Fileleftheros gazetesi “Ankara Fırtına’ya Hazırlanıyor” başlıklı haberinde, Türkiye’nin niyetlerinin bilindiğini ve büyük ölçüde tüm müdahil taraflara ve etkilenenlere bildirildiğini savundu.
Türkiye’nin ikinci sondaj gemisinin Kıbrıs’a doğru yolculuğunun henüz başlamadığını yazan gazete, Türkiye’nin planları arasında iki yerde sondaj yapmak olduğunu iddia etti.
Sondajların ilkinin Kıbrıs’ın kuzeyinde, diğerinin de Ege’de olduğunu ileri süren gazete, Türkiye’nin, Kıbrıs’ın güneyindeki deniz parselinde ileriye gitmesi olasılığının açık olduğunu savundu.
Gazete, KKTC makamlarının Türk şirketi TPAO’ya yönelik emriyle gerçekleşecek bu ilerlemenin, yabancı diplomatların bilgilendirilmesi sırasında Türk Dışişleri Bakanlığı tarafından ortaya konulan haritalardaki bölgelerle ilgili olduğunu iddia etti.
Diplomatik kaynaklara atıfta bulunulan haberde, Türklerin sondajları ileriye götürmeme nedeninin, Rum Yönetimi’nin çıkardığı tutuklama emirleri neticesinde personelin ayrılmasından kaynaklandığını iddia etti.
Sıcak olay çıkması senaryosunun daha görünür hale geldiğini savunan gazete, Yunan hükümet yetkililerinin, özellikle Yunan Dışişleri ve Savunma Bakanlarının son günlerdeki bu ihtimalden söz ettiğini anımsattı.
Gazete, TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Katrugalos ile gerçekleştirdiği son görüşmede, Ege’de herhangi bir Türk faaliyetinin olmayacağı teyidinde bulunmasına karşın Güney Kıbrıs’ın tek yanlı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölge’ye ilişkin sondajların ileri götürülmesiyle ilgili Türkiye’nin kararlılığını vurguladığını ileri sürdü.
Yunanistan’ın, Güven Yaratıcı Önlemler konusundaki görüşmelerin başlatıldığına dair söylemlerinin, gerilimin azaltılması ve Türk ihlallerinin sona erdirilmesi çabaları çerçevesinde yapılmasıyla ilgili olduğunu yazan gazete, bunun geçmişte de denendiğini ancak başarıya ulaşılmadığını yazdı.
Gazete ayrıca Türkiye’nin, “Fatih” gemisinin faaliyetleriyle Güney Kıbrıs’ın enerji planlarını bertaraf etmek, haklarını dondurmak ve kendi talepleri için müzakereleri başlatma girişiminde bulunduğunu iddia etti.
Habere göre, yabancı diplomatik kaynaklar, ileriki haftaların Ankara’nın sonraki adımları açısından belirleyici olacağını söyledi.
Gazete, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geri çekilip, “Fatih” gemisini Türkiye’ye geri çağırmasını hiç kimsenin düşünmediğini savundu.
“TÜRK PROVOKASYONLARININ GÖĞÜSLENMESİ”
Öte yandan Kathimerini gazetesi, “Zaafiyetler ve MEB’deki Provokasyonlara İlişkin Koz-Lefkoşa Tarafından Türk Provokasyonun Göğüslenmesi Planı” başlıklı haberinde, Türk sondaj gemisinin Güney Kıbrıs’ın tek yanlı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölgesi içerisindeki varlığıyla bölgede yarattığı gerginliğin son dönemde kısmi şekilde azalmasının, geniş bölgedeki ihlallerinin hafiflemesi şeklinde algılanamayacağını savundu.
Türk sondaj gemisinin Akama açıklarında 36 deniz mili uzaklıktaki varlığının, Türkiye tarafından yapılacak olası ani hamlelerin göğüslenmesi amacıyla Rum diplomasisini uyanık tutmaya devam ettiğini yazan gazete sondaj gemisinin durağan halde olmasının, takip edilen ve değerlendirilen bir unsur olduğunu belirtti.
Gazete, resmi bir bilgilendirme olmaksızın, siyasi liderliğin günlük olarak, Baf’ın batısında ne olduğu konusunda net bir görüntüye sahip olduğunu yazdı.
Türk sondaj gemisi konusunu ele alan diplomatik kurmaylığını düşündüren noktanın, üçüncü ülkeler tarafından Ankara’ya siyasi baskı yapılmasının mevcut aşamada zor olduğu yönünde olduğunu yazan gazete, diplomatik kaynakların Türkiye-ABD ilişkileri ve Avrupa ülkeleriyle yaratılan durumun, bölgedeki provokatif gelişmelerin göğüslenmesi için olumsuz bir unsuru teşkil ettiğinden söz ettiklerini de belirtti.
Gazete haberinde ayrıca, dikkatlerin ayrıca Güney Kıbrıs’ın tek yanlı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölge içerisindeki çalışmalara verildiğini; 2020 yılı içerisinde planlanan faaliyetlerin bir yandan büyük bir çalışma turunun açılmasına, diğer yandan da büyük şirketlerin faaliyetleriyle “MEB”in statüsünün destekleneceğini yazdı.
Haberde, yeni bir parselin (7’inci parsel) verilmesine ilişkin resmi açıklamalar ile Fransız-İtalyan işbirliğinin diğer dört parsele (8,9, 2 ve 3’üncü parsel) yayılmasının, Baf’ın batısındaki provokasyonların diplomatik açıdan göğüslenmesiyle ilgili olduğu savunuldu.