Ankara’dayım. İçimdeki hüzünden dolayı, yağmura yüklediğim anlamdan mıdır bilmem ama, sanki gök yüzü, için, için ağlıyor. Sanki; “Ey Türkiye, acını ne çabuk unuttun da, bir futbol maçına, sevinç çığlıkları atabiliyorsun” der gibi. Oysa ki nerden bilsin, bu ülkede, futbolun, uyuşturucu etkisinde kullanıldığını. Belki de, abarttığımı düşünüp, insanoğlunun, üzüntüsünü de, sevincini de yaşaması gerektiğini söyleyeceksiniz. Elbette ki, hayat devam ediyor ve hayatın getirdiği her şeyi yaşamak lazım. Ancak, ne yazık ki, futbol, hayatın getirdiği sevinç ve mutluluktan öte, farklı amaçlar için kullanılan bir silah haline geldi. Milli Takımımızın, dünkü başarısı, bu günlerde duymak istediğimiz ve ihtiyacımız olan en güzel haberdi. Hep beraber, gururlandık, mutlu olduk. Peki ya sonrası? Tartışmalar. Kalp kırmalar, Haftalarca sürecek olan yorumlarla, unutulan gündem. Yani kısacası, spor karşılaşması olmaktan çoktan çıkmış olan ve ticarileşen futbol afyonu ile, halkın gazı, bir kez daha alındı, öfkesi, bir kez daha yatıştırıldı. Düzen yine devrede. Olan, bu düzeni değiştirmek uğruna, ölenlere oldu.