Girne Yat Limanı ile ilgili mendirek tartışması bitmeden bazı kendini bilmez kişi veya kişilerin tekneden denize mazot boşaltması tepkilere neden oldu. Mendirekin kötü bir görüntü vermesinin ardından denize mazot boşaltılarak limanın kirletilmesi ve denizin mazot kokması bölge sakinlerini kızdırdı.
Girne Yat Limanı içerisinde bulunan ve tespit edilemeyen bir tekneden dün sabahın erken saatlerinde denize mazot boşaltılması bölge sakinlerini de harekete geçirdi. Havanın ısınmasıyla birlikte, deniz üzerinde yüzen mazot birikintileri kötü görüntünün yanı sıra bölgede yarattığı koku nedeniyle bir çevre kirliliğini gözler önüne serdi. Liman içerisinde yat işletmeciliği yapan ve çevreye duyarlı Fikret Gencer, olayı Girne Liman çalışanı Hamit Topal ve Çevre Dairesi sorumlusu Savaş Namsoy’a aktararak şikayette bulundular. Yapılan şikayet üzerine meydana gelen olay ile ilgili araştırma ve soruşturma başlatıldı. Girne Liman Başkanlığı’na da konunun aktarılması üzerine, Girne Liman Başkanlığı’nda görevli iki kişi limana gelerek inceleme başlattı. Yapılan inceleme ve soruşturmalara rağmen limana mazotun kim veya hangi tekneden boşaltıldığı tespit edilemedi. Elde edilen bilgiye denizi kirleten tekne sahibi belirlenirse, yasaya göre o teknenin izni bir yıl iptal edilebilecek. Soruşturma ve araştırmanın genişletilerek devam edeceği ve denize mazot boşaltan kişi veya kişilerin tespit edilmesine yönelik çalışmaların devam edeceği öğrenildi. *****
Sahibine Mesajlar
Sayın Mustafa Akıncı, YÖDAK ve YÖDAK Başkanı ile ilgili tartışmadan rahatsız olduğunuzu açıkladınız. Doğru rahatsız olunmayacak bir durum değil. Ancak 10 öğretmen öncesi okulu bitiren ancak diploması geçersiz addedilen 10 öğretmen adayı için bizde üzülmüştük. Bir başkanın bir üniversitenin menfaati için münasip yerini yırtıp başına geçirmesine, sonrasında izinsiz bir bölüm açılmasına göz yumulmasına inanın bizde çok ama çok üzülmüştük. Birde her türlü alicengiz oyununu oynayan bu zattın görevden alınması için girişimde bulunacağınıza bu tür açıklama yapmanıza da çok üzüldük. Hatta kalbimiz de kırıldı. Kalp kırdıktan sonra özür dilemeyin çünkü kalp kırıldıktan sonra o özür, solan çiçeğe su vermeye benzer. ** Sayın Ömer Kalyoncu, geçen gün açıklama yaparken biz başaracağız be annem. Refah seviyesini yükselteceğiz be annem. Herkesi bolluk içinde yaşatacağız be annem imasında bulundunuz.Biz Lafontenden masalları çok küçükken duymuştuk. Haaa birde 2003 yılında da ısıtılıp önümüze konmuştu. Adalet, hak ve Adil bir düzen diye çıkılan yolda Umut dağıtılıyordu. Sonuçta Adalet abla öldü. Adil amca yoğun bakımda. Umut ise bisikleti ile tomofilin altında kaldı ve kırılmadık kemiği kalmadı. Tüm bunlar yaşandıktan sonra bize Sorry be annem denilerek soğuk su ikram edildi. Aman bu defa da tomofilin aksona gardası kırıldı. Lastiği patladığı için yampuri yampuri gitti ve tumba oldu affet be annem demeyin. ** Sayın Hüseyin Özgürgün, bazı UBP Milletvekillerinin sanki muhalefet partilerinin milletvekiliymiş gibi partinizi yaylım ateşine tutmasına çok sert yanıt verdiğinizi gördük. Bu arkadaşlara bakanlık verseydik şimdi başkan adayı olmayacaklardı diyerek bir yerlere taş atmanız hedefini buldu. Attığınız taş Ersin gardaşımın başını öyle bir yardı ki kafasına beş dikiş atıldı diyorlar. Ah Hüseyin’im babam hep menfaat ortamında dost edinirsen çile zamanı da yalnız kalırsın derdi. Bilmem anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az. ** Sayın Ersan Saner bakanlık yaptığınız sıralarda yollarımız kalitelidir açıklamalarınız sonrasında bugüne kadar 99 ölümlü kaza, 2009 yaralanma ve 1299 hasarlı kaza meydana geldi. Bin berikat versin sizin sayenizde yollarımız kalite mertebesine erişti ve kaza rakamları asgaride kaldı. Yoksa yollarımız kaliteli olmasaydı halimiz nice olurdu değimli? ** Sayın Süleyman Manavoğlu, isminiz Polis Genel Müdürlüğü için sıklıkla geçiyor. Hüseyin Yeşildağlı ile çekişiyormuşsunuz. Barbaros Savaşcı da aradan fırlayabilir diyorlar. Vallahi Pervin Gürler’den sonra o makama bu üçlüden hangisi oturursa otursun o koltukta hiç sırıtmaz. Pervin Gürler’in başarısını bu üçlüden birisi alır ve götürür. Haaa bizim Minik Kuşlar Süleyman bey Genel Müdür olursa Hüseyin Bey ile Barbaros beylerden birisi 1. Yardımcı diğeri 2. Yardımcı olur diyor. Masterli Polis Müdürü Yüksel Öğen Bey’in de iyi bir yerler için şansı var deniyor. Yüksel Beyin şansını da küçük görmeyin. Çünkü noktada küçüktür ama cümleyi bitirir. ** Sayın Olgun Amcaoğlu, Gönyeli eşrafı biz ne yaptık diye dövünüyormuş. Elimiz kırılsaydı da o oy pusulasının altına mühürü basmasaydık diye feryat figan ağlıyormuş. Burnundan kıl aldırtmayan birisinin burnundan kılı almak, yere düşen burnunu yerden aldırtmak için 42 defa kuluvallahi, 51 defa da besmele çekerlermiş. Olgunum el oğlu eli ile yaptığını işte böyle boynu ile çekermiş. Bak Olgun, insanlar doğar, büyür, yaşar ve ölürler. Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde, fazla şeyler yapabilmektir. Sizinki de doğdu, yaşadı ve şimdi ruhuna Fatiha okuyorlar. Haaa fazla bir şey yapmadıysa da onun iş yapma engelli oluşuna verin. Olur mu? ** Sayın Serhat Apakgün, altın yumurtlayan tavuk olarak nitelendirilen turizmi ‘LOSARGA’ tavuğa döndürdüler. Resen vergi, bilmem ne fonu diye diye ruhuna Fatiha okunmaya başlanan turizme son darbeyi sanırım elektrik vuracak. Anamıza tambura, babamıza döblek çaldıran elektriğe çare bulmazsak yakında hocanın ‘Rahmetliyi’ nasıl bilirdiniz soru ile karşı karşıya kalacağız. Ne dersin? [caption id="attachment_88607" align="alignnone" width="640"]