Gidişat

Burak ÇİFLİKLİ

Geçtiğimiz günlerde twitter'da @icimizlandali kullanıcısı #KeytaristTwitterLigi etiketi altında bir yarışma düzenledi. Yapılan oylama sonrasında kazanan @varcharian kullanıcısına ait 22 Ocak 2015 tarihli twit oldu; "sizle bir gün toplu halde İpsala sınır kapısına doğru koşacağız, arada yunan askerinin ateşiyle vurulup yere düşenler olacak." Bu sonuç aslında Türkiye'de halkın psikolojisini çok net gözler önüne seriyor. Halkın önemli bir kesimi ülkenin gidişatına dair umutsuzluğa sürüklenmiş durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken 1996 yılında Milliyet Gazetesi’nde yer alan “Demokrasi bir tramvaydır, gittiğimiz yere kadar gider, orada ineriz” ve “Demokrasi amaç değil araçtır” açıklamaları hala hafızalarda. Beştepe'ye başkanlık sarayını da dikmişken Erdoğan bu saatten sonra ne yapıp edip ülkeyi başkanlık sistemine geçirir.

Ve sakın ola ki demokrasinin beşiği batının bu sürece karşı koymaya çalışacağını düşünmeyin. Fakir coğrafyaları sömürme kavgasında perişan ettikleri Suriye halkı kapılarına dayanınca demokrasinin ve insan haklarının yılmaz savunucusu Avrupa Birliği ülkeleri gerçek yüzlerini nasıl da hemencecik gösterdiler? Suçlarının bedelini taşıttıktan sonra Türkiye başkanlık sistemine geçmiş, otoriterlermiş kimsenin umurunda olmaz. Yine kameraların karşısına geçilir, gene sırıtarak pozlar verilir, el sıkışılır…

***

Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki mülteci krizi konulu, "işbirliği", "çözüm planı", "prensip anlaşması" gibi süslü kelimelerle dolu açıklamaların havada uçuştuğu bir görüşme daha geride bırakıldı. "Tam üyelik" sözünü yine ağzına alan olmadı. Görüşmenin havucu ise vize serbestisi oldu. Haziran ayında Türk vatandaşları için vizesiz seyahatin mümkün olabileceği bilgisi kamuoyu ile paylaşıldı. Böylelikle Rus jetinin düşürülmesi ve Sultanahmet'te Alman turistleri hedef alan bombalı saldırı sonrası 2016 turizm krizinde turizmciye bir tekme daha atılmış oldu. Turizm sektörüne sosyal medyada kusulan nefreti ve ağırlıklı olarak paylaşılan "oh olsun" temalı görüşleri hesaba katınca, haziran havucunu Türkiye değil Avrupalı turizmciler yiyecek gibi gözüküyor.

***

Türkiye'deki haftanın en önemli gündem maddesi ise Gülen cemaatinin amiral yayın organları Zaman gazetesi ve Cihan Haber Ajansına kayyum atanması oldu. Zamanında kurdukları kumpasları ve Türkan Saylan'a, Ahmet Şık'a, Nedim Şener'e, Türk ordusunun şerefli subaylarına yaptıklarını düşününce insanın bir "oh olsun" da cemaate çekesi geliyor. Sanığın, şüphelinin kimliğine bakmadan adil yargılanma dâhil insan haklarını savunmak gerekiyor dense de şu an şikâyetçi oldukları rejimin inşasındaki payları yadsınamayanlar tövbe edip laik cumhuriyeti savunanların yanında saf tutmadıkça o iş olmaz.