Geçtiğimiz hafta başlayan tartışmaya Kıbrıs’ın hem kuzeyinden hem de güneyinden çeşitli teğkiler gelmeye devam ediyor. Doğuş Derya’nın mecliste yaptığı konuşma ile başlayan tartışma sonrasında Kıbrıs Rum toplumundan da çeşitli sesler gelmeye başladı. Kıbrıs’ta toplumlar arası çatışmaların kökeni yüz yıla kadar dayanır. Hatta o kadar ki 6/7 Eylül olaylarında 1955 yılında İstanbul’da Kıbrıs Türktür cemiyeti tarafından organize edilen ve İstanbullu Rumların mallarının talan edildiği olaylarda 12 kişinin öldüğü kayıtlı 60 ama kayıtlara geçmemiş 400 civarında da tecavüzün olduğı yazıldı çizildi. Artık hem Kıbrıslı Türkler hem de Kıbrıslı Rumlar 1955'leri 58'leri, 63 olaylarını 67’de yaşananalrı ve elbette 74’te olan biteni de konuşabilmeli. Konuşmadan toplumlar gerçekleri öğrenmeden bu dar milliyetçilik sarmalı hiç bitmeyecek bu adada. Toplumlar bir birlerini anlamadan yaşananları tüm çıplaklığı ile konuşmadan uzlaşıya nasıl varabilecekler ki? Derya’nın konuşmasına verilen olumlu, olumsuz tepkiler konunun yeniden tartışılmasına neden oldu. Çok da iyi oldu. Kıbrıs Türk medyası üzerine yapmayı başladı. Eski günleri eski defterleri tanıkları ile yeniden gündeme taşıyor. Kıbrıslı Türkler konuyu daha açıkça konuşmaya başlayacak önümüzdeki günlerde. Kıbrıs Rum medyası da cesurca bu yayınları yapabilecek mi? Kıbrıslı Rumların Kıbrıslı Türklere ettiklerini anlatabilecek mi kendi toplumuna? Biraz cesaret. Belki bu sefer olur. 1974’ün üzerinden 40 yıl geçtikten sonra ancak konuşabilmeye başladık. Bu tartışmayı kısır çekişmelere çekmeden sadece doğruların ortaya çıkması adına cesurca dETAY Gazetesi de üzerine düşeni yapmaktan çekinmeyecektir.