Bakan Koca'nın açıklamaları şöyle:
"Covid pandemisine yol açan virüs insanlığın ilk defa karşılaştığı bir virüs. Tanıdıkça mücadele stratejimiz ve tedavi algoritmalarımız da değişebiliyor. Yeni test yöntemleri ortaya çıkabiliyor. Bu, dünyada da bu şekilde seyrediyor. Bir ülkenin çok yarar gördüğünü ileri sürdüğü tedaviyi bir başka ülke etkisiz ilan edebiliyor. Bilinmezliklerin yanında firmaların, tanıtımların da bu dinamikte rol aldığını görmezden gelemeyiz.
Ülkeler sosyoekonomik düzeyler, geçmiş tecrübeleri ve imkanlarına göre virüsle mücadele ediyor. Birçok ülkenin aksine Türkiye sağlık sistemi pandemiyi sürpriz olarak karşılamadı. Ülkemizde hastalık görülmesi üzerine yoğun bir mücadele dönemine girdik.
Türkiye yaygın filyasyon yapılması, vakaların hızlı tespiti ve standart tedavi protokollerinin uygulanması, evde tedaviye başlanması ve bu hizmetleri ücretsiz gerçekleştirerek fark yarattı.
Kurban Bayramı sonrası Anadolu'da hızlı bir artış oldu. Konya, Kayseri, Gaziantep, Diyarbakır, Hakkari, Ankara ve Muş'ta yüzde yüzü aşan artışlar oldu. İlleri ayrı ayrı değerlendirdik ve ihmal ettiklerimizi tespit etmeye çalıştık. Hem merkezi yönetim hem de yerel idarecilerimiz değerlendirmeyi yaptı.
Toplumda sıkça tartışılan bir konuya değinmek istiyorum. Temmuzdan itibaren hasta kavramını kullanmayı tercih ettik. Dünyadaki hasta karşılaştırmalarında uyum sağlamak, risk taşıyan ağır vakaların sayısını da paylaşmayı tercih ettik. Hastalar, hastanemizde yük oluşturan, hastaneye yatmak durumunda kalan hastalardır. Ağır hastalar da yoğun bakımda yatanlardır. Sağlık sistemimize asıl yükü bunlar oluşturuyoru. Sağlık sistemini tehdit eden bu vakalardır. Vatandaşımız pozitif çıkan, evinde takip edilenlerin hepsinden haberdar olmak istiyor. Hepsi sistemimizde kayıtlı. Hasta olsun olmasın, testi pozitif çıkanları ve temaslılarını HES üzerinden sorgulamak mümkünüdür. Açık test politikasına geçtik, semptom göstermeyen pozitif vakaları da günlük tabloda vereceğiz.
Kış aylarının gelmesiyle birlikte dünyada patlama şeklinde artış başladı. Virüs bulaştırıcılığından hiçbir şey kaybetmeden kitlesel bulaşma dönemine geçti. Vaka sayısı 60 milyon oldu.
İstanbul, İzmir gibi Batı'daki şehirlerde başalayan artış trendi, bütün ülkeye yayıldı. İstanbul, Bursa, Kocaeli, İzmir, 3'üncü zirveyi yaşıyor.
İstanbul, Bursa, Ankara, İzmir, Kocaeli, Gaziantep'te hasta yoğunluğu yönetebilmek için bütün sağlık kuruluşlarımız çaba harcıyor, her kapasitenin bir sınırı var.
İstanbul'da yoğun bakım doluluk oranı yüzde 70'e yakın. Servis doluluk oranı yüzde 61,7. İstanbul'da yüzde 70'lerde ise de yoğun bakım doluluk oranı yükseldi ve bazı hastanelerde yoğun bakım sorunu yaşanıyor.
Ankara'da yoğun bakım doluluk oranı yüzde 75,4. Servis doluluk oranı yüzde 62,3.
İzmir'de deprem sonrası vakalar arttı. Bazı hastanelerde sorun yaşıyoruz. Yoğun bakım doluluk oranı yüzde 76,6. Servis doluluk oranı yüzde 58'lerde.
Hasta sayımız 6 bin 814. Yüzde 80'e yakını hafif geçiren hastalarımız olmakta. Bugün vaka sayısı olarak da 28 bin 351. Toplam vakamız bugün itibariyle. Hasta sayımız ise ikisini bir arada vermeyi düşünüyoruz, pozitif olan herkes artı hasta sayısı olarak ayrıca bu sütunu devam ettirmeyi düşünüyoruz. Bugünkü vaka sayımız 28 bin 351.
6 bin 814 kişi dışında vakamızı da hepsi sistemimizde kayıtlı. Bu kişilerin hepsi izole ediliyor, filyasyon yapılarak temaslıları tespit ediliyor. Her gün çağrı sistemiyle aranarak, Aile hekimliği tarafından ayrıca aranarak, tedavisi yapılmış oluyor, bu kişiler HES sistemine kayıtlıdır. Herhangi bir eksiklik asla yapılmamış oldu.
Geçmişe dönük olan rakamları da önümüzdeki günler zaten tabloda toplu olarak göstermiş olacağız. Bugüne kadar bu şekilde verilmiş olması bizim aleyhimize olan durumdu. Ölüm oranımızı ki başarıda en büyük parametrelerden birisi, payda küçüldüğü için yükseliyordu, ağır hasta sayımız da oran olarak yükseliyordu. Bu anlamda başarıyı gölgeleyen bir durumdu."
(Çin aşısı) Aralık-Ocak-Şubat ayında sorun olmazsa yapılan sözleşme ile 50 milyon aşı için imza atıldı. Sözleşme imzalandı. Aralık ayında asgari 10 milyon olmak üzere 20 milyon hedefliyoruz. Ocak ayında 20 milyonda sorun yok. 50 milyon doz için sözleşme imzalandı.
Diğer aşı içinde Aralık'ta 1 milyon, devamında 25 milyona kadar aşının verilebileceği şekilde görüşmelerimiz devam ediyor. Rusya ve diğer aşılarla irtibat halindeyiz. Burada bizim çok erken dönemde güvenirliliğini, etkinliğini bildiğimiz aşılarla hızla başlayalım istiyoruz. Şu an için sözleşmeye bağlanan 50 milyon aşının takvimi başlanabilir diye söyleyebilirim.
(Sokağa çıkma kısıtlaması) Geçen hafta sonu başladı kısıtlamalar. Ortalama 2 hafta içerisinde sonucu değerlendirmek mümkün olur. Dolayısıyla şu an değerlendirmek için erken. Önümüzdeki hafta bu kısıtlamaların pandeminin seyrini nasıl etkilediğini görmüş olacağız. Ona göre de ilave tedbir alınıp alınmaması gerektiği öneri olarak sunulmuş olacak.
'Biz hafta sonu 20 ile sabah 10 arası sokağa çıkma yasağı olacak' demiş olsaydık aynı algı olmazdı. Ama aslında olan buydu. Bu, gerektiğinde daha da genişletilebilir. Gelecek hafta Bilim Kurulu'nda zaten değerlendirmiş olacağız. Önemli olan vatandaşımızın bireysel olarak hassasiyetle uymaları gerektiğidir. Zorunlu olmadıkça, evden mümkün mertebe çıkmamalıyız. Ev ortamında bulaşların çok yoğun olduğunu biliyoruz.
Özel sektöre PCR testinin yapılabilirliğinin önünü açtık. Geçen hafta teste 250 liradan fazla ücret alındığı bilgisi bize de geliyor. Genelge yayınladık, 250 liradan fazla alınırsa bunun iadesi lisans iptali dahil olmak üzere yapılacağını söyledik. Vatandaşımız 250'den fazla ücret istenme durumu olursa bize müracat etsin, gereğini yapacağız. Lisansın ruhsatın iptal edileceğini vatandaş da özel sektör de bilsin.
28 bin 351 sayısı toplam vaka sayısı. PCR testi pozitif olan herkes, semptomu olan olmayan, hastaneye yatan, hastalar dahil olmak üzere herkes.
Ölümlerle ilgili, gerçekten üzülüyorum. Benim vatandaşıma verdiğim bütün rakamlar doğru. Biz vaka sayısı adı altında vakaları vermedik. Hasta adı altında verdik dolayısıyla hastayı vermiş olduk. Ölümlerle ilgili şunu söylemek istiyorum, mart ayında pandemi başladığında baştan definlerle ilgili özel defnedilmesi gerektiği hatta özel mezarlık olması gerektiği konusunda kafa karışıklığı vardı. Genelge yayınlamıştık, bulaşıcı hastalıklarda nasıl defin yapılıyorsa bunda da öyle yapılması gerekiyor dedik. Ama o alışkanlık o günden beri devam eder oldu. Ölüm belgesinin sol üst kısmında ölüm şekli yazar. Altında da ölüm nedeni yazar. Ölüm şekli doğal bir ölüm mü adli bir ölüm mü belirlemek için konulan ilk hekimin işaretlediği kısım. Ölüm nedeniyse ikinci hekimle doldurulan kısım, asıl nedeni belirtiyor. Bulaşıcı hastalıklar kısmı var ölüm şeklinde. Aslında marttan önce çok da doldurulan bir bölüm değildi. Her geçen gün bulaşıcı hastalıklar hanesi dolmaya başladı. Bulaşıcı hastalıklar, enfeksiyon bulgusu olan her hasta buraya işlendi. enfeksiyon bulgusu olup da ölen her hasta bulaşıcı hastalıklar kısmına işlendi, kanser olan bir hastalığı olup enfeksiyonla kaybedilmeyen bir hasta mı var? Enfeksiyon bulgusu olmayan menenjit, kanser hastası mı var? Enfeksiyon bulgusu olan her hastanın işlendiği yer bulaşıcı hastalıklar kısmı. Nedenini belirttiğimiz ikinci bölüm var. Ölüm sebebi Covid ise Covid, menenjitse menenjit yazılıyor. Bunu Bakanlık olarak biz değil, ikinci hekimler yapıyor. Enfeksiyon bulgusu olan her hasta Covid hastası mıdır? Herkes bu noktada üzerine düşeni yapma noktasında gayret içinde olsun. Özellikle yöneticilerin yapacağı çok şey var. İcraata odaklansın. Özellikle ifade etmek istiyorum.