Bu bakanlığına ayrılan bütçenin Kıbrıs Türk siyasetinin Dışişleri Bakanlığına verdiği değeri ortaya koyduğunu, bu bütçenin yeterli olmadığını, Güney’deki bakanlığın büyüklüğünün kendi bakanlıklarının yüzde 70 fazla olduğunu kaydeden Ertuğruloğlu, bakanlığının toplamda 24 misyonu olduğunu işaret etti, Ankara ve İstanbul dışındaki misyonların yeterli olmadığını anlattı.
Amaçlarının bütün misyonların en az 4 kişi olacağı şekle getirmek olduğunu belirten Ertuğruloğlu, bakanlığa 20 meslek memuru alınacağını, ancak sınav şeklinin yeterli olmadığını, bu sınav sistemi ile bir kişinin yeterliliğinin ölçülemeyeceğini kaydetti.
Ertuğruloğlu, Kamu Hizmeti Komisyonu’nun yapacağı sınava girişte yeterli evrak istenmediğini, bu yüzden sınavın sıkıntılı olduğunu, yeterli sonuç alamayacaklarına inanç belirtti.
Bakanlığın Kıbrıs müzakere sürecine yönelik egemen eşitliğe dayalı, Türkiye’nin etkin garantörlüğünün bulunduğu ve çözümün AB’nin birincil hukuku olması görüşünü dile getiren Ertuğruloğlu, görevinin konuşmak olduğunu ve konuşacağını ifade ederek, egemenlik hakkının korunması gerektiğini vurguladı.
İngiltere’nin referanduma gidip AB’ye girdiğini, sonra referanduma gidip AB’den çıkma kararı aldığını ifade eden Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk halkına bu hakkın verilmek istenmediğini, anlaşmada siyasi eşitlik egemen eşitliğe dayandırılmıyorsa siyasi eşitliğin de olmadığını, anlaşmanın AB’nin birincil hukuku haline getirilmezse de o anlaşmanın anlaşma olamayacağını kaydetti.
Kıbrıs müzakere sürecini tökezletmek gibi bir düşüncesinin olmadığını, ancak birincil hukuk taleplerine olumlu yanıt gelmesinde iyi yönde düşüncesi olmadığını anlatan Ertuğruloğlu, tek egemenlik tek uluslararası kimlik konusunda da, tek egemenliği reddetmediklerini, ancak tek egemenliğe iki kurucu devletin egemenliğinin karar vermesi gerektiğini söyledi.
Ertuğruloğlu, Avrupa Konseyi toplantılarına katıldıklarını, 2 sandalyeleri bulunduğunu, gerektiğinde konuşma yapabildiklerini ancak oy haklarının olmadığını anlattı.
Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, Rumların AB üyesi Kıbrıs Türk tarafının da toplum olarak masada yer aldığı mevcut müzakere sürecinden elde edilecek olanın ancak azınlık hakları olduğunu kaydetti.
AB’nin Rum tarafını üyeliğe kabul etmesinden pişman olduğunu, hata yaptığını, bu hatayı da Kıbrıslı Türklere ödetmek istediğini ifade eden Ertuğruloğlu, Kıbrıs’ın bu coğrafyada çok önemli bir yere sahip olduğunu, çözümün önünde olmadıklarını ancak endişeleri de dile getirdiklerini belirtti.
Ertuğruloğlu, Alman Büyükelçisinin bir okula gittiğini ve okulda çocuklardan referandumda “Evet” demesini istediğini, bu konuda şikâyet aldıklarını, gerekli girişimin yapıldığını, Büyükelçinin bakanlığa çağrıldığını ancak gelmediğini anlattı.
Ertuğruloğlu, Kıbrıslı Rumların mecbur bırakılıp “evet” diyebileceğine ancak gönülsüz bir ortaklığı bozmak için çalışacaklarına da inanç belirtti.
Konuşmaların ardından Dışişleri Bakanlığı bütçesini onaylayıp dünkü toplantısını tamamlayan Meclis Genel Kurulu, bütçe görüşmelerine Salı günü devam edecek.