Gazeteci Hüseyin Ekmekçi bir paylaşım yaptı:
Bir grup din görevlisinin; bir grup başka din görevlisine karşı gösterdiği tepki ve açtığı dava;
Kuran kursu değil, "Talip Atalay onları kadrolasın diye uydurduğu hafız kursu..." iptal edilsin diye açılan bir dava...
Bu mücadele için, önce Kamu- sen'den ayrılıp Din- Gör- Sen'i kurmuşlar...
Din- Gör- Sen'de kavga edip, Hizmet Sen'i kurmuşlar...
Başbakanlık önünde "kadro kavgası" için eylem bile yapmışlar...
Din İşleri Başkanı'nın "ayrıcalıklı ilkokul mezunlarını imam kadrosuna alması" için bir "hafızlık belgesi kursu" uydurmuşlar...
Bu kursa karşı da "eğitimli" imamlar bir hukuk mücadelesi başlatmış, mücadeleyi de "anayasanın eğitim hizmetlerini eğitim bakanlığı gözetimde ve denetiminde" olduğu maddesine bağlamış.
Mahkeme de aslında Talip Atalay'ın "Din Hizmetleri Yasası" üzerinden abla- abi, imam- imame gibi anayasaya aykırı yasa girişimlerine de cevap vermiş.
Kur'an kursunu engelleme yok...
Din elden gitmiyor...
Din karşıtı sendika değil dava açan...
O Mahallede bir iktidar yarışına karşı, anayasaya bağlı hak arama kavgası var...
Ama yine Talip Atalay, "kendine karşı kazanılan hukuk zaferini", "Din elden gidiyor", "dinsizler Kur'an kurslarını yasaklıyor" diye Türkiye'ye gammazlıyor.
Günah var...
Ayıp var...
Yalan var...
Var oğlu var.
Her şeyden fazlası; "imamlar, imamlarla iktidar kavgası" yapıyor, Din İşleri içerisindeki "padişah yetkileri" anayasaya uygun hale getiriliyor diye...
İmam yıpranıyor...
Halk yıpranıyor...
Türkiye'de siyaset ne olduğunu anlamadan dinlemeden ayar veriyor.
Tahribat büyüyor...
Bize yine "kötülerin kazandığı", kaybedeceğimiz bir kavga kalıyor...
Görevden seneler önce alınması gereken bir "müsibet", halen daha bize "nasihat" olamamış...
Başbakan; önce Türkiye'ye bu yanlışı yaptıranları görevden almalı... Devamında anayasa aykırı olmayacak şekilde din işlerini düzenleyecek yasayı, adada yaşayan herkesin din ve vicdan özgürlüğünü koruyacak şekilde, vakit kaybetmeden meclise sevk etmeli.
Hepimize yazık ediyorsunuz.