Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Selma Eylem, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit’in göreve gelmesinden bu yana çağdaş, bilimsel, laik, demokratik, herkese fırsat eşitliği sağlayan eğitime, ilkeli, şeffaf çalışma biçimine, tüzük ve yasalara, etik değerlere aykırı icraatlarıyla ülkede kamusal eğitime en kötü dönemlerinden birini yaşattığını ileri sürdü.
Eylem yaptığı yazılı açıklamada Özyiğit’in göreve geldiğinden bu yana yaptığı icraatların bazılarına örnekler vererek, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığna “yasa ve tüzük ihlallerine, hak gasplarına, kişiye özel atama ve görevlendirmelere son vermesi” çağrısında bulundu.
Eylem, nitelikli çağdaş, laik, bilimsel kamusal eğitim için, öğretmenin yasal hakları için, şeffaf adil, demokratik bir düzen için mücadelelerini sürdüreceklerini kaydetti.
Nisan 2018 itibarıyla dokuz öğretmenin emekli olduğunu ve yerlerine geçici öğretmen getirildiğinii Bakanlığın içlerinden sadece 3 branşı seçerek 10 Nisan 2018’de gizlice sıradaki 3 öğretmenin atamasını yaptığını ileri süren Eylem, geri kalan 6 branş için ısrarla yetki alındığını, ancak atanmaları için gerekenin yapılmadığını savundu.
Gecikmiş olarak başlatılan nakil görüşmeleri tamamlandığında kamuya geç gönderildiğini, münhal ve atamaların da geciktirildiğini ifade eden Eylem, “Bakanlık sendikamızla birlikte belirlenen ihtiyaçların içerisinden bazı branşları tek taraflı belirlemiş bazı branşları dışarda bırakarak münhalleri kamuya göndermiştir. Tüm branşlardan münhal açılması ısrarımız üzerine sonradan bazı branşlarda da kamudan münhal talep edilmiştir. İhtiyaç sayısı kadar açılmayan münhaller yerine TC'den öğretmen de getirilmiştir. Hala daha birçok okulumuzda öğretmen eksiklikleri vardır” dedi.
Öğretmen ihtiyaçları çoktan belirlenmiş ve nakil çalışmaları yapılıyorken, Bakanlığın ders dağılım çizelgelerinde bazı ders değişiklikleri yapmaya çalıştığını söyleyen Eylem, ortaokullarda seçmeli ilan edilen din dersi konusunda geri adım atıldığını, yeniden zorunlu hale getirildiğini belirtti.
Eylem şöyle devam etti:
“Anayasaya aykırı okul müfredatı aynı şekilde sürdürülmektedir. Irkçı, şöven, dinci, gerici, cinsiyetçi eğitim sistemi sürdürülmektedir. Laik, bilimsel, herkese fırsat eşitliği tanıyan eğitim sadece sözde kalmaktadır. Ders dağılım çizelgeleri bugün dahi Bakanlığın web sayfasında yayınlanmamaktadır. Öngörüsüz, son dakika, plansız, programsız alınan kararlar ve yapılmaya çalışılan değişikliklerle Bakanlık eğitimi yönetmeye çalışmaktadır.”
Haziran ayında, elçiliğin okul yapımı ve kitap basımı için ayırdığı bütçenin yarısından fazlasını gerekçesiz geri aldığını, bu konuda resmi açıklama yapılmadığını söyleyen Eylem, “Bakanlık sendikamızın okul yapımı için başlattığı kampanyayı siyasi kaygılardan sabote etmiş, kitap basımı için ise aylarca beklemiş ve ağustos ayında ihaleye çıkmıştır. Okullar kitapsız açılmış haftalarca öğrenciler kitapsız kalmıştır. Bu sorun hala aşılmamıştır” dedi.
Güncellenmesi veya yenilenmesi gereken tüzükler ve yasalarla ilgili defalarca sözlü ve yazılı talep etmlerine rağmen Bakanlığın hiçbir çalışma yapmadığını, sendikaların teknik kurula çağırılmadığı ileri süren Eylem, şöyle devam etti:
“Bir meslek lisemizde denkliği olmayan bir bölüm açmış ve o bölüme kişiye özel münhal açarak göreve başlatılmıştır. Kişiye özel karar ve uygulamalar şeffaf adil eşitlik ve adalet ilkelerine oldukça uzak bir anlayışı ortaya koymaktadır”.
Eylem, Bakanlığın diğer icraatları ile ilgili şunları kaydetti:
“Kişiye özel görevlendirmeler bir lisemizden merkezde bir meslek lisemize iki branşta yapılmış bu öğretmenlerin yerine haftalarca öğretmen gönderilmemiştir. Ara sınavlar 19 Kasım’da başlayacak olmasına rağmen çocuklar hala daha söz konusu ana derslerden biri olan bu derslerden birini hiç görmemiş, veliler çocuklarını bu lisemizden alıp merkezdeki okullardan birine kayıt yaptırmaya başlamıştır.
Hem Türkçe, hem de İngilizce Felsefe sınavına girebilmek için gerekli koşulları bir yıl boyunca Talim Terbiye’yle istişare ederek yerine getirmiş öğretmen adayının münhal açıldığında başvurusu “gözden kaçırılmış”, sınav hakkı elinden alınmış, öğretmenin almış olduğu ara emrini durdurmak için kendisine ihtiyaç fazlası İngilizce Felsefe münhali açılarak rüşvet önerilmiştir.
Felsefe sınavlarına başvuran adaylardan sosyoloji mezunlarının başvurusunu geçtiğimiz yıllarda kabul etmeyen Bakanlık, bu yıl uygun görerek kabul etmiş, ancak bu kabulü sadece başvuranlar bilmiştir.
Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’ne ek sınav açılmış, sınavı geçmediğini sayfasından duyurduğu çocukları Bakanlık yazıyla okula kayıt için göndermiştir. Siyasi kaygılar bir kez daha adaletin önüne geçmiştir.
Okullara yazı gönderilerek ve hatta önceki yıllarda başka bir okula görevlendirilen bir müdürün yazısını bizzat kendisine vererek görevlendirmenin yasa dışı olduğu ve yapılmaması talimatını veren Bakanlık, münhal açıp atama yapmak yerine muavin, atölye şefi görevlendirmelerine göz yummaktadır. Hala daha müdür, muavin, bölüm şefi kadroları eksiktir münhal açılmamıştır
Bir kişinin hazırladığı bir dersin yıllık ders planı genelgeyle tüm meslek liselerine gönderilmiş ve planların bu doğrultuda hazırlanması talep edilmiştir. Buna kim karar vermiştir? İhtiyaç var ise, bu komisyon oluşturarak yapılmalıdır. Bir kişinin kararına bırakma, demokratik bir çalışma biçimi midir? Kişiye özel değil midir?
Bakanlık ilkokullarda eksik kadrolar yerine akademi son sınıf öğrencilerini staj adı altında okullara göndermiştir. Öğretmen ihtiyaçlarını zamanında gidermek yerine plansızlık ve iş bilmezlik yine kendini göstermiştir.
5 Ekim’de KTÖS, KTOEÖS ve DAÜ-SEN olarak düzenlediğimiz ortak Dünya Öğretmenler Günü resepsiyonunda ileriki günlerde hazırlık ödeneğinin ödeneceği açıklaması yapmıştır. 1 ay geçmesine rağmen öğretmenin hakkı olan ödenek hala ödenmediği gibi hiçbir açıklama da yapılmamaktadır. Yasal hakkımız gasp edilmeye devam etmektedir.
Bakanlık emekli olan bir öğretmenin yerine alınan yetkisi için o öğretmen Türkçe branştan olmasına rağmen ve ihtiyaç olmamasına rağmen İngilizce branştan atama talep etmiştir. Bu durum da yine kişiye özel görüntüsü yaratmaktadır.”