Dernekten yapılan yazılı açıklamada, 2018 yılında KKTC Cumhuriyet Meclisi’nden geçerek yasallaşan Bulaşıcı Hastalıklar Yasasına göre, ülkede bulaşıcı bir hastalık salgını meydana geldiğinde salgın ile ilgili tek yetkili kurul Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi olduğu belirtilerek, bu kurulun Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Avrupa Birliğinin (AB) bulaşıcı hastalıklarla ilgili plan ve rehberlerini bir yol haritası olarak dikkate alıp, eylem ve planları ülkeye uyarladığı hatırlatıldı.
“TOPLUM TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYACAK ŞEKİLDE HASAR GÖREBİLİR”
Açıklamada “acil durum” olan salgın hastalığın yönetiminin kaotik bir hal aldığı da iddia edilerek, tüm bunların sonucunda hasta hakları bağlamında halkın koruyucu önlemlerin alınması hakkı, tedaviye erişim hakkı ve güvenlik haklarının ciddi şekilde ihlal edildiği görüşüne yer verildi.
Yurttaşların devlete duydukları güveni yitirdiği ve birçok çocuk, genç ve yetişkinin akıl sağlığında olumsuz etkilenmeler yaşandığı kaydedilen açıklamada, bilim insanlarının yaptığı ileri tedbir çağrılarına kulak verilmemeye devam edilmesi halinde telafisi mümkün olmayacak ve toplumda maddi ve manevi ciddi sıkıntılara neden olacak bir felaketin yaşanılmasının kaçınılmaz olacağı hatırlatıldı.
Açıklamada “Halk olarak bireysel korunma tedbirlerimizi maske takarak, sosyal mesafe uygulayarak ve el hijyenine önem vererek en üst seviyede almaya devam etmeliyiz. Gelinen bu aşamada hükümetten yasaya uygun hareket etmesini ve Üst Kurulun kararları doğrultusunda gerekli tüm önlemlerin derhal alınmasını talep ederiz,
Yarın çok geç olabilir.” denildi.