Geçmişle yüzleşme

Oshan SABIRLI

Milletvekili Doğu Derya’nın meclis kürsüsünden yaptığı “Rum kadınlara da tecavüz edildi” şeklindeki açıklamalar bir dönem çok ciddi bir tartışmayı beraberinde getirmişti. O dönem Doğuş için linç kampanyaları başlatılmış, hatta bu kadın milletvekili hedef gösterilmişti. Önceki gün ise Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşanan şehitlik gerginliği, bir kez daha geçmiş ile yüzleşme anlamında önemli bir tetikleyici oldu. Doğuş’un söyledikleri en başta çok sert şekilde tepki gördü, ancak Kıbrıs’ın güneyinde konuşulan, net şekilde bilinen tecavüz gerçeği ile bizim toplumumuz ilk kez bu kadar net şekilde yüzleşti o açıklama ile. Ne acıdır ki Doğuş’un söyledikleri, Rum kadınlarına da tecavüz edildiği bir realite olarak tam karşımızda durdu. Bu bir yüzleşmeydi. Bizim kadınlarımıza tecavüz edildiği gibi maalesef savaşın acı gerçeklerinde Kıbrıslı Rum kadınların da mağduriyetleri vardı. Hatta inkar edilse de kameralar önünde, dost sohbetlerinde bu gerçek bir çok kişi tarafından, dile getirildi. Şehitlikte yaşanan gerginlik ise bu kez farklı bir noktaya ışık tutmaya yardımcı oldu. Yıllarca görmezden gelinen, yıllarca Kıbrıs Sorunu’nun bir “işgal sorunu” olduğu iddiaları bu kez şehitlik ziyareti ile Kıbrıs’ın güneyinin en büyük partisi konumundaki AKEL tarafından farklı bir aşamaya taşındı. Aslında Muratağa ve Sandallar’a yapılan şehitlik ziyaretine şapka çıkarmak gerek. Dün de belirttiğim gibi, keşke daha iyi bir organizasyonda, samimi bilgilendirmelerle bu ziyaret, köy sakinlerine ve şehit yakınlarına bildirilseydi. Amacın şov yapmak olmadığı, yüreğin ortaya konulduğu, bu ziyaretin tarih ile geçmiş ile yüzleşme anlamına geldiği anlatılabilseydi. Yine de ortaya çok ciddi bir mesaj verildi. Savaş çığırtkanlığı yapmak isteyenler, bunu da farklı kullanmaya çalıştı. Dün gün boyu kınama mesajları da düştü haber merkezinin iletişim kanallarına. Şimdi Kıbrıs’ın güneyinde de Kıbrıslı Türklerin çektiği acılar bir nebze de olsa daha görünür oldu. Eğer Kıbrıs’ın güneyindeki gazeteler de bu konuyu yazıp çiziyorsa, eğer bir gazete, bu haberi Kıbrıs’ın kuzeyinde çekilen Atlılar Toplu Mezarlığı fotoğrafı ile verebilmişse işte bu barış yolunda önemli bir adımdır düşüncesindeyim. Yıl 2002 yılıydı. Ara bölgede bir etkinliğe katılmış ve 22 yaşlarındaki Yorgo diye bir Kıbrıslı Rum ile sohbet etmiştim. Sonrasında Yorgo ile iletişimim kopmadı ve Kıbrıs’ın kuzeyinin Kıbrıslı Rumlar tarafından hiç bilinmediğini, beyinlerin çok farklı şekillerde yıkandığını, Kıbrıslı Türk varlığının çok yanlış şekilde tanıtıldığını da deneyimledim. Özetle, Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşanan ölümleri, katledilen bebekleri, soykırım şeklinde toplu mezarlara gömülenleri duymayan ve bilmeyen bir nesil var güneyde. Onlar kendilerine öğretildiği gibi, Kıbrıs Sorunu’nun 20 Temmuz 1974 ile başlayan bir işgal sorunu olduğunu zannediyorlar. Üstelik Kıbrıslı Türklerin göç ettiğini, Kıbrıslı Türk kadınlara tecavüz edildiğini ve daha birçok savaş suçunun, Kıbrıslı Rumlar tarafından gerçekleştirildiğini bilmiyorlar. Atlılar Şehitliği’nde yaşanan bu gerginlik işte tüm bunlara dikkat çekmek adına önemli bir girişimdi. Bu yaşanan vesileler ile AKEL tarafından da bunu görüldüğünü, Kıbrıslı Rumların da bununla yüzleşmeye başladığını görmek barış yolunda önemli bir adım şeklinde algılanmalı.