuştu.
Rumların toprak konusundaki aşırı taleplerine bakıldığı zaman, Kıbrıslı Türklere nerdeyse toprak bırakmadıklarına vurgu yapan Eroğlu, “Türk askerinin kalmasını kabul etmiyorlar. Türkiye’den gelenleri de Kıbrıslı Türklerle evlenenler yasaldır diye bir ayırım yapıyorlar. Gönüllerinden çok şey istiyorlar. Benim de gönlümden çok şey geçiyor ama pazarlıklar öyle yapılmaz” dedi.
Eroğlu şöyle devam etti:
“Eğer biz Kıbrıs Cumhuriyeti altında yaşayacaksaydık, bu mücadele neden verildi? Birkaç hafta önce ulusal konseyleri topladılar ve bir karar aldılar. Bu kararda da Kıbrıs Cumhuriyeti devam edecek denildi. Bu bana göre son derece yanlıştır ve BM parametrelerine de terstir. Hatta kabul ettiğimiz ortak açıklama metninde de, yeni kurulacak ortaklık devletini iki eşit statüdeki devlet kuracaktır deniyor. Böyle bir metne imza atmasına rağmen bundan caymıştır ve Kıbrıs Cumhuriyeti devam edecektir diyor. Bunu söylerken de ön şartlar ortaya koyuyor. Türkiye benim egemenliğimi tanısın diyor. O zaman da masada çok daha fazla güçlü oturacak ve daha fazla aşırı isteklerde bulunacaklar. Çok şükür açıkta değiliz. KKTC diye bir devletimiz var ve o devletin cumhurbaşkanı adayı olarak hitap ediyorum.”
“NE İSTEDİĞİMİZİ BİLİYORUZ”
Rum liderliğinin 40 yıl sonra, Türkiye’den gelenlerin geri gideceğini söylediğine dikkat çeken Eroğlu, “Biz onların yaptığı vatandaşları ağzımıza almıyoruz. Bizim vatandaşlarımız, bulunacak anlaşma sonrası ortaklık devletinin de vatandaşları olacaklardır” dedi.
Bunun yanında, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devam edeceği, Türk askerinin adada kalması, dönüşümlü başkanlık ve bulunacak çözümün AB’nin birincil hukuku olmasının Kıbrıs Türk tarafının kırmızıçizgileri olduğuna vurgu yapan Eroğlu, “Biz ne istediğimiz bilen insanlarız” diye konuştu.
Rum liderliğinin ayaklarının yere basması gerektiğinin altınız çizen Eroğlu, yaptıkları her öneriye karşılık bir öneri geleceğinin de bilincinde olmaları gerektiğini söyledi.
Anlaşmanın da ancak bu şekilde sağlanabileceğini ifade eden Eroğlu, “Biz Kıbrıs’ta yaşayabileceğine inanacağımız bir anlaşma arayışındayız” dedi
Eroğlu, bulunacak çözümün, 1974 öncesine döndürmeyecek, bugünün gerçeklerini yok saymayacak, yarınları da bugünden daha güzel yapması gerektiğini belirtti.
“KIBRIS’TA BARIŞ VARDIR. EKSİK OLAN ANLAŞMADIR”
Derviş Eroğlu konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Sol geçinen bazı arkadaşların, Kıbrıs’ta barış engellenemez diye bir sloganları var. Kıbrıs’ta zaten barış var. 1974 Barış Harekatı ile Kıbrıs’a barış gelmiştir ve o günden itibaren de Türkler ile Rumların kavgası bitmiştir. 2003’te ise ben başbakan iken Ledra Palas kapısını açtım. O dönem Rum cumhurbaşkanı Papadopulos’tu ve halkına televizyondan kuzeye gitmeyin diye çağrıda bulunuyordu. Kuzeye geçen Rumlar bir de baktı ki, Türklerin yaşamı modern. Güneydeki yaşamdan farklı değil. 40 yılda çok şey değişmiş. Ne oldu? Karşılıklı gidiş gelişler devam ediyor. Demek ki barış var. Eksik olan anlaşmadır.”