İnme (felç) beyne giden kan akımının ani kesilmesi sonucunda, beyindeki hücrelerin oksijensizlikten hızla ölmesi veya beyin krizi olarak tanımlanıyor. İşlevsel kayba neden olan ve yaşam kalitesini etkileyen bu hastalık, ölüm nedeni olarak kalp - damar hastalıklarından (kalp krizi) sonra ikinci sırada yer alıyor. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Deniz, “Bu sorunda, beyinde etkilenen bölgenin kontrol ettiği vücut fonksiyonları geçici veya kalıcı olarak kaybediliyor. İnmeler, iskemik inme (beyin damarlarının tıkanması) veya hemorajik inme (beyin kanaması) olarak iki gruba ayrılıyor. Tüm inmelerin yaklaşık yüzde 85’ini iskemik inmeler oluştururken hemorajik inmeler daha öldürücü oluyor. Yaş ilerledikçe inme riskinin arttığını unutmamak gerek”diyor.
İSKEMİK İNMEYE YOL AÇAN NEDENLER
İskemik inmeler sıklıkla; yüksek tansiyon, şeker hastalığı (diyabet),kolesterol yüksekliği, sigara, şişmanlık gibi risk faktörlerinin neden olduğu ateroskleroz (damar sertliği) ve aterotromboz (damar sertliği oluşturan plak üzerinde pıhtı oluşması) sonucunda gelişiyor.
BİR NEDEN DE KALPTE RİTİM BOZUKLUĞU
Bu tür inmelerin yüzde 20’si ise atriyal fibrilasyon (AF) adı verilen ritim bozukluğu sonucunda kalpten beyne pıhtı atması (kardiyoembolizm) nedeniyle oluşuyor. AF toplumda yüzde 1-2 oranında görülen en sık ritim bozukluklarından biri olarak görülüyor ve yaş ilerledikçe sıklığı artıyor. AF’si olan ve pıhtı atma riski yüksek hastaların “antikoagülan” olarak adlandırılan kan sulandırıcı ilaçları kullanmaları gerekiyor. Bu ilaçları kullanamayan hastalarda pıhtı kaynağı olan kalpteki kör çıkıntı (sol atriyal apendiks) tıpa benzeri bir alet ile anjiyografik olarak kapatılabiliyor.
GENÇ HASTALARI ETKİLEYEN İNME NEDENLERİ
İleri yaşlarda görülen inme nedenleri dışında, daha nadir görülen ve özellikle genç hastaları etkileyen inme nedenleri de bulunuyor. Bu gruptaki hastalıklardan birinin hasta inme geçirinceye kadar hiçbir belirti vermeyen, kalpteki kulakçıklar arasındaki küçük bir delik olduğu belirtiliyor. Anne karnındaki bebeklerin kalbinde işlevi olan ve doğumdan kısa süre sonra kapanması gereken bu deliğe, “patent foramen ovale - PFO” deniyor. PFO çok sık görülen bir sorun olmakla birlikte az sayıda kişide inmeye neden oluyor. Sorunun oluşumunda toplardamarlar içinde oluşan pıhtılar bu delikten geçerek atardamarlara, oradan da beyne giderek beyin damarlarını tıkıyor. Genellikle 55 yaşından önce inme geçiren, PFO varlığı saptanan ve inme için başka bir neden gösterilemeyen hastalarda, PFO bir cihaz yardımıyla anjiyografik olarak kapatılabiliyor.
PIHTILAŞMA BOZUKLUKLARINA DİKKAT!
Genç hastalardaki inmelerin az bilinen diğer bir nedeni “pıhtılaşma bozuklukları” olarak görülüyor. Genellikle genetik nedenli pıhtılaşma bozuklukları beynin atardamarı veya toplardamarında pıhtı ile tıkanmalara neden olarak beyin kan akımını bozuyor. Bu nedenle inme geçiren genç hastalarda pıhtılaşma bozukluklarının araştırılması gerekiyor. Pıhtılaşma bozukluğu saptanan durumlarda uygun kan sulandırıcı ilaçlar kullanılıyor. Genetik pıhtılaşma bozukluklarında kan sulandırıcı ilaçların genellikle ömür boyu kullanıldığı belirtiliyor. Ayrıca hiperhomosisteinemi gibi genetik metabolik bozukluklar da beyin damar tıkanıklığına neden olabiliyor. Genç hastalardaki iskemik inmelerin diğer nadir nedenleri arasında romatolojik hastalıklara bağlı damar iltihaplanmaları (vaskülitler),damar iç cidarında yırtılma (diseksiyon) ve kokain gibi maddelerin kötüye kullanımı bulunuyor.