ANKARA Turan, Gazi Üniversitesi Mimar Kemaleddin Salonu'nda gerçekleştirilen konferansta, gerilimin arttığı Fetih Camisinden çıkmaya çalıştığı sırada, bir kameramanın güvenlik güçlerine, kendisinin Türk olduğunu söylediğini, bunun üzerine de gözaltına alındığını belirtti. "Cami içinde kötü muamelede bulunmadılar diyemem, bulundular, çünkü siyasi konjonktürde ben TRT Kahire muhabiriyim. Hakaretler yedik, postal yedik, tekme tokat da attılar" diyen Turan, dışarıda bekleyen Baltacılar dolayısıyla kendilerini asıl tehlikenin cami çıkışında beklediğini ifade ederek, Baltacılardan da dayak yediklerini söyledi. Kendilerini hapishaneye götüren arabaya binmeyi kurtuluş gibi gördüklerini anlatan Turan, hapishane girişinde sopalarla karşılandıklarını ancak hapishane müdürünün kendisiyle ilgili özel muamelede bulunduğunu ifade etti. Turan, "Arapça konuştuğum için gardiyanlar beni seviyordu. Çok iyiydik, hapishane içinde de Müslüman Kardeşler ve diğerleri Türk olduğum için beni seviyordu, orada kahraman gibiydim. Türk olduğum için herkes bana selam vermeye çalışıyordu" değerlendirmesinde bulundu. "Hüsnü Mübarek ile çekilmiş fotoğraflarım beni kurtardı Turan, geceleri koğuşun demir peneceresinden "özgürlük "diye bağırdığını da anlatarak, Türkiye ile Mısır arasındaki gerginliğin hapishaneye yansıyıp yansımadığı sorusu üzerine de şunları dile getirdi: "Ben kötü bir zamana denk geldim. O anki rejim tarafından tamamen yansıdı ve benim Türk olduğumu bildikleri için sorgusuz sualsiz içeri aldılar. Ben Mısır Enformasyon Bakanlığına kayıtlı gazeteciyim, basın kartımı göstermeme rağmen hiç dinlemeyip suçlular tarafına attılar. Tamamen siyasi bir karardı. Aslında beni Müslüman Kardeşler yanlısı olarak cezalandırıyorlardı ama ben bütün insanlarla iyiyim, eşit mesafedeyim. Müslüman Kardeşlerin toplantısına diğer gazeteciler gibi gittim. Eskiden Hüsnü Mübarek ile çekilmiş fotoğraflarım beni kurtardı."