Dün başbakanlık önünde 100 civarı araç toplandı ve kornaları ile “Karantinasız girişlere Hayır” dedi.
Kimisi işi dolayısı ile eyleme katılamadı, kimisi sağlık sorunu nedeniyle.
Ancak önemli bir kesim de siyasilere ve uygulanan politikalara karşı güvensizliklerinden katılmadı.
Aslında haksız da değillerdi.
Zira bu süreçte ortada ne muhalefet partiler vardı ne de lokomotif güç olması gereken sendikalar.
Muhalefet sadece basın bildirisi yayınlayıp, kürsüden konuşmayla yetindi.
Ya da sosyal medyadan yapılan açıklamalar oldu.
Bunu bireysel olarak herkes yaptı.
Hatta muhalefet partilerin önüne geçerek sosyal medya üzerinden örgütlendiler de.
Sendikalarda da durum farklı değil.
Basın bildirisi ve bir de halkı motive etmeden, halkın katılımını sağlamadan yapılan bir eylem.
Dolayısıyla halk bu süreçte yalnız ve öksüz.
Kendi başına örgütlenmeye ve bir şeyler yapmaya çalışıyor.
İşte bu yüzden dünkü eylem çok önemli ve anlamlıydı.
Evet belki bizzat eyleme katılım çok değildi ancak yankısı büyüktü.
İşten çıkmış evine giden herkesin kornalarla eyleme destek vermesi çok önemliydi.
Keza yapılan basın açıklamasına sosyal medyadan verilen tepkiler de öyle.
Demek ki halk bir kıvılcım bekliyor.
İnançlarını harekete geçirecek bir örgütlenme ve doğru eylem biçimleri bekliyor.
Ve ne yazık ki artık bunları siyasilerden beklemiyor /istemiyor.
Çünkü bu güne kadar tüm umutları siyasiler ve partiler tarafından çalındı.
O yüzden sendikalar ve sivil toplum örgütlerine büyük görev düşüyor.
Halkın hazırda bekleyen duygularına ve enerjilerine öncü olmak zorundadırlar.
Sendikacılık sadece yapılan toplantılar ve basın açıklamalarından ibaret değildir.
Halkın parça parça verdiği “Yolların düzelmesi ve trafikte önlem alınması” ile ilgili mücadelesinden, “karantinasız geçişlere hayır” diyen eylemine hatta ve hatta, “bilişim yasası” ile getirilmek istenen suskunluğa karşı verilen mücadeleden, “var oluş” kavgasına kadar tüm mücadelelerde halkla birlikte değil ,halkın önünde olmalı.
Parça parça yok oluşu ancak bütünlüğün engelleyebileceğini hatırlamak zorundadırlar.
Kaldı ki işleri çok kolay.
Çünkü halk mücadeleye hazır, ancak örgütlenmeye aç.
Dünkü eylem bunun çok güzel bir örneğiydi.
Sendikaların adeta üstlerine ölü toprağı serpilmiş sessizliğine rağmen, muhalefet partilerin, ses var ama görüntü yok tavırlarına rağmen , dün binlerce, hatta on binlerce yürek birleşti tek bir yürek olarak halkın sağlığına sahip çıktı.
Ülkesini ve halkının sağlığını önemsedi.
Bu anlamda çok başarılı bir eylemdi.
Bu vesileyle gerek inançla eyleme katılanları, gerekse mazereti dolayısıyla ya da siyasilere olan inançsızlıkları ile kendileri orada olmayıp mesajları ile desteğini belirtenleri, yolda kornaları ile destek verenleri saygı ile selamlıyorum.
Hala daha bu ülkede umut ışığı olduğunu gösteren ve umutları yeşerten tüm güzel yürekli insanlara selam olsun.
Umarım yetkililer bu yüreklerin sesini duyup, “ülkeye karantinasız geçişlerin doğru olmadığı” anlar ve önlem alırlar.
Ve yine umarım ki sendikalar ve sivil toplum örgütleri de dün yapılan eylemde verilen mesajdan üstlerine düşeni alırlar ve silkinip kendilerine gelirler.
Zira gemi battığında güvertedekiler de kurtulmaz !!!!