Bir taraf “evet” dedi; Diğer taraf “hayır” deyince, bir evet bir de hayır, ne gariptir ki, iki hayır anlamına geldi! Annan planından sonra iki toplumda yapılan referandumun anlamı buydu! Anımsayınız, Türkiye Annan planı için evet deyince, KKTC’deki hayırcılar cılız kalmıştı! Rumların plana okkalı bir hayır diyecekleri biliniyordu… Rum tarafındaki kilise papazları “hayır” için fetva verince… Rum siyasiler de kilisenin afarozundan korktukları için, kilisenin ve papazların peşi sıra gittiler! Bizde ise; Toprak tavizlerine rağmen ve yeniden göçmen olmak korkularına rağmen, Türkiye kökenli seçmenler de Kıbrıslı Türklerle birlikte evet oyu verdiler… Gemilere doldurulup geri gönderilme korkusu egemen olmadı nedense… *** 2016’da bir referandum daha konacak iki toplumun önüne… Kıbrıslı Rumlar, 1974’ten sonra vatandaş yapılan yüz bine yakın Pontus(*) Rumları ile birlikte oy kullanacak! Türkiye’den gelen nüfus Kuzey’in yerleşikleri ise, Güney’de vatandaş yapılan Pontuslar, Ruslar, Yunanlılar, Araplar da Güneyin yerleşikleridirler! Merak ettim hep! Güneydeki bu yerleşiklerin yasal statüsü, bu güne kadar sürdürülen görüşmelerde bizim Cumhurbaşkanlarımız tarafından hiç gündeme getirildi mi? Nedense hep bize vuruluyor tokat… Kıbrıslı Türklerin Güney Kıbrıs’ta bıraktıkları taşınmazların gündeme getirildiğini duydunuz mu? Tüm Kıbrıs’ta yüzde on iki toprağınız kaldı deniyor! İyi de, 1963 olaylarından sonra, adadan metazori göç eden Kıbrıslı Türklerin ya beleş Rumlara sattıkları taşınmazlar neden gündeme getirilmiyor? Türk taşınmazlarının satılmasında Kilisenin çok para harcadığı söyleniyor… “ Topraksız kalan, vatansız kalır” sloganıyla, bilinçli olarak hareket ettiler! *** Yunanlılarla ve diğer yabancılarla evlenen Kıbrıslı Rumların çocukları hemen vatandaş yapılırken, Kıbrıslı Türklerle evlenen yabancıların burada doğmuş çocukları neden Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşı yapılmıyor? 1963 olayları sonrasında ve ondan öncesinde diğer ülkelere göç eden Kıbrıslı Rumların çoğunun geri geldikleri biliniyor! Kıbrıslı Türkler, göç ettikleri yerleri çok beğendiklerinden geri dönmediler! Aksine, Kuzeydeki tecrit edilmişlik ve kapişari düzeni göçü daha da teşvik etti… Binlerce insanımız da 1974’ten sonra göç edince… *** Yaa, işte böyle! Kime anlatalım hal-i pür melalimizi? Kilise papazına mı, yoksa cami imamına mı? Kimse bizi sevmedi nedense… Musa’yı geçtik; Ne İsa’ya yaranabildik ne de Muhammed’e… Lanetli miyiz, neyiz? (*) 1974 yılından sonra, Gürcüstan’ın Batum, Suhumi ve Abhazya bölgesinden Kıbrıs Rum tarafına gelen göçmenler!