Folklor elbiseleri buhar mı oldu?

Taner ULUTAŞ

Yorgan gitti ama kavga bitmedi. Belediye Başkanlığı seçimleri bitti. Seçilen seçildi kaybeden mahalleye gitti. Yeni seçilen çiçeği burnunda başkanların bir kısmı kolları sıvayarak hakikaten güzel işlere imza atmaya başladı. Biriken enerjilerini doğru kullanarak halkın gönlünde de taht kurmaya başladılar. Bir taraftan güzel işlere imza atarken bir taraftan da geçmişte yaşanan ‘Ananigi naganigileri’ de ortaya çıkartmaya çalışıyorlar. Tabi o belediye başkanlarının yanı sıra bizde duyumlarımızı sayfalarımızdan halka ve yetkililere aktararak bakın be efendiler buradan kötü kokular geliyor. Birceğez leş gargası geberdi ve fena kokuyor diyerek yetkilileri göreve davet ediyoruz. Büyükkonuk Belediye Başkanlığı el değiştirdi ve koltuğa gencecik, halka umut dağıtan bir insanımız Ahmet Sennaroğlu oturdu. Para, maaş ödemesi ve belediyeyi yeniden düzenleme derken genç ama başarılı başkanın bazı şeyler gözünden kaçmış olabilir diye düşündük. Gözünden kaçanları da bir yol biz hatırlatalım dedik. Bizim Minik Kuşlar Büyükkonuk Belediyesinin halk ile birlikte Eko günü düzenlemek için kolları sıvadığını ve Eko gününün görkemli geçmesi için yoğun çalışıldığını söyledi. Şimdi eee bunda ne var belediyenin görevi zaten bu diyenler çıkabilir. Ama bizim Minik Kuşlar kazın ayağı öyle değil diyor. Eko günleri için daha önce 60 bin Törkiş Lira ödenerek hazırlanan Kıbrıs Kültürünü simgeleyen işlemeli folklor elbiselerin yerinde yeller estiğini söylüyor. Bir başka deyişle Belediyenin bütçesinden ödenerek hazırlanan folklor elbiseleri ‘Sandıktan’ buhar oldu diyor bizim Minik Kuşlar. Şimdi burada durup bir yol dinlenelim ve bir daha soralım. Sayın Ahmet Sennaroğlu belediyenin bütçesinden 60 bin Törkiş Lira ödenerek hazırlanan bindallı işlemeli elbiselerin nerede olduğunu bulabildiniz mi? İzini buldunuzsa hangi hısım-akrabanın evindedir dersiniz?. Sizin haberiniz belki yok ama bizim Minik Kuşlara bu elbiselerin sökükleri vardı tamire verdik denmiş. Yahu bu söyleyenlere atma Recep din kardeşiyiz diyeceğim.  Allah aşkına hiç giyilmeyen ve hazırlandıktan sonra sandığa konulan elbiselerin söküğümü olur? Ve tabi bizim Minik Kuşlar rahat durmaz ya. Sürekli dı dı dı oda var buda var diyor. Mesela bazı ödemelerden bahsediyorlar. Bazı anagini naganigilerin olduğunu fısıldıyor. Söylenenlerin doğrumu yanlışmı olduğu denetleme sonucu ortaya çıkar ve bizde bu nedenle ‘Sayıştay’ göreve deriz. Peki, Nasreddin hoca’nın Dolunaya dönüşen Ay’ı kırpa kırpa yıldız yaptığı gibi yetkileri kırpıla kırpıla papağana dönüştürülen ve yazıkları ile söyledikleri kale alınmayan bizim ‘Sayıştay’ neden oralara bir el atmıyor dersiniz?. Yoksa Sayıştay’a Kıb-Tek yönetim kurulu olayında olduğu gibi hımmmm, bal yeme otur oturduğun yerde Allah Kerim diyenler mi var? Allah Kerim diyenler varsa bizde o diyenlere Kerim’in kuyusu derin. İnilirse çıkılmaz hadde bakalım Sayıştay, çek kılıcını deriz.


  Sahibine Mesajlar Sayın Kutlay Erk, Anavatan Türkiye’de Başbakan Erdoğan Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da Başbakan oluyor. Alo ben Beşir’den sonra bukez Aloo ben Ahmet’i yaşarmıyız dersiniz? Malum ‘Büyük Usta’ Aloo ben Erdoğan, anket manket bilmem. CTP Parti Meclisinden Talat çıkacak demesinden sonra bukez Alooo ben Ahmet ne oldu bizim Talat’ın işi olabilir mi dersiniz ? Sayın Tufan Erhürman öncelikle 2 yeni kitabın hayırlı ve uğurlu olsun. 100 soruda 2014 Anayasa Referandumu isimli kitabın sanırım referandumda ‘Ohi’ diyen halka hitaben yazılmış bir kitabtır. Ah be Tufan’ım ah. Referandumu anlatma savaşında seni meydanda tek başına bırakanlar referandumun halkın kapsama alanı dışında kalmasına neden olurken, sen kalplerdeki sevgi nedeni ile sürekli kapsama alanı içerisinde kaldın. Seninkileri okundurduk yazındırdık bala gudelya bala gudelya Tufanım. Sayın Aliriza Usluer, uzun bir süredir sizi zarınca dan şu Karaciğerinizin belasından nihayet kurtuluyorsunuz. Damat imdada yetişti de bugüne kadar sizinle Meclisi Mebusan’ın ceylan derili koltuklarını paylaşanlardan niye ‘TIK’ çıkmadığını anlayamadım. Bugüne kadar dürttük olmadı. Çimdikledik yine uyandıramadık. Sanırım bunları ısırınca insanı sürekli uyutan Çe çen sineği ısırdı ve uyanmıyorlar. Atalarımız devletliye dokun geç, fakirden sakın geç der ama galiba buna fakire dokun geç devletliden sakın geç desek daha doğru olacak. Sayın Fatma Erim geçtiğimiz akşam yakın dostlarınız ile Büyük Handa hoş vakit geçirmişsiniz. İnsanın arkadaşları ile arkadaşlığını pekiştirmesi ne kadar güzel. Bugüne kadar doğru durduğunuz için arkadaşlarınızın büyük güvenini kazandınız. Doğru duran hür yaşar, doğru durmayan zor yaşar diyen atalarımız ne kadar doğru söylemişler değilmi? Sayın Gencay Eroğlu, sizin kitap otur biraz dinlen cümlesini hiç yazmıyormu? Maşallah göreve geldiğiniz ilk günden itibaren dur durak bilmiyorsunuz. Gençlik kampı. Halk Oyunları organizasyonları derken gençliğe büyük hizmet yanında kültürümüzü de tanıtma yönünde çok büyük adımlar atıyorsunuz. Bizimn Minik Kuşlar şimdi de halk oyunları organizasyonu için Kadakopya’ya gideceğinizi söylüyor. Allah sizi gençlerin başından eksik etmesin diyelim.. Sayın Rana Sarro, çok dikkatli araba kullanmana rağmen dün bir anlık dalgınlık sonucu çok ufak da olsa bir trafik kazası yaşadığını öğrendik. Sevgili Rana meslekteki başarılı haberlerin sonrasında sanırım göze ve nazara geldin. Aman dikkat dalgınlık şakaya gelmez. Basın camiasının senin gibi değerli elemanlara ihtiyacı var. Sayın Av. Hasan Sözmener, Zorla Mal İktisabı Yasasına göre her yıl onlarca gayrimenkulün mal sahiplerine dahi haber verilmeden hükümet tarafından kamulaştırıldığını dile getirdin. Yani koltuğa kurulanlar ben yaparım olur mantığı ile hareket ederek yasa masa Allah’a emanet demeye getiriyorsun. Korsan diyenlere kızıyoruz. Vatan Millet Nurlu Ufuklar diye bağıranı baş tacı ediyoruz ama boş çuvalın ayakta durmadığını bir türlü anlamıyoruz. Sayın Salih Sarpten bir okulda öğretmen fazla bir diğerinde öğretmen yok bu yapı sürmez diyorsun. Doğru söze ne denir ki. Peki okulların açılacağı günlere yakın okulların tamir edilmesine başlanmasına ne buyrulur? Yada hademesi olmayan okullarda temizliği öğretmenlerin yapmasına ne diyeceksiniz? Ah be Salih gardaş, nasılki, Çakallar kuzunun bol olduğu yeri değil sahipsiz kaldığı yerleri severlerse Maarif Nazırları da okulların olmadığı Maarifleri sever ve okullar olmasaydı Maarifi de güzel idare ederlerdi. Değil mi? Sayın Şener Levent, Afrika Gazetesinin dünkü ön sayfa haberinde Ebola Sandılar Tifüs çıktı başlıklı bir haber vardı. Şener’im sen dua et Tifüs dediler. Ya grip olana AİDS teşhisi koydukları gibi veya kalp krizi geçiren birini hiçbir şeyin yok diye eve yolladıktan sonra hayata bay bay demesi gibi o vatandaşa da sadece burnun akar diyerek eve gönderselerdi ne olurdu dersin? Sayın B.Ç’nin annesi ve akrabaları Polis peşimizde ailemiz baskı altında sürekli Polis tarafından takip ediliyoruz diyorsunuz. Polisin baskısını sürekli ensenizde hissetmeniz tabiî ki psikolojik açıdan sizi rahatsız ediyor. Ama Polis neden benim veya bir başkasının sürekli peşinde değil. Veya neden bizim evlerimize baskınlar düzenlemiyor? Neden? Hiç bunları düşündünüz mü?


  GÜNÜN FOTOĞRAFI