Görmemişin bir oğlu olmuş, çekmiş “şeyini” koparmış…

Ayşegül Garabli

Geçen gün  Girne 20 Temmuz Mete Adanır Stadyumu'nda  bir futbol karşılaşması varmış.

Doğan Türk Birliği ile Türk Ocağı Limasol maçıymış.

“mış” diyorum çünkü benim futbolla pek alakam yoktur, o yüzden de kim kiminle, ne zaman oynamış pek bilmem.

Allahtan sosyal medya var da , her şeyden haberimiz oluyor (!)

Bu olayı da sosyal medyadan öğrendim, sonrasında da gazetelere haber oldu zaten.

Şimdi diyeceksiniz ki, “onca karşılaşma oluyor neden bunu önemsedin”.

Aslında her olay, her karşılaşma mutlaka ki,  önemlidir.

 Ortada verilen bir emek var sonuçta.

Ancak bu maçı diğerlerinden ayıran şey , bakanlarımızın maçı izlemek için stada gitmiş olması.

Gerçi bakanların topluca iki KKTC takımının maçına gidip izlemesi çok önemli ve çok hoşuma giden bir davranış oldu.

Keşke KKTC’de emek veren tüm gençleri gidip izleseler.

En azından kendi bakanları tarafından önemsenmek bile bu gençlerin ruhunu okşayıp, yüreklendirecektir bu gençleri.

O yüzden bakanların topluca maça gitmeleri, pek bi hoş davranış olmuş.

Ancak keşke yeni aldıkları makam arabalarıyla gitmeselermiş.

Hadi diyelim heveslenmişler ve yeni aldıkları “cicileri” ile gitmek istemişler, bari hepsi toplanıp iki arabayla gitselermiş.

Sıra sıra mersedesleri, stadyumun önüne dizmek pek de hoş olmamış doğrusu.

Bırakın halkın parasıyla alınan makam arabalarını özel zevkleri için kullanıyor olmalarını, milletin bu araçların alınışına duyduğu öfke dinmeden, arabaları milletin gözüne sokmanın da bir alemi yoktu.

Bu resmen halka, “siz ne yaparsanız yapın, ne derseniz deyin, biz merseedesleri de alırız, binip maça da gideriz” demek olmuş.

Hele ki memlekette, öğretmeninden, memuruna, işçisine kadar, yüzlerce hatta binlerce çalışan evinden uzaktaki işine, üç-beş arkadaş birleşip, her gün birisinin arabasıyla gidiyorken, kazandığı paranın yarısından fazlasını yol parası yapıyorken, bakanların bu çalışanların vergisiyle alınan arabalara binip maça gitmesi, resmen onlarla alay etmek değil de nedir.

Aslında niye şaşırıp kızıyoruz ki!

Çocuklarını okula götürüp, getirmede, gezmede tozmada, düğünde, bayramda, makam araçlarını kullananların, maça da makam araçlarıyla gitmeleri çok normal.

Oldu olacak, garajlarına da birer tuvalet yaptırsınlar.

Oraya da mersedesle giderler.

Ne diyeyim, “görmemişin bir oğlu olmuş, çekmiş şeyini koparmış.”

Bizim KKTC’ de o misal yani…