Çavuşoğlu’nun açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
-KKTC’nin uluslararası alanda görünürlüğü için nasıl çaba sarf edeceğimizi görüştük, istişareler yaptık.
-Verimli görüşmeler yaptık. Adada yeni bir müzakere sürecinin başlaması ve bunun başarılı olması için gereken belli.
-Kıbrıs Türk halkının haklarının geri verilmesi lazım. Bu haklar inkâr edilemez. İnkâr etmek, Kıbrıs Türk halkının özünü inkâr etmektir.
-Müzakere eşitler arasında olur. Aksini zaten 54 yılda tecrübe ettik.
-Eşitliği reddeden kim zaten belli. Kaybedecek bir 50 yılımız daha yok.
Desteğimiz tam!
-Tatar’ın Cenevre’de ortaya koyduğu öneriyi nasıl desteklediysek, bugün de desteğimiz tamdır.
-Bundan sonra bir müzakere olacaksa iki toplum değil, iki devlet arasında olacak.
-Güney Kıbrıs’ın sözcülüğünü yapan Avrupa Birliği’nin herhangi bir çözüm modeli dikte etme hakkı yoktur.
-Rum tarafı dikkatleri başka yere çekmeye çalışıyor. Güven Artırıcı Önlemleri sanki yeniymiş gibi gerek bizlere, gerek AB’ye satmaya çalışıyorlar. Gerçekten içinde yeni bir fikir olsa bunları konuşuruz, Türkiye olarak destek veririz ama bunlar Sayın Anastasiadis’in de Cenevre’de eski defterleri karıştırarak bir bir okuduğu önerilerdir.
-Maraş açılımından duyduğu rahatsızlığı temel alarak refleks gösteriyor Sayın Anastasiadis.
-Rum tarafı gerçekten işbirliği yapmak istiyorsa, önerilerimize olumlu bakar, yoksa Türk tarafı vizyonuna devam edecek.
-Türkiye Doğu Akdeniz’de Kıbrıs Türk halkının haklarını koruyacaktır.
Maraş konusu…
-Kıbrıs Türk halkının hidrokarbonların paylaşımı konusunda yaptığı teklifler var, bu teklifler halen masadadır. İşbirliği istiyorlarsa buna hayır değil, evet demeliler. Rumların tek derdi Maraş’ı geri almak. Maraş, KKTC toprağıdır. Bunu bir kez daha buradan duyurmak istiyorum. Maraş açılımları uluslararası hukuku ihlal etmiyor. Maraş açılımları iki halkın da yararına atılmış adımlardır.
-Rum tarafı beyhude çabalar içerisinde olmasın. Komik duruma düşüyorlar ve gerçekten üzülüyoruz.