Cumhurbaşkanlığı Eski Görüşmecisi ve Sözcüsü, Emekli Büyükelçi Osman Ertuğ, Kıbrıs Türk tarafının müzakere sürecinde; "yeni ve yaratıcı öneri sunmayan taraf görüntüsünden bir an önce kurtulması ve alternatif çözüm önerilerini cesaretle masaya koyması gerektiği”ni vurguladı.
Ertuğ yazılı açıklamasında, BM Genel Sekreterinin Geçici Özel Danışmanı Jane Holl Lute'un adaya yaptığı son ziyareti değerlendirdi.
Ertuğ, bu ziyaretin Kıbrıs görüşme süreci veya kapsamlı bir uzlaşı açılarından herhangi bir olumlu sonuç vermemesinin kimseye sürpriz gelmemesi gerektiğini belirterek, “Gerek Lute'un ziyaretinden önce taraflarca kamuoyuna yapılan açıklamalar, gerekse diplomatik temaslardan sızan bilgilerden, başarısızlığın ayak sesleri esasen duyulmaktaydı” dedi.
Osman Ertuğ, ancak Kıbrıs Rum tarafının sözde "yeni ve yaratıcı fikirler" görünümü altında eski ve kadük olmuş bazı önerileri yeniden masaya getirmesinin, diplomatik gözlemcilerin dahi beklemediği bir gelişme olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Bunu yapmakla Kıbrıs Rum tarafı aslında atmakta olduğu geri adımlara bir yenisini daha eklemiş, aradaki güven bunalımını daha da derinleştirmiştir.
Görüşmelerin geçmiş safhalarında çeşitli çevrelerce gündeme getirilen ‘Kıbrıslı Rum Başkan, Kıbrıslı Türk Başbakan’ şeklindeki formülün bir versiyonu olan ve en son 2015'te Kıbrıs Rum tarafınca masaya getirilip reddedildiği belirtilen, bugün ise taktiksel nedenlerle ısıtılıp yeniden piyasaya çıkarılan öneri, Kıbrıs Rum tarafının siyasi eşitlik ve etkin katılım ilkelerini ne denli içine sindiremediğinin yeni bir kanıtıdır. Kıbrıs Rum liderliğinin bu öneriyi ‘gevşek federasyon’ ve ‘desantralizasyon’ gibi yine geçmişte kalmış ve Kıbrıs gerçekleriyle bağdaşmayan önerilerle makyajlamaya çalışması ise bunun tam bir imaj yaratma ve BM Genel Sekreteri’nin 15 Nisan'a kadar Güvenlik Konseyine sunması beklenen raporunu etkileme egzersizi olduğunu ortaya koymaktadır.”
Osman Ertuğ, Lute’un, Genel Sekreter'e sunacağı raporda bu gerçekleri bütün açıklığıyla anlatması, bugüne kadar yürüttükleri federal çözüm çabalarının sonuç vermediğini, Kıbrıs Rum tarafının eşitlik zemininde yetki ve refah paylaşmaya hazır olmadığını cesaretle ortaya koyması gerektiğini belirterek, “Biz bu gerçekleri yıllardır anlatıyor ve Sayın Akıncı başta olmak üzere devlet ve hükümet yetkililerimizin alternatif çözüm modelleri üretmelerini öneriyoruz. Bizim savunduğumuz iki devletli uzlaşı formülü şu veya bu nedenle uygun görülmüyorsa, halkımıza kendi üretecekleri seçenekler sunmalarını söylüyor, bunun onların asli görevi olduğunu , kimsenin halkımızı gerçekleşmeyeceği aşikar olan ve statükonun bir diğer adı haline gelen federasyon formülüne mahkum etmeye hakkı olmadığını ifade ediyoruz” dedi.
“Sayın Dışişleri Bakanı'nın Bakanlığı adına yaptığını anladığımız iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde bir iş birliği mekanizması oluşturulması önerisi dışında, bugüne kadar ne Sayın Cumhurbaşkanı ne de hükümetten bu konuda herhangi yeni bir düşünce/öneri gelmemiştir” diyen Ertuğ, Cumhurbaşkanı Akıncı'nın ise "Guterres çerçevesinin stratejik bir anlaşma olarak kabulü" şeklindeki önerisinin ise geçmişte kaldığını ve sonuçta Kıbrıs Türk tarafını “felakete götürecek bir yaklaşım” olarak değerlendirilmesi gerektiğini öne sürdü.
Ertuğ şöyle devam etti:
“Kıbrıs Rum tarafı son yaptıklarıyla Kıbrıs Türk tarafına karşı taktiksel bir avantaj sağlama peşindedir; çünkü Genel Sekreter Crans-Montana sonrasında sunduğu raporda taraflara geri dönerek bir "düşünme sürecine girmelerini" önermiş, bunun sonucunda nasıl ilerlemeyi öngördüklerini kendisine iletmelerini istemiştir. Kıbrıs Rum tarafı son önerileriyle Genel Sekreter'in bu talebini karşıladığı görüntüsünü vermeye çalışmaktadır. Halbuki, yaptığı, geri adım atmaktan başka bir şey değildir ve böyle değerlendirilmelidir. Sayın Lute ve Genel Sekreter'in bu konuda Rum oyununa gelmeyeceğini umuyorum. Ancak Kıbrıs Türk tarafının da yeni ve yaratıcı öneri sunmayan taraf görüntüsünden bir an önce kurtulması ve alternatif çözüm önerilerini cesaretle masaya koyması gerektiğini düşünüyorum.”