NİĞDE - Betül Abbak Niğde'de 9 yaşındayken nereden geldiği bilinmeyen bir kurşunun beline isabet etmesi sonucu felç olan 41 yaşındaki Fadime Soyer, 5 yıl yatalak annesine baktıktan sonra 3 yıldır da yine yatalak olan babasının bakımını tek başına yaparak, çevresindekileri şaşırtıyor. Soyer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilkokul üçüncü sınıf öğrencisiyken okula gittiği sırada sokakta beline isabet eden bir mermi ile omiriliğinin parçalandığını söyledi. Belinden aşağısını hissetmediği ve ayaklarını kullanamadığı için 32 yıldır tekerlekli sandalyeye bağlı yaşamak zorunda kaldığını anlatan Soyer, buna rağmen hayattan kopmayarak hem annesine hem de babasına baktığını vurguladı. 5 yıl felçli annesine baktı Annesi Şerife Soyer'in 2004 yılında şeker hastalığı nedeniyle felç olduğunu ve 5 yıl yatağa bağımlı yaşadıktan sonra hayatını kaybettiğini anlatan Soyer, şunları kaydetti: "Üçü kız olmak üzere 6 kardeşiz. Kardeşlerimin hepsi de evli. Bir erkek kardeşim iki haftada bir yanımıza gelerek babamın banyosunu yaptırıp tıraş ediyor, onun haricinde arayan soranımız yok. Kendimde felçli olmama rağmen annemin hastalığı süresi boyunca babamla birlikte anneme baktık. Annem hayatını kaybettikten iki yıl sonra da babam yüksek tansiyona bağlı olarak felç geçirdi. 3 yıldır da felçli babama bakıyorum. Babamda yatağa bağlı, tuvalet ihtiyacını bile karşılayamıyor. Felçli halimle hem yatalak anneme hem de yatalak babama baktım. Ömrüm yetene kadar da babama bakmaya devam edeceğim." Babasının Bağ-Kur'dan emekli olduğunu, kendisinin de 3 ayda bir engelli maaşı aldığını ifade eden Soyer, maddi anlamda çok büyük bir sıkıntı yaşamadıklarını ama kendisinin de yaşı ilerlediği için evin ihtiyacını karşılamakta zaman zaman zorlandığını belirtti. Arkadaş ve akrabalarının babasını bakımevine yatırmayı teklif etmelerine rağmen kesinlikle kabul etmediğini dile getiren Soyer, şöyle devam etti: "Benim de kaderimde bu varmış. İmtihanım buymuş. Yaşadığım zorluklara rağmen bir gün olsun babamı bakım evine yatırmayı düşünmedim. Belki kendim de bakıma muhtacım ama asla babamı başkasına emanet edemem. Babam da sağlığında bana çok baktı, yardımcı oldu. Yeri geldi çobanlık yaptı, yeri geldi bekçilik yaptı, benim tedavi olmam için imkanlarını seferber etti ama olmadı. Şimdi ben de babama elimden geldiğince bakıyorum. Allah bugünlerimizi aratmasın. Halimize çok şükür. Yürüyemesem de elim tutuyor. Hem kendi hem de babamın ihtiyaçlarını karşılayabiliyorum. Elim de tutmasaydı ne yapardım." Koşmayı çok özledim Haftada bir gün de olsa evin genel işlerinde kendisine yardımcı olabilecek birisinin olmasını çok istediğini ifade eden Soyer, hiçbir zaman olmayacağını bilmesine rağmen en çok yürümeyi ve koşmayı özlediğini söyledi. Hep çocukluk günlerini, koşarak okula gittiği dönemleri hayal ettiğini anlatan Soyer, "Koşmayı o kadar çok özledim ki hayali bile beni heyecanlandırıyor. Sanki tekerlekli sandalyemden kalkacak gibi oluyorum. Kalkamayınca da çok üzülüyorum. Ama yine de isyan etmiyor halime şükrediyorum. Evlenip, çocuklarım olmasını da çok isterdim. Ama Rabbim kısmet etmedi" diye konuştu.