Dün Kıbrısla ilgili Konferansın ilk gününde BM Genel Sekreter Yardımcısı Jeffrey Feltman tarafından sorulan sorulara, 16 sayfalık bir yanıt veren Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiades, Garanti Antlaşmasının gerek hedefine hizmet vermekte gerekse Kıbrıs Cumhuriyeti’nin düzgün çalışmasında başarısız kaldığını vurguladı.
Bunun korunmasının anakronizm olacağı ve aynı zamanda, BM ve AB üyesi bir devletin bağımsızlığını ve egemenliğini etkileyeceğini ve BM Antlaşması, Avrupa müktesebatı ve uluslararası hukuka ters düşeceğini belirtti. Yanıtta, her iki tarafın endişeleriyle ilgili olarak, üzerinde mutabakata varılacak bir geçiş süresinden, üyeleri AB ülkelerinden gelecek Çok Uluslu bir Polis Gücü oluşturulmasından söz etti. BM, AB ve Avrupa Konseyi üyesi olacak birleşik Kıbrıs’ın, Birleşik Kıbrıs vatandaşları için yeterli koruma sağlayacağını kaydetti.
Anlaşmanın uygulanmasını kimlerin ve nasıl izleyeceğine cevaben, çözümün hükümlerinin pürüzsüz, güvenli ve hızlı bir şekilde uygulanmasının önemini herkesin bildiği belirtti. Kıbrıs Rum tarafı, BM Antlaşması'nın 7. Faslı uyarınca, çözüm hükümlerinin uygulanmasını ve çözüm sonrası güvencenin BM Güvenlik Konseyi garantisi altında olmasını önerdi.
Aynı zamanda, Kıbrıs sonunun çözümünde, müktesebat ile ilişkili çalışmalar dışında, AB’ye aktif bir rol verilmesini önerdi.
Cevap şöyle devam etti: Bugünkü uluslararası koşulların 1960’dan çok farklı olduğu da göz önünde tutulduğunda ve 1974 olayları ve bugüne kadar devam eden durum dikkate alındığında, çözümden sonra, herhangi bir Türk askeri gücü ve Türkiye’nin garantörlüğüKıbrıs Rum toplumunun aleyhine tek taraflı bir uygulama oluşturacak ve Türkiye’nin sahip olduğu güç ve Kıbrıs’a yakınlığından dolayı, Kıbrıslı Rumlar için daimi bir tehdit oluşturacak.
Aynı zamanda, iki toplumdan bir tanesinin ve devletin, garantörlük veya vesayet etkisi altında bulunması, istikrarsızlaştırma veya ayrılma akımlarının güçlendirilmesi riskine neden olacak.
Buna ek olarak, bir toplumun güvenliği, siyasi eşitliği yok ederek, güvence altında olan toplumun diğerinden üstün olduğu hissi yaratacak ve sonuç olarak, sürekli kilitlenme ve istikrarsızlıklara neden olacak.
Anastasiadis, çözümden sonra güvenlik sisteminin, AB üyeliği özelliği ve AB güvenlik mimarisiyle bağlantılı olması gerektiğini vurguladı.
"Yukarıdakiler temelinde ve güvensizlik nedeniyle çözümle birlikte eski Antlaşmanın sona ermesi gerekmektedir.
Bunun yanı sıra, bugün uluslararası arenada, bir ülkenin anayasal düzenin herhangi bir üçüncü ülkenin garantisinde bulunduğu başka bir ülke olmadığı dikkate alınması gerekmektedir."
“Sonuç olarak, herhangi bir askeri garantinin devamı, Anlaşmanın çökmesine neden olacaktır”.
Her iki tarafın endişelerine nasıl yanıt verilebilir sorusuna gelince; iki kurucu devlet olacak, biri Kıbrıs Rum, diğeri Kıbrıs Türk toplumu tarafından yönetilecek ve belirli sınırla içinde siyasi eşitliğe dayalı olacak.
İnsan hakları ve BM Antlaşması uyarınca temel özgürlüklere ve AB ilke ve değerlerine tam saygı duyulması konusunda anlaşmaya varıldı. İiki toplumluluğa, iki bölgeliliğe saygı, Federal Devletin kurucu devletlere karışmasının ya da kurucu devletlerin Federal devletin işlerine ve yetkilerine karışmasının yasaklanması, Devlet yönetimine iki toplumun etkin katılımı, bir toplumun diğerine hükmetmesinin engellenmesi söz konusu.
Ayrıca, bölünme veya üçüncü bir ülke ile birleşmeyi yasaklayan ve devletin işlevselliğini artıracak ve Devletlerin ve toplumların haklarını koruyacak anayasal hükümler kabul edilmiştir. Devletin yetkilerinin güçlü bir yasal çerçeve ile korunması konusunda anlaşmaya varıldı.
Yukarıda kabul edilmiş noktalara ek olarak, Kıbrıs Rum tarafı şunları da önerdi: toplumlar arasında herhangi bir şiddettin göğüslenmesi için, Federal Devlet Anayasasının, başlangıçta kurucu devlet düzeyinde, daha sonra federal düzeyde müdahale mekanizmalarının oluşturması.
Ayrıca aynı amaçla,
a) bir geçiş döneminin kabul edilmesi,
b) üyeleri, Yunanistan ve Britanya dışında, diğer AB ülkelerden gelen Çokuluslu bir Polis Gücü oluşturulması ve Türkiye dışında diğer üçüncü ülkelerden üyelerin de katılımının kabul edilmesi.
Herhangi bir garanti veya yabancı askere ihtiyaç olmadan, Kıbrıs’ın BM ve AB üyesi özelliği Birleşik Kıbrıs için yeterli güvenceyi oluşturmaktadır.