Çok eskiden beri; Okuma yazmayı söktüğüm tarihten sonra diyelim, Hayvanlarla ilgili masalları, hikayeleri hep ilgi ile okumuşumdur. Hepimiz küçük birer çocukken, ilk okuduğumuz hayvan masalı “ Bremen Mızıkacılarıydı. “ Tabii ki, şimdi çocuk olanlar da, “ Bremen Mızıkacıları “ masalını okumuşlar veya büyüklerinden dinlemişlerdir. Bu masalda; bir eşek, bir köpek, bir kedi ve bir de horozun çiftlikten firar edişlerini ve daha sonra başlarına gelen olaylar anlatılmaktadır. Kaçış nedenleri, sahiplerinin “ kötü davranışlarıdır.” Almanya’nın Bremen kentindeki anıtta, sırasıyla eşeğin üzerinde köpek, onun üzerinde kedi, kedinin üzerinde ise horoz durmaktadır. Jacob ve Wilhelm Grimm kardeşlerin yazdığı bu “ hayvanlara işkence “ masalı, Bremen kentini “ mızıkacılar “ kenti olarak ünlendirmiştir! Bu masalı “ büyük gözüyle “ yorumladığım zaman, aslında hayvanlara yapılan kötü muamele ikinci plana itilmekte; şaka ile karışık, onların çıkardıkları seslerden adeta bir müzikal bestelenmektedir. İnsanlar sıkça kendileri ile ilgili olan olumlu – olumsuz bir çok olayı, hayvanlar üzerinden anlatarak, işin içinden sıyrılmayı denemişlerdir. Hayvanlara mal edilen, onlara uyarlanan o kadar çok “ insansı “ hata var ki… Burada şu gerçeğin de altını çizmeliyiz… Hiçbir hayvan insanın hizmetinde olmak için yaratılmadı! İnsanoğlu kendi yararı – çıkarı için havanları ehlileştirdi. Eşekler, öküzler, atlar tarla sürdü, yük taşıdı. Köpekler bekçilik yaptılar, kızak çektiler, avcılık yaptılar! Atlar… Yüz binlercesi savaşlarda öldürüldüler. Yaralananlar “ acı çekmesin “ diye tek kurşunla kafalarından vuruldular! İnsanoğlu yalnız kendi ırkına değil, hayvanlara da soykırım uyguladı. Kürkleri yüzünden bazı hayvanların nesli tüketildi. Bengal ve Sibirya aslanları bunlardandır. Hayvanların kendi aralarında bir iletişimleri, anlaştıkları bir dilleri vardır elbet! Umarım yakın bir gelecekte insanoğlu hayvanların konuştuklarını çözecek ve hayvanların hakkımızda neler düşündüklerini de öğrenmiş olacağız! Sahibi olduğunuz eşeğin, sizinle ilgili neler düşündüğünü öğrendiğiniz gün… … Sanırım, o gün kıyametin kopacağı gündür! Köpekler köpekçe, eşekler eşekçe, develer de kendi dillerinde devece anlaşmaktadırlar. Her ne kadar köpek eşeğin dilini öğrenemezse de… … insanlar bazı özel durumlarda eşek ile köpeği, at ile ineği, maymun ile kediyi ve başka diğer hayvanları birbirleriyle konuşturmuşlardır. İşte size bir köpek ile eşek diyaloğu: Köpek eşeğe derki : “-Eşek kardeş, ben bu ustamızdan bıktım artık; her gün dayak yediğimiz yetmezmiş gibi, bize yiyecek bir şey de vermez oldu. Gel birlikte şu dağlara kaçalım, özgür olalım!” Eşek: “ – Doğru dersin köpek kardeş de, benim yapacak bir işim var. Sen kaç, ben seni gelir bulurum.” Köpek: “ – Ne işin var ki? “ Eşek : “- Şu bizim usta; karısını ikide bir dövüyor ya! Ulan karı, bir gün seni şu eşeğin sırtına bindirip dağlara süreceğim diye bağırır her seferinde. Ben o günü bekleyeceğim, sen git! Eşek bekleyedursun… Köpek, vahşi doğasında mutlu yaşamaktadır!