Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla eylem düzenledi
Platform düzenlenen eylem kapsamında dün akşam 18.00’de Dereboyu trafik ışıklarından başladı ve Cumhuriyet Meclisi önüne kadar bir yürüyüş düzenlerken, eylem ortak basın açıklamasının okunmasıyla son buldu.
“TCEP kadar feminist olamayanlar”
Eylemde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu üyesi olmayan bazı örgütlerin açtığı “Yaşasın Kadın Dayanışması” pankartının “TCEP kadar feminist olamayanlar” isimli imzası dikkat çekti.
Baraka Kültür Merkezi’nin resmi Web sayfasında konuyla ilgili yapılan açıklamada şunları kaydetti:
“25 Kasım eylemimizin en önünde yer alacak olan ve organizasyondaki tüm örgütleri ve kitleyi temsil edecek olan pankartın, TCEP’in geçen yıl 25 Kasım’da da kullandığı “Yüzümüze Bakacak Yüzünüz Olsun” yazılı ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu imzalı pankart olması önerildi. Gerekçe olarak da bu alanda en çok çalışmayı Platformun yaptığı söylendi. Aslında daha önceki bir toplantıda en önde herkesi temsil eden ve bu organizasyona katılan herkesin uzlaşacağı bir pankart olması kararlaştırılmışsa da bu karar bir anda yok sayıldı.
Uzlaşmaz ve geri adım atmaz bir şekilde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu imzalı pankartın, eylemi organize eden tüm örgütleri temsil edecek şekilde en önde yer almasında ısrar edildi. Bizler, gerek bunun ilk önerildiği toplantıda gerek organizatörlerin hepsine açık yazışmalarda bunun demokratik, katılımcı ve eylemimizin ortak hareketine uygun bir yaklaşım olmadığını anlatmaya çalıştık. 25 Kasım, 8 Mart gibi tüm kadın hareketine mal olmuş günleri sadece bir platformun tekeline almasının doğru olmadığı fikrinden hareketle Ağustos ayından beri yapılan çağrıya ve toplantılara Platform dışından örgütlerin de katıldığını anlattık. Ortak eylem kültürüne ve demokratik teamüllere uygun olarak, ortak düzenlenen bir eylemde, tüm organizatörleri kapsayacak bir pankartın en önde temsilen taşınmasının birlikte eylem yapma hukukuna, asgari müştereklerde birleşme anlayışına en uygun olan yaklaşım olduğunu izah ettik. Ancak olumlu bir dönüş almadığımız gibi bunları ifade eden kadınlar psikolojik baskıya maruz bırakıldı, en iyi ihtimalle görmezden gelindi.
Yüzümüze çarpan gerçek: bizden değilsen görünmez olacaksın!
Tüm bu hassasiyetlerin üzerine, eylemden bir gün önce basında yer alan haberde sadece TCEP’in ismi geçmektedir ve eylemi Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu düzenliyor şeklinde medyada duyurularak diğer tüm örgütlerin varlığı ve kişilerin emeği yok sayılmıştır. Sonuçta üzülerek gördük ki, TCEP içerisindeki bazı örgüt temsilcileri ısrarla bu anti demokratik, ortak eylem kültüründen nasibini almamış, kendinden farklı düşüneni yok sayan, alay eden, hiçe sayan yaklaşımda ısrar etmekteler. Diğer TCEP bileşeni örgütler ise buna sesini çıkarmamakta, yeterince ilgilenmemekte, eleştiri için daha uygun bir zaman beklemekte ya da “ne de olsa kadın meselesi” diyerek azımsamaktalar. Dolayısıyla TCEP bileşeni olan ülkemizin en ilerici sendika ve örgütleri, yüzlerce, binlerce üyesinin iradesini, öyle veya böyle TCEP’i kontrol eden bir kaç kişinin egosuna ve siyasi görüşüne teslim etmiş durumdadırlar. Bizler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu’ndaki örgütlerde, gerçekten kadın hakları için özverili duygu ve düşüncelerle emek veren kişilerin affına sığınarak, yüzümüze çarpılan bu acı gerçeği kamuoyuyla paylaşmak zorunda bırakıldık.”