Küçücük ülkemizde siyasi partiler arasında ideolojik görüş ayrılığı kalmadığı birçokları tarafından dile getiriliyor… Bu doğru tespitin argo sloganları ise; “ hepsi aynı b.kun soyu, fasulyenin yahnisi gitti geldi aynisi” gibi söylemlerdir. Hele de, sosyalist ideolojiyi benimsediğini iddia eden ve emekçilerin, orta sınıf memurların desteği ile iktidar olan bir partinin sermaye sınıfına yaranmak için çırpınışı fark edilince… … elinin emeği ve alın teri ile geçinen yığınlar onarılmaz bir umutsuzluğa sürüklendiler! Sınıfsal kavganın “ işçi sınıfı” tarafında yer alan siyasi partiler, zamanla mücadele azimlerini yitirerek, kapitalist partilerin ve para babalarının yanında yer aldılar! Zenginler gibi “lüks” içinde yaşama dürtüsü, “ yemek yedikleri tabağa tükürmeden” öte, bir ihanetin de sinemaskop panoraması gibi sırıtıyor küçücük ülkemizde… Bir çok kez sağdan sola, soldan sağa koşuşturdu seçmenler! Umut bağladıkları, sözlerine güvendikleri siyasetçileri “ sandıkta” cezalandırdılar! Zaten önceden sınadıkları karşı tarafın daha iyi olacağından değil, bir türlü devlet – hükümet katında olmayan işlerinin “ belki bu sefer” düşüncesiyle kullandılar saf ve temiz oycuklarını… Bu kadar zahmetli deneyimden sonra… Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, “ makamlarını ve yetkilerini kendi için ve etrafında fırıldak olanların çıkarı için kullanmamış” bir aday arayışı öne çıkmaktadır. Sözünde duran, Söylemleri ile eylemlerinin çelişmediği, Kendisi ve ailesi için büyük beklentileri olmayan, Halkını seven, Okuyan, izleyen, gözleyen, Bir veya iki yabancı dili bilen, DÜRÜST bir Cumhurbaşkanı adayı aranmaktadır! Var mı adaylar arasında böyle bir muhterem? Bizi çevreleyencoğrafyayı ve bu coğrafyanın tarihini, ekonomik ve siyasi politiğini bilen, Dünyanın değişen sosyo-politik geleceğini iyi takip edebilen, Kronik hale gelen “Kıbrıs çıkmazını” düze çıkarabilecek, Dirayetli olan, Korkusuz, Evet efendimci olmayan, Eğilmeyen, bükülmeyen, Başı dik bir muhterem var mı adaylar arasında? Lütfen yüksek sesle konuşun! Varsa, “ VAARR” diye bağırın ki, sizi komşunuz da, hısım akrabanız da duysun! Rumlar da duysun, Dünya duysun! Türkiye de duysun…